Amundi Fon Yöneticisi Aksoy: Kısa vadede altına olan talep TL’ye dalgalanma yaşatabilir

PAYLAŞ
  • CNBC-e’de değerlendirmelerde bulunan Amundi’nin Gelişen Piyasalar Fon Yöneticisi Hakan Aksoy, "Kısa vadede TL’deki dalgalanmadan bahsediyorsanız, altına olan taleple olabilir diye düşünüyorum. Merkez Bankası’nın elindeki net ve toplam döviz rezervine baktığımızda kurun çok da dalgalı olacağını düşünmüyorum. Bu şekilde devam edeceğini, hatta TL’deki reel değerlenmenin devam edeceğini, geçen sene olduğu gibi nominal değersizlenmenin de olabileceğini söyleyebiliriz" dedi.
Amundi Fon Yöneticisi Aksoy: Kısa vadede altına olan talep TL’ye dalgalanma yaşatabilir

Avrupa'nın en büyük varlık yönetim şirketi Amundi’nin Gelişen Piyasalar Fon Yöneticisi Hakan Aksoy, CNBC-e’de yayınlanan Küresel Görünüm programında Berfu Güven’in sorularını yanıtladı.

Aksoy, enflasyon, faiz politikaları ve piyasa dinamikleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

‘Faiz indirimleri enflasyon verilerine bağlı olacak’

Aksoy, faiz indirimlerinin enflasyon verilerine bağlı olarak şekilleneceğini belirterek, yıl sonuna kadar faiz oranlarının yüzde 30 seviyesine ulaşabileceğini ifade etti. Bu beklentinin enflasyon rakamlarına göre değişebileceğini vurgulayan Aksoy, faiz indirimlerinin her toplantıda farklı oranlarda devam edebileceğini dile getirdi:

“Bu enflasyon datasına bağlı. Her toplantıda faiz indirimi farklı miktarlarda da olsa devam edebilir. Yıl sonuna kadar yüzde 30 olabileceği düşüncemiz vardı. Bu enflasyon rakamına göre değişebilecek bir beklenti. 2.5’un altına inmesi mümkün.”

‘Beklentilerde çok da büyük değişiklik yok’

Enflasyon beklentilerindeki değişimlerin faiz oranlarını etkileyebileceğine dikkat çeken Aksoy, piyasalarda büyük bir değişiklik beklemediğini ancak tahvil faizlerinde dalgalanmalar yaşanabileceğini ifade etti. Enflasyonun yüzde 30 seviyesine yakın seyretmesinin, tahvil faizlerinde de belirli ölçüde oynaklığa yol açabileceğini belirtti:

“Enflasyon tarafında beklentilerin değişmesiyle beraber faizlerin yukarı çıkması mümkün. Bence beklentilerde hala çok da büyük değişiklik yok. Enflasyon tarafında 30’un biraz altında veya üzerinde olması tahvil faizlerinde de dalgalanma getirir ama çok da büyük bir değişiklik olacağını zannetmiyorum.”

‘Türkiye’nin ABD tahvili satın alması çeşitlendirme stratejisinin bir parçası’

Türkiye’nin uzun bir aradan sonra ABD Hazine tahvili alımına yeniden başlamasıyla ilgili olarak, bu adımın çeşitlendirme stratejisinin bir parçası olabileceğini değerlendiren Aksoy, ABD’deki faizlerin belirli bir seviyeye ulaştığını ve buradan daha yukarı gitmeyeceğinin düşünüldüğünü ifade etti. Aynı zamanda, altın fiyatlarının yüksek seyrettiğini belirterek, yatırım çeşitlendirme açısından bu durumun etkili olmuş olabileceğini söyledi.

‘Merkez Bankası’nın döviz rezervine baktığımızda kur çok da dalgalı olmayacak’

Merkez Bankası’nın döviz rezervlerine dikkat çeken Aksoy, bu verilere dayanarak kurda büyük dalgalanmalar beklemediğini ifade etti. Kısa vadede TL’de dalgalanma olabileceğini ancak reel değerlenmenin süreceğini belirten Aksoy, geçen yıl olduğu gibi nominal değer kaybının yaşanabileceğini, ancak TL’nin değerlenme hızının geçen yıla kıyasla daha düşük seviyede olabileceğini öngördü:

“Kısa vadede TL’deki dalgalanmadan bahsediyorsanız, altına olan taleple olabilir diye düşünüyorum. Merkez Bankası’nın elindeki net ve toplam döviz rezervine baktığımızda kurun çok da dalgalı olacağını düşünmüyorum. Bu şekilde devam edeceğini, hatta TL’deki reel değerlenmenin devam edeceğini, geçen sene olduğu gibi nominal değersizlenmenin de olabileceğini söyleyebiliriz. Burada değişiklik TL’deki değerlenmenin geçen seneye göre daha az olabileceği yönünde. Bu tarz dalgalanmalar olabilir. Ama gidişatta bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Sadece TL daha az değerlenecektir.”

'Faiz, Türk Lirası’ndaki değersizleşmeden çok daha fazla olacak'

Piyasalardaki dalgalanmaların global ekonomik gelişmelere bağlı olarak değişebileceğini belirten Aksoy, ABD’deki para politikalarının daha agresif hale gelmesi ya da euro-dolar paritesindeki değişimlerin değerlendirmeleri etkileyebileceğini ifade etti. Mevcut durumda, faiz oranlarının Türk Lirası’ndaki değer kaybından daha güçlü bir etki yaratacağı beklentisini paylaşan Aksoy, yıllık bazda TL’nin yüzde 5-10 civarında değer kazanabileceğine yönelik öngörülerinin olduğunu dile getirdi:

“Piyasanın dalgalanması ve global piyasalara bağlı olarak da değişecek bir şey. Amerika’daki politikalar çok daha agresif olur, euro-dolar paritesi değişir. Buna bağlı olarak da değerlendirme tekrar değişebilir. Şu ana kadar beklenti faizin Türk Lirası’ndaki değersizleşmeden çok daha fazla olacağı yönünde. Bunun da yıllık olarak yüzde 5-10 civarında TL’de bir değerlendirme olabileceği yönünde bir düşüncemiz var.”