İtalya'dan DeepSeek'e 20 gün mühlet: Ayrıntılı bilgi vermezse erişime kapatılabilir

İtalya'da Kişisel Verilerin Korunması Kurumu'nun (GPDP), Çinli yapay zeka uygulaması DeepSeek'e yönelik inceleme başlattığı ve kişisel verilerin hangi kaynaklardan toplandığına dair ayrıntılı bilgi istediği bildirildi.

GPDP'den yapılan yazılı açıklamada, DeepSeek chatbot hizmetini sağlayan 'Hangzhou DeepSeek Yapay Zeka' ve 'Pekin DeepSeek Yapay Zeka' şirketlerinden bilgi talep edildiği belirtildi.

Açıklamada, söz konusu Çinli yapay zeka uygulamalarından, hangi kişisel verilerin, hangi kaynaklardan, hangi amaçlarla ve yasal olarak ne şekilde toplandığını doğrulamaları istendiği ifade edildi.

Bu talebin amacının, toplanan verilerin Çin'de bulunan sunucularda saklanıp saklanmadığı olduğu kaydedilen açıklamada, İtalya'da milyonlarca kişinin verilerinin risk altında olabileceği bildirildi.

GPDP'nin, söz konusu firmalara kişisel verileri hangi kaynaklardan topladığına açıklık getirmesi için 20 günlük süre verdiği aktarıldı.

GPDP, ABD merkezli OpenAI'ın ChatGPT yapay zeka uygulamasına kişisel verileri toplama kurallarını ihlal ettiği şüphesiyle Mart 2023'te soruşturma başlatmış, uygulamaya erişimi geçici olarak durdurmuştu.

OpenAl'ın ChatGPT kullanıcılarının gizliliğini koruma ve kullanıcı haklarına daha fazla dikkat göstermeyi taahhüt etmesinin ardından İtalya, Nisan 2023'te erişim engelini kaldırmıştı.

DeepSeek nedir?

Çin'de High-Flyer Capital Management fonunun desteklediği DeepSeek, diğer yapay zeka şirketlerine kıyasla düşük maliyetle ve az sayıda çip kullanarak geliştirdiği açık kaynaklı yeni modeli DeepSeek-R1'i, 20 Ocak'ta piyasaya sürmüştü.

Dünya çapında kısa sürede yoğun şekilde kullanılmaya başlanan yapay zeka modeli, uygulama mağazalarında ABD merkezli ChatGPT'yi de geride bırakarak, en fazla indirilen yapay zeka uygulaması olmuştu.

Çinli şirketin düşük maliyetli bir yapay zeka modeli çıkarması, başta ABD olmak üzere Batılı şirketlerin sektördeki hakimiyetine ve bu alanda yaptığı büyük harcamalara ilişkin şüpheleri artırırken, küresel piyasalarda teknoloji hisseleri öncülüğünde satış baskısına yol açmıştı.