Hayvanlar ne söylüyor?: Yapay zeka ile türler arası çeviri projeleri
- Bilim insanları, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojilerini kullanarak hayvanların iletişimini anlamaya yönelik çalışmalar yürütüyor. Bu alandaki araştırmaları teşvik etmek amacıyla Coller-Dolittle Ödülü kapsamında, hayvan seslerini çözümleyebilen projelere yarım milyon dolara kadar ödül verilecek.

Küresel çapta hayvanların birbirleriyle nasıl iletişim kurduğunu anlamaya yönelik ilgi giderek artıyor. Bu çabaları desteklemek amacıyla oluşturulan Coller-Dolittle Ödülü, yapay zeka destekli analizlerle hayvan seslerini çözüme kavuşturabilen projelere verilecek.
Bilim insanları, yıllardır hayvan seslerini analiz eden algoritmalar geliştiriyor. Project Ceti, ispermeçet balinalarının tıklama dizilerini ve kambur balinaların şarkılarını çözmeyi hedefleyen projelerden biri olarak dikkat çekiyor. Ancak bu tür çalışmaların başarılı olabilmesi için çok büyük miktarda kaliteli veriye ihtiyaç duyuluyor.
Bugüne kadar yapay zeka destekli büyük dil modelleri (LLM’ler), insan dillerini anlamlandırmada büyük başarılar elde etti. Ancak hayvan iletişimi için bu seviyede büyük ve detaylı veri setleri bulunmuyordu. İnsan dillerinin çözümlemesi nispeten daha kolaydır; çünkü neyin “kelime” olduğunu ve hangi anlamlara geldiğini önceden biliyoruz. Ancak hayvan seslerinde, belirli bir sesin ne anlama geldiğini belirlemek çok daha karmaşıktır. Örneğin, bir kurt ulumasının farklı anlamlara gelip gelmediğini veya bir hayvanın belirli bir sesi bilinçli olarak tekrar edip etmediğini anlamak oldukça zor bir süreçtir.
2025’te yeni teknolojiler devreye giriyor
Hayvan iletişimi araştırmalarındaki en büyük zorluklardan biri, büyük veri kümeleri oluşturmak ve bunları analiz edebilecek teknolojileri geliştirmekti. WIRED’ın haberine göre, son yıllarda yapay zeka algoritmaları ve düşük maliyetli ses kayıt cihazları sayesinde bu zorluk aşılmaya başlandı.
Araştırmacılar, AudioMoth gibi uygun maliyetli kayıt cihazlarıyla hayvan seslerini günlerce kesintisiz kaydedebiliyor. Örneğin, gibonlar, kuşlar veya diğer vahşi hayvanlar tarafından üretilen sesler uzun süre boyunca toplanabiliyor. Daha önce manuel olarak incelenmesi imkansız olan bu büyük veri kümeleri, artık evrişimli sinir ağları gibi yapay zeka destekli analiz yöntemleri ile işlenebiliyor.
Yeni yapay zeka algoritmaları, hayvan sesleri arasındaki örüntüleri keşfetme ve bu seslerin insan dillerine benzer bir yapıya sahip olup olmadığını analiz etme şansı sunuyor. Derin öğrenme teknikleri, hayvan seslerinin anlamını çözmeye yönelik yeni analiz yöntemleri geliştirilmesine olanak tanıyor.
Hayvanlar ne anlatmak istiyor?
Hayvan iletişimi üzerine yapılan araştırmaların nihai hedefi, hayvanların birbirlerine tam olarak ne söylediklerini anlamak. WIRED’ın haberine göre, Interspecies.io gibi kuruluşlar, hayvanlardan gelen ses sinyallerini diğer türler için anlamlı sinyallere dönüştürebilecek sistemler geliştirmeyi amaçlıyor. Ancak bilim insanlarının çoğu, hayvanların bizim kullandığımız gibi tam anlamıyla kelimelere dayalı bir dile sahip olmadığı konusunda hemfikir.
Coller-Dolittle Ödülü, türler arası iletişimi çözmek için yapılan çalışmaları teşvik etmeyi amaçlıyor. Ödül programı, hayvanların iletişim biçimlerini deşifre edebilen veya onların dilini anlamaya yönelik teknikler geliştirebilen projeleri ödüllendirecek. Çeviri iddiası yerine, hayvanların hangi tür sinyallerle neyi ifade ettiğini anlamaya çalışmak daha gerçekçi bir hedef olarak görülüyor.
2025 yılı, hayvanların sadece ne kadar iletişim kurduklarını değil, aynı zamanda birbirlerine tam olarak ne söylediklerini anlama konusunda büyük bir dönüm noktası olabilir. Yeni yapay zeka destekli teknolojiler sayesinde, hayvanların bilinmeyen dünyasına bir adım daha yaklaşabiliriz.