Dijital dünyanın derinlerdeki kahramanları

Hazal Orta
PAYLAŞ
  • Dünyayı birbirine yaklaşık 400 kablo bağlıyor.
  • Para transferi ya da bir video paylaşımı, bu kablolardan geçerek herkese ulaşıyor.
Dijital dünyanın derinlerdeki kahramanları

Dünyanın bir ucunda paylaşılan bir YouTube videosu ya da bir köşeden başka bir köşeye yapılan para transferi. Aslında bunların hepsi dünyanın denizleri altına döşenmiş kablolar sayesinde gerçekleşiyor. Dünyayı birbirine yaklaşık 400 kablo bağlıyor. İlk kez 1850 yılında Manş Denizi boyunca döşenen kablo, günümüzde internet trafiğin yaklaşık yüzde 97’sini taşıyan bir ağa dönüştü. İnternetin ve iletişim omurgasını oluşturan denizaltı kabloları, görünmez bir ağ gibi okyanusların derinliklerinde görevlerinin başında.

Denizaltı kablolarının dünya ekonomisine katkısı

Adeta görünmez bir ağ gibi dünyayı saran denizaltı kabloları, modern dünyanın en kritik altyapıları arasında. Bu kabloları döşeyen ve herhangi bir kopma durumunda olaya anında müdahale eden belli başlı şirketler var. Bu kablolar, telefon aramalarının da finansal işlemlerin de sosyal medyanın da bel kemiği.

Kablolar, ülkeler arasındaki mal ve hizmet ticaretini kolaylaştırıyor. Böylece küresel ekonomi üzerinde olumlu bir etki bırakıyor. Finansal işlemlerin de hızlı ve güvenli şekilde yapılması için denizaltı kablolarına büyük görev düşüyor. Bilginin anında paylaşılması ya da küresel iletişim sağlanması yine bu kablolarla mümkün.

Özellikle koronavirüs pandemisinden sonra uzaktan eğitimin önemini anladık. Bu operasyonların da sağlıklı ilerleyebilmesi için denizaltı kablolarının verimli bir şekilde çalışması gerekiyor.

Taşınan veri artacak

Dünyada yaklaşık 400 adet, uzunluğu 1.2 milyon kilometre olan denizaltı kablosu var. Böylece kablolar 190’dan fazla ülkeyi birbirine bağlıyor. Her ay 1 trilyondan fazla sosyal medya mesajı denizaltı kablolarıyla taşınıyor.

Cisco'nun 2021 raporuna göre, denizaltı kabloları dünya genelinde yaklaşık 1.2 petabit (1,200 terabit) veri taşıma kapasitesine sahipti. Bu kapasitenin daha da artması öngörülüyor.

McKinsey Global Institute, 2016 yılında yayınladığı raporunda denizaltı kablolarının küresel ekonomiye 1 trilyon dolardan fazla katkıda bulunduğunu söylemişti.

Submarine Cable Map üzerinden dünyayı çevreleyen denizaltı kablolarını net bir şekilde görmek mümkün.

İnsan en büyük tehlike

Denizaltı kabloları, denizleri etkileyen her türlü doğal afetten negatif etkilenebilir konumda. Depremler, tsunamiler ya da kasırgalar, denizaltı kablolarına zarar verebilir ve kopmalarına neden olabilir. Bu yüzden bu kabloları tamir edecek şirketlerin sürekli hazır ve tetikte olması gerekiyor. 2011 yılında Japonya’da yaşanan Tohoku depremi ve tsunamisi, ülkedeki çoğu kabloya zarar vermişti ve internet trafiği kesintiye uğramıştı.

Aynı zamanda siber saldırılar da yine denizaltı kabloları için tehlikeli. The Verge’ün özel haberine göre en büyük tehlike her zaman insanlar. Özellikle balıkçılık, kabloların zarar görmesinde yüzde 40 paya sahip. Geçen yıl Çin’de balıkçılar, Tayvan’ın uzak adalarından birine giden kabloları keserek uluslararası bir olayı tetiklemişti. AP News’ün haberine göre, adadaki 14 bin yaşayan dünyaya bu kablolar sayesinde bağlanıyordu ancak iki Çin gemisi bu kabloları kesti. Tayvan hükümeti, bunu kasıtlı bir eylem olarak değerlendirmedi. Zaten Çin gemilerinin doğrudan bu olaydan sorumlu olduğu da kanıtlanmadı. Bu yine de ada sakinlerinin internetten koptukları gerçeğini değiştirmez. Mikrodalga radyo iletimi yoluyla internete bağlanan sakinler, bir mesaj göndermek için saatlerce beklemek zorunda kaldı.

Benzer bir şekilde İskoçya kıyılarındaki birçok adayı dünyaya bağlayan kablolar da yine tekneler nedeniyle devre dışı kaldı.

Deniz çapaları riskli

Deniz taşıtlarının çapaları da denizaltı kablolarının düşmanları arasında.

Geçen yıl bir Karayip adası olan Anguilla’ya bir mega yat demirlemişti. Nationwide 90FM’in haberine göre, yatın çapası, adanın tüm iletişimini kesintiye uğrattı. Adanın yaklaşık 16 bin sakini internetsiz kaldı. Sadece internet değil, sabit hatlar ve hücresel ağlar da bu kesintiden etkilendi.

1980’lerde, köpekbalıkları da kablolar için tehlike oluşturuyordu. Ancak sonrasında şirketler kabloları metal bantla sararak, köpekbalığı tehlikesini ortadan kaldırmış oldu.

Derin denizlere dalmak

Avrupa Birliği Siber Güvenlik Ajansı’nın (ENISA) raporuna göre kablo iniş istasyonları ve kabloların birbirine yakın olduğu alanlar zayıf noktalar. 2022 yılında yayımlanan rapor, tıpkı yukarıdaki haber gibi demirleme ve balıkçılık nedeniyle yaşanan hasarların çoğunluğu oluşturduğunu söylüyor. Ayrıca su altı depremleri gibi doğal olaylar da kablolarda hasara neden oluyor. Nadir durumlarda ise sistem arızaları gerçekleşiyor.

Ajans, sabotaj saldırılarına ve casusluk gibi faaliyetlere de dikkat çekiyor. Özellikle birden fazla kabloya aynı anda yapılacak bir saldırı, büyük zararlara neden olabilir. Kabloların onarımının da karmaşık olduğunu hesaba kattığımızda bu uzun saatler hatta günler, internetsiz kalmak demek.

Onarıma odaklanan az

Dünya üzerinde denizaltı kablo işi yapan şirketlerin büyük bir kısmı doğrudan kablo döşemeye odaklanıyor. Kabloların onarımına odaklanan şirket sayısı ise nispeten daha az. Dünyanın dört bir yanına kablo döşeyen şirketler arasında SubCom, NEC Corporation, Huawei Marine Systems, Nokia Corporation gibi devler yer alıyor.

Yaklaşık 25 ila 50 yıllık ömre sahip olan kabloların doğru zaman geldiğinde değiştirilmesi gerekiyor. Kablolar üzerinde herhangi bir arıza olduğu zamanda, onarım şirketlerine bildirim gidiyor. Birden fazla kablo aynı anda arızalanmışsa, arıza kaydına göre kabloya öncelik veriliyor.

Huawei Marine Systems ve SubCom gibi şirketler aynı zamanda onarım da yapıyor. EMT Marine Engineers ve Ocean Link isimli bazı şirketler doğrudan kablo bakım ve onarımına odaklanıyor.

Sektör çalışanlarının kariyer seçimi tesadüf

Denizaltı kablo dünyası halka açık bir sektör değil. Hem küçük hem de sıkı bir rekabet var. Kablo sahipleri, onarım hizmetleri aldıkları şirketlerle çoğunlukla gizlilik anlaşması yapıyor. Çünkü, kablolarının arıza konusunda bir ün yapmasını istemiyor. Dolayısıyla kamuoyunun bilgisine çok az olay sunuluyor. Bunda ulusal güvenlik kaygılar da etkili. Tüm bu gizlilik süreci, istihdam için ise bir dezavantaj.

2022 yılında düzenlenen bir panelde, bu sektörde çalışan bir grup beyaz yakalı bir araya getirildi. Çoğunun bu işe ‘yanlışlıkla’ girdiği ortaya çıktı. Sektörün, özellikle gençleri bilinçlendirmek için daha fazla çalışması gerektiği düşünülüyor.