Morgan Stanley, TCMB'nin faiz kararının ardından yeni raporunu paylaştı: Faiz indirimi beklentisini Ocak 2025'ten ayından Aralık 2024'e çekti
- Morgan Stanley, TCMB’nin ilk faiz indirimini Ocak yerine Aralık ayında gerçekleştirebileceğini, ancak bunun Kasım enflasyon verileri ve piyasa oynaklığına bağlı olduğunu öngörüyor.
- Enflasyondaki düşüşe rağmen TCMB’nin sıkı para politikasını koruyacağını belirten rapor, yüzde 44.5 seviyelerine gerileyen enflasyonun Aralık ayında faiz indirimi için alan yaratabileceğine işaret ediyor.
- TCMB’nin politika faizini 2025 sonuna kadar yüzde 28.5'e çekebileceğini belirten rapor, ücret ve fiyat artışlarının dezenflasyon hedefleriyle uyumlu olmasının önemli olduğunu vurguluyor.
Morgan Stanley’in yayımladığı rapora göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), kademeli faiz indirimlerine Aralık ayında başlayabilir.
Morgan Stanley aralık ayında 200 baz puanlık indirim bekliyor.
Raporda, faiz indirimlerinin beklentilerden önce gelebileceğine işaret edilirken, sıkı para politikasının dezenflasyon süreci boyunca devam edeceği vurgulanıyor.
Daha yumuşak bir ton benimsendi
TCMB, politika faizini yüzde 50 seviyesinde sabit tutarak sekizinci ayda da herhangi bir değişikliğe gitmedi. Morgan Stanley’in analizine göre, Merkez Bankası, enflasyon görünümünde önceki açıklamalarına kıyasla daha yumuşak bir ton benimsedi ve reel faizlere dolaylı bir rehberlik sundu. Açıklamaya eklenen, “Politika faizi seviyesi, öngörülen dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde, gerçekleşen ve beklenen enflasyon dikkate alınarak belirlenecektir” ifadesi dikkat çekti.
Bu açıklama, TCMB Başkanı’nın son Enflasyon Raporu toplantısında yaptığı, mevcut faiz seviyesinin enflasyon ve beklentilerdeki düşüşle birlikte daha sıkı bir duruşu ifade ettiği yönündeki açıklamalarla paralellik taşıyor. Rapora göre, Merkez Bankası, kademeli faiz indirimlerine kapı aralarken, sıkı duruşunu korumaya ve enflasyon risklerine karşı duyarlılığını sürdürmeye devam ediyor.
Enflasyon görünümünde iyileşme vurgusu
Morgan Stanley’in raporunda, TCMB’nin açıklamasında Ekim ayında enflasyondaki temel trendin düşüşe geçtiği, iç talepte yavaşlamanın dezenflasyon seviyelerine ulaştığı ve hizmet enflasyonunda iyileşme belirtilerinin görüldüğüne dikkat çekildiği belirtiliyor. Ayrıca, önceki metinlerde yer alan enflasyon iyileşme hızına dair belirsizlik ifadelerinin çıkarıldığına işaret edildi.
Ancak işlenmemiş gıda enflasyonundaki yüksek seviyeler ve fiyatlama davranışına dair riskler, enflasyon beklentileri açısından dikkat çekilen unsurlar arasında yer aldı. Bununla birlikte, maliye politikası ile artan koordinasyonun dezenflasyona önemli katkı sağladığı yönünde yeni bir ifadenin metne eklendiği kaydedildi. Rapora göre, TCMB, yılbaşındaki ücret ve fiyat artışlarının dezenflasyon patikasıyla uyumlu olacağını varsayıyor.
Morgan Stanley, yaklaşık yüzde 30’luk bir asgari ücret artışı ve yüzde 25’lik enerji fiyat artışlarının, TCMB’nin 2025 sonu için belirlediği yüzde 26 enflasyon hedefiyle uyumlu olduğunu değerlendiriyor.
Faiz indirimi beklentisi öne çekildi
Raporda, TCMB’nin ilk faiz indirimini Ocak yerine Aralık ayında gerçekleştirebileceği belirtiliyor. Bu beklenti, Kasım ayı enflasyon verileri, kamu ücret ve fiyat belirlemeleri ile döviz kuru oynaklığında önemli bir değişiklik olmaması durumunda geçerli olacak.
Morgan Stanley, Aralık ayında enflasyonun yıllık bazda yüzde 44.5’e, aylık bazda ise yüzde 1.5’e düşmesini bekliyor. Bu düşüşün, yüzde 2 oranında (200 baz puan) bir faiz indirimine alan sağlayabileceği ifade ediliyor. TCMB’nin faiz indirimlerini kademeli olarak devam ettirerek, politika faizini 2025 Aralık’a kadar yüzde 28.5 seviyesine çekebileceği öngörülüyor.
Belirsizlikler devam ediyor
Raporda, TCMB’nin dezenflasyon hedefine ulaşmak için gerekli olan sıkı para politikasının düzeyi konusunda belirsizliklerin sürdüğü ifade ediliyor. Morgan Stanley, enflasyondaki düşüşün durması durumunda faiz indirimlerinin daha erken durdurulabileceğini ya da daha küçük adımlarla devam edebileceğini belirtiyor.
Bu gelişmelerin, TCMB’nin sıkı para politikası duruşunu ne kadar süre devam ettireceğini belirlemede etkili olacağı vurgulanıyor.