2024’te CEO değişimlerinde rekor: Artan makro karmaşıklıklar yöneticileri istifaya zorluyor

PAYLAŞ
  • Wall Street’te CEO değişimleri hız kazandı; 2024’te 1.800’den fazla lider görevden ayrıldı. Yönetim kurulları, performans baskısı nedeniyle daha sert kararlar alıyor.
  • Starbucks gibi şirketler, kriz dönemlerinde liderlik değişimiyle yeniden yapılandırma stratejilerine odaklanıyor. Ancak liderlerin görev süreleri giderek kısalıyor.
  • Yükselen faiz oranları, enflasyon baskıları ve teknoloji dönüşümü, CEO’ların zorluklarını artırarak yönetim stratejilerinde değişim ihtiyacını ortaya çıkarıyor.
2024’te CEO değişimlerinde rekor: Artan makro karmaşıklıklar yöneticileri istifaya zorluyor

Wall Street’te CEO değişimleri tarihi bir hızla gerçekleşiyor. Intel ve Stellantis’in liderlerinin görevden ayrıldıklarını duyurmasıyla, 2024 yılı CEO değişimlerinde rekor seviyeye ulaştı.

Küresel işe yerleştirme firması Challenger, Gray & Christmas’ın verilerine göre, ekim ayı itibarıyla 1.800’den fazla CEO görevden ayrıldı. Bu, firmanın 2002’de CEO değişimlerini takip etmeye başlamasından bu yana görülen en yüksek yıl bazlı rakam. Bu sayı, geçen yılın aynı dönemindeki 1.500 ayrılışa kıyasla yüzde 19’luk bir artışa işaret ediyor.

Yönetim kurulları daha sert bir tutum benimsiyor

Uzmanlara göre, yönetim kurulları artık CEO’lardan daha fazla hesap soruyor. Maryland Üniversitesi finans profesörü David Kass, yönetim kurullarının bağımsız hale geldiklerini ve CEO’ları hem kârlılık hem de hisse fiyatı performansından sorumlu tuttuklarını belirtiyor. Kass, bu nedenle CEO’ların ortalama görev sürelerinin kısaldığını ifade ediyor.

Borsa kazançları yeni zorluklar yaratıyor

S&P 500 endeksi 2023 yılında yüzde 20 artış gösterirken, 2024 sonunda bu oranı aşması bekleniyor. Ancak bu büyük kazançlar, uzun vadeli ortalamanın üzerinde seyrediyor ve düşük performans gösteren şirketlerin yönetim kurullarının CEO’lara daha fazla baskı yapmasına neden oluyor. Özellikle “Muhteşem Yedili” olarak adlandırılan büyük teknoloji hisseleri diğerlerinden ayrışarak yönetim kurullarını daha agresif adımlar atmaya zorluyor.

Teknoloji ve sosyal dönüşümler liderlerden yeni beceriler talep ediyor

Danışmanlık firması Russell Reynolds’a göre, yüksek CEO değişim oranları artan risk iştahını ve liderlerin makro iş ortamındaki karmaşıklıklarla başa çıkabilme yeteneğine duyulan ihtiyacı gösteriyor. Firma, teknoloji dönüşümü, sürdürülebilirlik, jeopolitik krizler ve sosyal meselelerin CEO’lardan beklentileri artırdığını belirtiyor.

Starbucks örneği: Krizle gelen liderlik değişimi

Starbucks, bu değişimlere iyi bir örnek sunuyor. Chipotle’dan transfer edilen CEO Brian Niccol, zor durumdaki kahve zincirini yeniden yapılandırmak için göreve getirildi. Chipotle’ın hisse senetleri son beş yılda yüzde 300 artış gösterirken, Starbucks’ın aynı dönemdeki hisseleri zar zor pozitif bir seyir izledi. Niccol’un selefi Laxman Narasimhan, CEO olarak iki yıldan az süre görev yaptı. Ayrıca, Starbucks Kuzey Amerika CEO’su Michael Conway yalnızca altı ay görevde kaldıktan sonra istifa etti.

Yükselen faiz oranları CEO’ların işini zorlaştırıyor

Enflasyonu kontrol altına almak için uygulanan sıkı para politikaları, CEO’ların hisse fiyatlarını artırmasını zorlaştırdı. Federal Rezerv’in faiz oranlarını artırması öncesinde, düşük borç maliyetleri hisse geri alımları ve hissedar değerini artıran projelere yatırım yapılmasını kolaylaştırıyordu. Ancak yüksek faiz oranları bu teşvikleri ortadan kaldırdı.

Hightower Advisors baş stratejisti Michael Farr, CEO’ların performansının her zaman adil bir şekilde değerlendirilmediğini belirtiyor: “Bir şirket düşük performans gösterirken diğerleri yükseliyorsa, CEO veya yönetim kurulu düzeltici bir eylem yapmak zorunda kalır. Eğer CEO’nun net bir planı yoksa, bu planı uygulayabilecek bir lider bulunur. Suçlu olup olmadığına bakılmaz, sorumlular değiştirilir.”

CEO değişimlerinin hız kazandığı bu dönemde, liderlik pozisyonlarındaki istikrarın yeniden nasıl sağlanacağı sorusu önümüzdeki yılların en büyük tartışma konularından biri olabilir.

Kaynak: cnbce.com