Alman Marshall Fonu yanıtladı: Bir Avrupa ordusu kurulabilir mi? ABD'nin açığını kapatabilir mi?
- ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri desteğin kesilme ihtimali, Avrupa’nın bu boşluğu doldurup dolduramayacağı sorusunu gündeme getirdi. NATO’nun geleceği, Avrupa’nın kendi ordusunu kurma fikri ve Türkiye’nin Avrupa güvenlik sistemine entegrasyonu gibi konular, uluslararası siyasetin en kritik başlıkları arasında yer alıyor.
- CNBC-e'ye değerlendirmelerde bulunan Alman Marshall Fonu Avrupa Operasyonları Direktörü Vassilis Ntousas'a göre, şu anki Avrupa gerekli yatırımları yapmadıkça ABD'nin yerini dolduramaz. Avrupa ordusu fikrinin siyasi zorluklar nedeniyle uzak bir ihtimal olmaya devam ettiğini belirten Ntousas, Türkiye’nin, Avrupa ordusuna dahil olmasının önünde önemli engeller barındırdığını dile getirdi.
- Emekli diplomat Engin Solakoğlu ise, Ukrayna ordusunun neredeyse bütün haberleşmesinin Musk’ın sağladığı Starlink’e bağımlı olduğunu belirterek, Avrupa’nın bu boşluğu kesinlikle dolduramayacağını söyledi.

ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri desteğin kesilmesi ihtimali, Avrupa’nın bu boşluğu doldurup dolduramayacağı sorusunu gündeme getirdi.
NATO’nun geleceği, Fransa özelinde Avrupa’da bağımsız bir savunma gücü oluşturma projesi ile Türkiye’nin Avrupa güvenlik sistemine dahil edilme olasılığı, uluslararası siyaset açısından kritik konular arasında yer alıyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ‘Beyin ölümü gerçekleşti’ sözleriyle eleştirdiği NATO’nun yerine bir 'Avrupa ordusu' gelir mi? Birlik üyesi olmayan Türkiye, böyle bir gelişmede Avrupa'da nasıl bir rol üstlenir?
Öte yandan, ABD Başkanı Donald Trump’ın NATO harcamalarının artırılması yönündeki baskısı, Avrupa ülkeleri için kaçınılmaz bir zorunluluk mu, yoksa Trump yönetiminin Avrupa’ya uyguladığı bir baskı unsuru mu? NATO’nun lokomotif ülkelerinden Almanya’nın bu süreçte görece sessiz kalması dikkat çekerken, İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın ön plana çıkması Avrupa'daki güç dengelerinde yeni bir değişimin habercisi mi?
Ukrayna ordusunun verilerine göre, savaşta kullanılan askeri ekipmanın yüzde 20’si ABD’den, yüzde 55’i Ukrayna’dan ve yüzde 25’i Avrupa’dan geliyor. Ancak uzmanlar, ABD’nin sağladığı yüzde 20’lik askeri desteğin en gelişmiş ve ikame edilmesi en zor silahları içerdiğini belirtiyor.
Ayrıca, Zelenskiy’nin Trump’la tartışmasının ardından İngiltere ile hızla imzaladığı kredi anlaşmasının, Ukrayna’da silah üretimini artırmayı hedeflediği ve dondurulmuş Rus varlıklarının bu finansmanda kullanılmasının planlandığı biliniyor. Ancak 300 milyar dolarlık Rus varlıklarının kullanımına yönelik yasal engellerin olup olmadığı da belirsizliğini koruyor. Avrupa bu konuda nasıl bir yol izleyecek?
Tüm bu kritik sorular, Ukrayna savaşının gidişatını ve Avrupa’nın gelecekte nasıl bir güvenlik politikası benimseyeceğini belirleyecek önemli başlıklar olarak öne çıkıyor.
İngiltere ve Fransa devrede, ancak zorluklar büyük
İngiltere ve Fransa, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Trump ile krize dönüşen görüşmesinin ardından, Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesi için bir barış planı oluşturma girişiminde bulundu.
Barış mümkün mü?
Hem Ukrayna hem de Rusya savaşın sona ermesini istediğini belirtiyor. Ancak iki tarafın talepleri, anlaşmaya varmalarını neredeyse imkânsız kılıyor.
Zelenskiy’nin ‘Yeter ki NATO’ya üye olalım, görevi bırakırım’ açıklaması, savaşın en büyük kızıştıranı, Kremlin’in genişleme tehditlerine savunması ‘Kiev'in NATO’ya katılmaması iki tarafın da çakışanı .
ABD desteğini çekerse Ukrayna ne yapacak?
Beyaz Saray'daki gerilimli zirvenin ardından, ABD'nin Ukrayna’ya sağladığı askeri desteği sürdürüp sürdürmeyeceği belirsizliğe girdi. Trump yönetimi, önceki Biden hükümeti tarafından tahsis edilen 4 milyar dolarlık askeri yardımı kesme sinyalleri veriyor.
ABD askeri desteğinin aniden sona ermesi, Ukrayna için savaş alanındaki durumu zorlaştıracak. Ancak bunun etkisinin hemen hissedilmeyeceği öngörülüyor. Ukrayna ordusu, savaşta kullanılan ekipmanın yaklaşık yüzde 20’sinin ABD'den, yüzde 55’inin Ukrayna’dan ve yüzde 25’inin Avrupa’dan geldiğini belirtiyor. Ancak bu yüzde 20’lik ABD katkısının, en gelişmiş ve ikame edilmesi en zor silahları içerdiği vurgulanıyor.
Ukrayna büyük ölçüde savunmada kalmaya devam ederken, Rusya’nın ilerleyişi 2024 boyunca yavaş seyretti. Savaş Çalışmaları Enstitüsü’ne göre Rusya, günde binden fazla kayıp vererek ilerleyebildi ve önemli bir kasaba bile ele geçiremedi. Moskova’nın Donetsk bölgesinin tamamını kontrol altına alması, mevcut hızla en az iki yıl sürecek.
Alman Marshall Fonu: ABD'nin Kiev'e verdiği desteğin telafi edilmesi tam olarak mümkün değil
Konuyla ilgili CNBC-e’ye değerlendirmelerde bulunan Alman Marshall Fonu’nda Avrupa Operasyonları Direktörü Vassilis Ntousas, savunma ve koordinasyon alanında büyük yatırımlar yapılmadıkça, ABD’nin Kiev’e verdiği desteğin tam anlamıyla telafi edilmesinin mümkün olmadığına dikkat çekti.
Avrupa parçalı bir yapıya sahip olsa da önemli askeri kabiliyetlere sahip ve Ukrayna'ya önemli ölçüde destek sağladı. Ancak, bu askeri ve mali yardımın kesilmesi durumunda, savunma ve koordinasyon alanında kayda değer yatırımlar yapılmadıkça, ABD'nin Kiev'e verdiği desteğin telafi edilmesi tam olarak mümkün değil.
‘Türkiye’nin Avrupa ordusuna dahil olmasının önünde engeller var’
Avrupa ordusu fikrinin siyasi zorluklar nedeniyle uzak bir ihtimal olmaya devam ettiğini söyleyen Ntousas, Türkiye’nin, Avrupa ordusuna dahil olmasının önünde önemli engeller barındırdığını ifade etti.
Avrupalılar için şu anki kritik zorluk, ABD'nin ittifaka olan bağlılığını sürdürmesini sağlarken, Avrupa'nın güvenlik ve savunmasını acilen ve somut bir şekilde güçlendirecek bir yol bulmak. Bu hassas bir denge ve bir Avrupa ordusu fikri, mevcut lojistik ve siyasi zorluklar nedeniyle uzak bir ihtimal olmaya devam etmektedir. Bu tartışmaların kilit noktalarından biri de AB'nin, olumlu sinerjiler oluşturmak amacıyla Birleşik Krallık, Norveç ve Türkiye gibi AB dışı aktörlerle nasıl ilişki kuracağıdır. Ancak, bu ilişkilerin her biri kendi hassasiyetlerini barındırmaktadır ve Türkiye örneğinde, öncelikle ele alınması gereken önemli engeller bulunmaktadır.
‘Avrupalılar, Amerikalıları sakinleştirmek için değil kendi güvenliğini sağlamak için savunma harcamalarını artırmalı’
“Mevcut jeopolitik gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, Avrupalılar harcamalarını artırmalıdır. Amerikalıları yatıştırmak için değil, NATO'yu güçlendirmek, Ukrayna gibi müttefiklere önemli destek sağlamak ve elbette Avrupa'nın güvenliğini artırmak için...” diye konuşan Vassilis Ntousas, şunları kaydetti:
"Avrupa, güvenlik ve savunma harcamalarını artırıyor ve önümüzdeki aylarda ve yıllarda önemli ilave yatırımlar yapılması bekleniyor. Bu eğilim, uzun vadeli modellerden kaynaklanmakla birlikte, Avrupa'nın karşı karşıya olduğu aciliyet, Avrupa Komisyonu tarafından dün açıklanan plan da dahil olmak üzere, son dönemde yapılan bir dizi siyasi açıklamada da kendini göstermektedir. Mevcut jeopolitik gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, Avrupalılar harcamalarını artırmalıdır. Amerikalıları yatıştırmak için değil, NATO'yu güçlendirmek, Ukrayna gibi müttefiklere önemli destek sağlamak ve elbette Avrupa'nın güvenliğini artırmak için. Aynı gerçekler, Brexit sonrası kalan hassasiyetleri de aşarak, Birleşik Krallık ile güvenlik ve savunma konularında daha yapıcı bir işbirliğini teşvik etmelidir. Ancak, bu gerekli değişimler, her AB üye ülkesinin yeni duruma uyum sağlaması ve finansman önceliklerini farklı şekilde belirlemesi gerektiği anlamına gelmektedir. Dün Almanya'nın müstakbel koalisyon ortaklarının, savunma harcamalarını serbest bırakmak ve artırmak amacıyla ülkenin borç frenini esaslı bir şekilde reforme etme yönündeki açıklamaları, bu yönde atılmış son derece önemli bir adımdır."
Vassilis Ntousas, bu tartışmaların yeniden öncelik kazanmasının, özellikle de Trump’ın Ukrayna’ya verilen desteği çekme tehdidi karşısında, konunun ciddiyetini ortaya koyduğu belirtti.
Engin Solakoğlu: Ukrayna ordusunun neredeyse bütün haberleşmesi Musk’ın sağladığı Starlink’e bağımlı
CNBC-e'ye konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan emekli diplomat Engin Solakoğlu ise ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri desteğin durması halinde Avrupa’nın bu boşluğu kesinlikle dolduramayacağını söyledi. Solakoğlu, ABD’nin Ukrayna’ya yalnızca silah desteği sağlamadığını, aynı zamanda askeri casus uydularla istihbarat desteği verdiğini ve Starlink üzerinden haberleşme imkanı sunduğunu vurguladı. Bu iki unsurun ikamesinin mümkün olmadığını belirten Solakoğlu, “ABD silahlarının yerini Avrupa silahları bir ölçüde doldurabilir, ancak istihbarat ve haberleşme desteği olmadan bu yetersiz kalır” ifadelerini kullandı.
Kesinlikle dolduramaz. ABD’nin Ukrayna’ya verdiği destek salt maddi unsurlardan oluşmuyor. Askeri casus uydularla istihbarat desteği de sağlıyor. Bu sayede Rus birliklerinin hareketi kolaylıkla takip edilebiliyor. Bunun dışında bir de Starlink meselesi var. Ukrayna ordusunun neredeyse bütün haberleşmesi Musk’ın sağladığı bu imkana bağımlı. ABD silahlarının yerini A rüya silahları bir ölçüye kadar doldurabilir ama bu saydığım iki unsurun (istihbarat ve haberleşme) ikamesi yoktur. Bir de endüstriyel kapasite meselesi var. ABD silah sanayinin üretim hızı ile Avrupa arasında dağlar kadar fark var. Bunun anlamı şudur: AB, Ukrayna’ya bir süre silah sağlayabilir ama bunu uzun süre devam ettiremez.
‘Fransa, Avrupa ordusu için neredeyse 50 yıldır uğraşıyor’
ABD’nin Ukrayna’ya desteğinin kesilmesi durumunda NATO’nun ne kadar süre daha Ukrayna’yı destekleyebileceği sorusuna da yanıt arayan Solakoğlu, “ABD yoksa NATO yoktur” dedi. ABD’siz bir NATO operasyonunun hem teknik hem de siyasi olarak mümkün olmadığını belirten Solakoğlu, Fransa’nın 50 yıldır bağımsız bir Avrupa ordusu fikrini savunduğunu ancak bu fikrin kriz dönemlerinde gündeme geldiğini ve sonrasında rafa kaldırıldığını söyledi.
ABD yoksa NATO yoktur. ABD’siz bir NATO operasyonu teknik olarak da siyasi olarak da gerçekleştirilemez. O halde şu noktaya geliyoruz: ‘AB veya Avrupa NATO’dan bağımsız bir askeri güç oluşturabilir mi?’ Fransa bunun için neredeyse 50 yıldır uğraşıyor. Konu bu gibi krizli dönemlerde ortaya çıkıyor sonra bir şekilde alındığı rafa geri dönüyor. Zira bu alanda Avrupa’da bir fikir birliği yok. Polonya ve Baltık ülkelerinde ABD’ye bel bağlama eğilimi çok güçlü. Bağımsız bir inisiyatif geliştirmeyi riskli buluyorlar.
Solakoğlu, “Avrupa gücünü savunanların üzerinde uzlaştıkları bir konu var, o da böyle bir girişimde Türkiye’nin mutlaka yer alması gerektiği. Bunun iki sebebi var. Birincisi klasik sebep: Kalabalık ordu. İkincisi ise artık Avrupa ölçeğinde hatırı sayılır hale gelen silah endüstrisi. Peki, Türkiye buna nasıl bakar? Öncelikle böylesi bir süreç için masaya oturmaya olumlu bakar. O masadan kendi çıkarlarına özellikle de savunma sanayi alanında fayda sağlamaya çalışır. Girişim çökerse de -ki çökecektir- kısa günün kârı deyip ABD eksenine daha sıkı bağlanır" ifadelerini kullandı.
‘Trump’ın asıl amacı Avrupa’ya diz çöktürerek kendisiyle uyumlu iktidarlara yol açmak’
Trump’ın NATO harcamalarını artırma tehdidi ise Avrupa ülkeleri için bir ceza olarak yorumlanıyor. Solakoğlu, Trump ve ekibinin Avrupa’yı ABD’nin küresel hegemonyasının önünde bir engel olarak gördüğünü belirtti. Avrupa’nın savunma harcamalarını artırmasına rağmen Trump’ın bu tutumunun devam ettiğini söyleyen Solakoğlu, “Trump’ın asıl amacı, Avrupa’ya diz çöktürerek kendisiyle uyumlu iktidarlara yol açmak” dedi.
Trump ve ekibi, Avrupa’yı ABD’nin küresel hegemonyasını yeniden tesis etmesi önünde bir ayak bağı olarak görüyor. Eleştirdikleri nokta, İkinci Dünya Savaşı sonrası düzende Avrupa’nın kaynaklarını iktisadi kalkınmaya yöneltip savunma işini ABD’ye bırakmış olması. Aslında Avrupa önceki Trump dönemine göre askeri harcamalarını ciddi şekilde artırdı. AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen’in sözlerinden daha da artırma niyetine işaret ediyor. Bana göre Trump ve ekürisinin ana amacı Avrupa’ya iyice diz çöktürüp kıtadaki bütün ülkelerde kendileriyle uyumlu çalışacak iktidarlara/anlayışlara yol açmak.
‘Hiçbir Avrupa ülkesi ABD ile ticari bir savaşı göze alarak bağımsız siyasi/askeri inisiyatif geliştiremez’
Almanya’nın ise Fransa ile birlikte bağımsız bir Avrupa ordusu fikrine yakın durduğunu belirten Solakoğlu, “Ancak hiçbir Avrupa ülkesi, ABD ile ticari bir savaşı göze alarak bağımsız bir inisiyatif geliştiremez” ifadelerini kullandı.
Büyük Britanya’da Başbakan Starmer her şeyden önce ülkesinin Atlantik’in iki yakası arasındaki köprü konumunu koruma peşinde. Trump’a karşı durduğu kanısında değilim. Daha ziyade Ukrayna’da savaşı sürdürme konusunda ikna etmeye çalışıyor ve geleneksel ikili ilişkiler çerçevesinde bunu başarabileceğini düşünüyor. Almanya ise şimdilik Fransa ile birlikte görece özerk Avrupa ordusu oluşturma fikrine yakın duruyor. Burada jeopolitiğin dışına çıkan çok önemli bir faktör var. Almanya başta olmak üzere genel olarak AB ülkelerinin ABD ile ticaretlerinde büyük fazla verdiklerini biliyoruz. Diğer yandan Trump’ın da gümrük duvarları konusundaki ‘hoyrat’ yaklaşımı malum. Dolayısıyla hiçbir Avrupa ülkesi ABD ile ticari bir savaşı göze alarak bağımsız siyasi/askeri inisiyatif geliştiremez. Son tahlilde para konuşur.
Uzmanlar yanıtladı: Rusya'nın dondurulmuş varlıkları Ukrayna'yı kurtarmak için kullanılabilir mi?
Rusya'nın dondurulmuş varlıklarının kullanılması konusundaki yasal engellere de değinen Solakoğlu, şu ana kadar tartışılanın anaparaya değil, faiz gibi getirilerine el konulması olduğunu söyledi. Anaparaya el koymanın ise kapitalist sistem açısından riskli bir örnek yaratacağını ve sermaye kaçışına neden olabileceğini ifade eden Solakoğlu, “Bildiğim kadarıyla şu ana kadar Avrupa’da tartışılan, anaparaya değil faiz vs gibi getirilerine el konulması ve Ukrayna’ya aktarılmasıydı. ‘Ukrayna aktarılma’ ifadesi yanıltmasın. Verilen sözde yardıma karşılık İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinin kasasına girecek paradan söz ediyoruz. Doğrudan anaparaya el koymak ise kapitalist sistemin varlık sebebi açısından çok riskli bir örnek yaratır ve Avrupa’dan sermaye kaçışına sebep olabilir. Avrupa kapitalizmi bunu göze alamaz" şeklinde konuştu.
‘Rus varlıkları konusunda hala bir fikir birliği yok’
Alman Marshall Fonu’nda Avrupa Operasyonları Direktörlüğü yapan Vassilis Ntousas ise "Dondurulmuş Rus varlıklarının kullanımına ilişkin tartışmalar uzun süredir devam etmekte olup, bu konuda nasıl bir yol izleneceğine dair hâlâ net bir fikir birliği bulunmamaktadır. Bu fonların Ukrayna'nın savunmasını desteklemek ve yeniden inşasını finanse etmek için kullanılması fikri, Kiev ve bazı AB ülkelerinden gelen çağrılarla güçlenirken, böyle bir adımın emsal teşkil edebileceği, küresel hukuk düzenini zedeleyebileceği ve AB'nin yabancı rezervler için güvenli bir merkez olarak itibarını sarsabileceği endişeleri devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
ABD yardımı kesilirse Ukrayna en gelişmiş silahlarını kaybedebilir: Avrupa bu boşluğu doldurabilir mi?
The Wall Street Journal'ın (WSJ) haberine göre, ABD'nin Ukrayna'ya sağladığı askeri desteğin kesilme ihtimali, Kiev yönetimi için büyük bir endişe kaynağı. Yetkililere göre, Ukrayna yaz aylarına kadar savaşta mevcut hızını koruyabilecek ancak sonrasında mühimmat sıkıntısı yaşayarak bazı gelişmiş silahlarını kullanamaz hale gelebilecek.
Avrupa Birliği, Birleşik Krallık, Norveç: 2024 yılında Ukrayna'ya toplam 25 milyar dolar askeri yardım sağladı. AB'nin 2024 yardımı 30 milyar dolara çıkarma hedefi var.
Ukrayna'da 2024'te 1,5 milyon insansız hava aracı üretildi. 2025'te 3 bin füze ve 30 bin uzun menzilli İHA üretimi planlanıyor.
ABD desteği olmadan eksikliği hissedilecek silahlar
- Patriot hava savunma sistemleri
- ATACMS balistik füzeleri
- Uzun menzilli roket topları
Ukrayna’nın üretim kapasitesi
Ukrayna: Yılda 2,5 milyon topçu ve havan mermisi üretiyor.
ABD: İşgalin başından bu yana 3 milyon top mermisi gönderdi.
AB: 2024 yılında 1,4 milyon top mermisi üretti, 2025 hedefi 2 milyon.
Uzmanlara göre, ABD yapımı hava savunma sistemlerinin eksikliği, Ukrayna’nın stratejik önceliklerini değiştirmesine yol açabilir.
ATACMS füzeleri: 186 mil menziliyle Rus ikmal hatlarını vurmak için hayati önem taşıyor.
Starlink hizmeti: Pentagon tarafından finanse edilen SpaceX'in sağladığı internet hizmetinin devam edip etmeyeceği belirsiz.