Trump'ın zaferi tahvil piyasasında stratejilerin tekrar gözden geçirilmesine yol açtı

PAYLAŞ
  • Reuters’ın anketine göre tahvil stratejistlerinin büyük bir bölümü, Trump’ın getirebileceği olası enflasyonist baskılar nedeniyle uzun vadeli getirilerdeki tahminlerini yeniden gözden geçirdiklerini ifade etti.
  • Nordea’nın baş faiz stratejisti Lars Mouland’a göre, ABD ekonomisinin içinde bulunduğu durumda geniş çaplı bir faiz indirimi gereksinimi sorgulanıyor.
  • PIMCO’nun grup baş yatırım sorumlusu Dan Ivascyn, seçim dönemi sonrasında Hazine piyasasında gözlemlenen satışların "reflasyonist tema"yı ve artan mali riskleri yansıttığını ifade etti. Citi’de G10 döviz stratejisi başkanı Jabaz Mathai piyasada iki zıt güçün hakim olduğuna dikkat çekti.
  • Morgan Stanley'den Vishal Khanduja, “Getiriler, ekonomik verilerin yanı sıra mali politikaların ayrıntıları ile de şekillenecek. Vergi kesintileri ya da tarifeler gibi konularda daha fazla detay görmemiz gerekecek” yorumunda bulundu.
Trump'ın zaferi tahvil piyasasında stratejilerin tekrar gözden geçirilmesine yol açtı

Donald Trump'ın başkanlık seçimlerini kazanması, tahvil piyasalarında uzun vadeli ABD Hazine getirileri üzerinde önemli değişim beklentilerini beraberinde getirdi. Reuters’ın 8-13 Kasım tarihlerinde gerçekleştirdiği ankete göre, tahvil stratejistlerinin büyük bir bölümü, Trump’ın getirebileceği olası enflasyonist baskılar nedeniyle uzun vadeli getirilerdeki tahminlerini yeniden gözden geçirdiklerini ifade etti. Katılımcıların yaklaşık üçte ikisi, yani 30 kişiden 19'u, ABD seçimlerinin ardından uzun vadeli Hazine tahvillerine yönelik beklentilerinin ciddi ölçüde değiştiğini belirtti.

ABD 10 yıllık Hazine tahvili getirisi, Trump’ın zaferinden bu yana yaklaşık 15 baz puan arttı. Bu artışın ardında, Trump'ın önerdiği geniş kapsamlı vergi kesintileri ve gümrük tarifeleri gibi politikaların, ABD ekonomisinde canlanmaya ve artan bir borç yüküne yol açabileceği beklentisi yatıyor. Sorumlu Federal Bütçe Komitesi'nin tahminlerine göre, bu politikalar ABD’nin mali borcunu önümüzdeki on yılda 7,75 trilyon dolar artırabilecek potansiyele sahip. ABD ekonomisindeki direnç, Fed’in gevşeme yönündeki politika duruşunu sınırlarken, getirilerde yaşanan bu yükseliş Fed’in Eylül ayında gerçekleştirdiği yarım puanlık faiz indiriminden bu yana kümülatif olarak 70 baz puan üzerinde oldu.

Mevcut durumda faiz oranı vadeli işlemleri, 2025 yılı sonuna kadar yalnızca üç çeyrek puanlık bir faiz indirimi beklentisini tam olarak fiyatlıyor. Bu miktar, birkaç hafta önceki beklentilerin yalnızca yarısına denk geliyor.

Nordea’nın baş faiz stratejisti Lars Mouland’a göre, ABD ekonomisinin içinde bulunduğu durumda geniş çaplı bir faiz indirimi gereksinimi sorgulanıyor. Mouland, “Genelde merkez bankaları ya kriz dönemlerinde ya da enflasyonun çok düşük olduğu koşullarda faiz oranlarını indirir. Fakat şu anda iki durum da geçerli değil,” açıklamasında bulundu. Ayrıca Trump’ın enflasyonist politikalarının baskın olduğunu, ithal malların fiyatlarının artmasıyla birlikte Amerikan ürünlerinin pahalanması riskinin olduğunu, bu nedenle faiz oranlarındaki zirve seviyelerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bu arada tahvil devi PIMCO’nun grup baş yatırım sorumlusu Dan Ivascyn, seçim dönemi sonrasında Hazine piyasasında gözlemlenen satışların "reflasyonist tema"yı ve artan mali riskleri yansıttığını ifade etti. Stratejistler, bu endişeleri henüz resmi tahminlerine tam olarak yansıtmasalar da artan belirsizlik tahvil piyasalarını etkiliyor. Anket sonuçlarına göre, 40 tahvil stratejistinin medyan tahminleri, şu anda yüzde 4,43 seviyesinde olan 10 yıllık Hazine getirilerinin önümüzdeki üç ay içinde yaklaşık 20 baz puan düşerek yüzde 4,25’e gerileyeceğini, Nisan ayı sonunda ise %4,20 seviyesine ulaşacağını gösteriyor.

Citi’de G10 döviz stratejisi başkanı Jabaz Mathai, bu noktada piyasada iki zıt güç olduğuna dikkat çekti. “Bir yanda, 2025 yılı için öngörülen mali teşviklerle yukarı yönlü bir eğilim, diğer yanda ise zayıflayan işgücü piyasası var. Fed, faiz indirimleriyle getirilerde düşüşü destekliyor,” dedi ve ekledi, “Bu güçler arasında, %4,2 seviyesi yakın vadede makul bir hedef olarak öne çıkıyor.”

Ankete katılan diğer bazı stratejistler, uzun vadeli getirilerde belirgin bir eğilim oluşmadan önce Trump’ın mali politikalarının ayrıntılarının netleşmesi gerektiğine işaret ediyor. Özellikle Cumhuriyetçi Parti'nin Kongre’deki çoğunluğunun kesinleşmesi durumunda, piyasalar bu politikaların uygulanabilirliğini daha yakından izlemeye başlayacak.

Morgan Stanley Yatırım Yönetimi’nde Toplam Getiri Tahvil Fonu portföy yöneticisi Vishal Khanduja, “Getiriler, ekonomik verilerin yanı sıra mali politikaların ayrıntıları ile de şekillenecek. Vergi kesintileri ya da tarifeler gibi konularda daha fazla detay görmemiz gerekecek,” ifadelerini kullandı.

ABD getiri eğrisinin önümüzdeki dönemde nasıl hareket edeceğine dair ankete katılanların büyük kısmı, eğrinin dikleşeceği yönünde beklenti içinde. Katılımcıların yüzde 95’i, eğrinin uzun vadeli getirilerin kısa vadeli olanlardan daha hızlı yükselmesiyle dikleşmesini beklerken, 13 kişi bu hareketin “ayı eğrisi” yönünde dikleşeceğini öngördü. Yedi katılımcı “boğa dikleşmesi”ni olası bulurken, yalnızca bir kişi “boğa düzleşmesi”nin gerçekleşeceğini belirtti.