Fitch'ten sonra not artırımında sıra S&P'de mi?

PAYLAŞ
  • Ata Portföy Genel Müdür Yardımcısı Batuhan Özşahin, Fitch'in cuma gecesi gelen not artırım kararının ardından piyasaları ve sıradaki not artırım olasılıklarını değerlendirdi.

Ata Portföy Genel Müdür Yardımcısı Batuhan Özşahin, CNBC-e ekranlarında Meryem Kenan'a Fitch'in not kararının piyasalara etkisini değerlendirdi.

Fitch'in not kararının aslında beklenen bir gelişme olduğunu söyleyen Özşahin, Fitch'in her değerlendirmesindeki yayınlanan metinde önümüzdeki döneme dair de işaretler verdiğine dikkat çekti. Özşahin, "Fitch hatırlayacaksınız en son mart ayında Türkiye'nin notunu arttırmıştı. Burada da doğru yapılan ekonomik politikaların sonuçlarının ne gibi noktalara götürebileceği konusunda sinyaller vermişti. O yüzden çok şaşırtıcı olmadı.

Bu sene içinde üç kredi değerlendirme kuruluşu tarafından not artırımı geçirmiş olduk böylece. Önemli bir gelişme, doğru yaptığınızda demek ki global piyasalarda bunun bir karşılığı oluyor, bunu net bir şekilde görüyoruz. Şunu hatırlamamız lazım, Fitch'in bizi şu anda getirdiği ve BB- notu 2020 AralıK'ta var olan notumuz. Bundan sonra sene sonuna kadar bir tane daha S&P'nin kasım ayında not değerlendirmesi olacak. Orada da ben bir not artışı gelmesini bekliyorum ama bundan sonra 2025 yılında not artırımları bu kadar kolay geliyor olmayacak. Çünkü para politikasıyla elde ettiğimiz rezerv birikimi, enflasyonun düşmeye başlamasının ikinci ayağı olan mali politikaların sonuçlarının iyi olup olmayacağı konusunda ancak o zaman görüyor olacağız bundan sonraki not artışlarını diye düşünüyorum." dedi.

Borsanın genel bir performansına ilişkin ise Özşahin, şunları söyledi: "Eylül ayının ilk işlem gününde pozitif bir tablo vardı. Bu sürdürülemedi. Bir anlamda aslında olumlu haberleri alıyoruz desek de yanlış olmaz. Yine de bu olumlu haberler de borsanın 10 binin üzerinde tutunmasına yardımcı olmuyor.

Şimdi büyük çerçevelerde baktığımızda resme aslında global durumdaki genel bir resesyon ya da yavaşlama riskini fiyatlıyor tüm piyasalar. Genel olarak, yanlış olarak düşünülen şey şu; evet tüm dünyada faiz indirimi dönemi başlıyor ve piyasaların buna pozitif tepki vermesi lazım. Ancak tüm dünyada datalar gösteriyor ki bu faiz indirimlerinde biraz geç kalındı. O yüzden ekonomik aktivitenin yavaşlaması şirket karlarını da etkiliyor önümüzdeki dönem için özellikle.

Yani FED Eylül ayında faiz indirimlerine başlayacak ve devam da edecek. Bunu tüm piyasa fiyatlıyor ancak büyük bir ihtimalle bu düşen faiz oranlarının ekonomiyi canlandırması 2025'in ikinci yarısından sonra olacak. O yüzden biraz piyasadaki fiyatlamaların, özellikle emtia tarafına bakıyoruz, Brent 71 dolar civarına geriledi. Genelde global ekonomik aktivitenin en büyük indikatörlerinden bir tanesi olan bakır fiyatları (LME) temmuz ayında 10 bin 800 dolardayken yaklaşık 9 bin doların aşağısına indi. Tüm bunların hepsi aslında bize global aktivitenin yavaşladığı konusunda sinyaller veriyor.

Piyasalar da bunu hiçbir zaman sevmez yani cuma günkü reaksiyon da biraz bununla alakalıydı. ABD'deki tarım dışı istihdam verileri geldi, beklenenden daha düşük istihdam yaratıldığı görüldü. Bir taraftan baktığımızda FED'in 50 puan indirim yapma olasılığı eylül ayında arttı ve yüzde 55'e yükseldi ama buna rağmen piyasa hiçbir zaman genel olarak yavaşlayan ekonomik görünümü sevmez. Biraz buna reaksiyon veriyor, global piyasalar. Bizde ise şunu unutmamamız lazım, mart seçimlerinden sonra piyasalar çok pozitif şekilde ayrıştı açıkçası.

2024 üçüncü çeyrek karları da çok iyi olmayacak

Bu ayrışmadan sonra da temmuz ortasından beri aslında birçok şeyin fiyatlara yansıdığını gördük biz ve bununla birlikte 2024 yılının önemli hikayelerinden bir tanesi olan enflasyon muhasebesinin karlar tarafında aslında piyasaları hiç de memnun etmediğini görüyoruz. Tabii ki enflasyon muhasebesi karışık bir konu olacaktı, onu biliyorduk ama düşen karlar hiçbir zaman piyasanın hoşuna gitmez. İkinci çeyrek karlarının da zayıf geldiğini görüyoruz. Bununla birlikte piyasa yukarıya tepki vermekte zorlanıyor. Çünkü üçüncü çeyreğin daha iyi olmayacağını şimdiden söyleyebilirim size.

Üçüncü çeyrek karları daha da zayıf olacak ikinci çeyreğe göre. Böyle bir görünüm içinde borsadan geçtiğimiz 1 senenin iyi yapılmış işlerinin kredisini önden tekrar piyasaya vermesini çok beklememek lazım diye düşünüyorum açıkçası.

Ben önümüzdeki iki ayın yani eylül ve ekim'in zorlu geçeceğini düşünüyorum açıkçası. Büyük bir ihtimalle gelen makro veriler hep ekonominin yavaşlamaya başladığını gösteriyor olacak. İlk indirim 50 puan bile olsa, dediğim gibi bundan sonra zaten piyasa sene sonuna kadar ABD'de 100 puanlık bir indirim fiyatlıyor.

Tüm bunların etkisinin ancak 2025'in ikinci yarısında olacağı için bunları biraz önden almak için bekleyeceğini düşünüyorum. Kasım-aralık ayları her zaman piyasalar açısından pozitif sürprizlere gebedir açıkçası. Geçen sene de hatırlayacaksınız, kasım-aralıka kadar ABD piyasalarında bir zayıflık vardı ama son iki ayda çok iyi bir sürpriz yaparak pozitif bir performans göstermişti. Ben kasım-aralıkta ciddi bir ralli olmasa bile biraz daha dengeleneceğini düşünüyorum ama önümüzdeki hikaye daha zorlaşacak.

Aslında ECB'nin kararlarını global piyasaları çok fazla etkilediğini ben düşünmüyorum açıkçası. Orada daha çok kur tarafında önemli bir yön belirleyici oluyor. Burada da baktığımızda Fed'in ECB'den daha fazla ve daha hızlı faiz indirimleri yapacağı söz konusu olduğu için son üç ayda da euronun dolara karşı güçlendiğini görüyoruz.

Önemli olaylardan bir tanesi de burada göz önünden kaçmaması gereken, doların zayıflığı, yani dolar zayıflığı aslında genel olarak gelişmekte olan piyasalar için olumlu bir gösterge. Uzun zamandır dolar endeksi 100'ün üzerindeydi ama büyük bir ihtimalle bu veriler zayıf gelmeye devam ederse 100'ün altına gelecek ama genel piyasalar için iyi olmasa bile ben Türkiye ve bizim gibi ülkeler için yavaş yavaş fon akımlarının bize yönelmeye başlayacağı bir indikatör olarak yakından takip ediyorum açıkçası.