Kara Pazartesi, dönemsel bir klasik çöküşü yansıtıyor olabilir mi?

Safa Gümüş
PAYLAŞ
  • S&P500'e göre hazırlanan mevsimsellik haritası incelendiğinde, hisse senetlerinin genellikle her yıl yükselme eğiliminde olduğu, ancak Eylül ve Ekim aylarında belirgin bir düşüş yaşandığı görülüyor.
  • Borsa İstanbul tarihinde yaşanan en büyük 15 değer kaybının neredeyse yüzde 50'si, yani 6 sert düşüş, Ağustos ve Eylül aylarında gerçekleşmiş durumda. S&P500 üzerinde gözlemlenen Eylül ve Ekim aylarındaki sert düşüşlerin bir benzeri de Borsa İstanbul'da Ağustos ve Eylül aylarında görülüyor.
Kara Pazartesi, dönemsel bir klasik çöküşü yansıtıyor olabilir mi?

Finans dünyasında yatırımcılar, piyasalardaki karmaşayı anlamlandırmak için sık sık belirli kalıplara ve teknik göstergelere başvurur. Bu kalıplar, yatırımcılara öngörülebilirlik hissi vererek, piyasalardaki dalgalanmalar karşısında rehberlik sağlar. Özellikle takvim yılına dayalı kalıplar, finans dünyasında en güvenilir ve yaygın olarak kullanılanlar arasındadır. Mevsimsellik olarak adlandırılan bu kalıplar, her yıl aynı dönemlerde tekrarlanan piyasa değişikliklerini ifade eder.

Geçtiğimiz hafta yaşanan ani satış dalgasının ardından piyasalar bir süre sakinleşmiş olsa da, özellikle ayı piyasasında bulunan yatırımcılar, bu mevsimsel kalıplara bakarak geleceğe yönelik stratejilerini şekillendirme arayışında. Carson Group'un Baş Piyasa Stratejisti Ryan Detrick, bu kalıpların yatırımcılara sağladığı rehberliği tartışmak üzere Yahoo Finance'ın Stocks in Translation podcast'ine konuk oldu. Detrick, uzun zamandır piyasadaki mevsimsellik güçlerine dikkat çeken bir isim olmasına rağmen, yatırımcılara bu kalıplara körü körüne güvenmemeleri gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

Mevsimsellik kalıplarını incelemek, özellikle S&P 500 endeksine ilişkin yaklaşık bir asırlık veri göz önüne alındığında, yatırımcılar için oldukça değerli bir bilgi kaynağı oluşturuyor. Örneğin Yahoo Finance'den Jared Blikre'a göre, tatil sezonunda tüketici harcamalarının genellikle artış göstermesi, bu dönemde perakende satışlarında bir yükselişe neden oluyor. Benzer şekilde, okula dönüş alışverişleri Ağustos sonu ve Eylül başında perakende sektörüne canlılık kazandırır. Yaz tatilleri veya bayramlar ise genel piyasa faaliyetlerinde bir yavaşlamaya yol açarak işlem hacimlerini düşürebilir.

Bu tür mevsimsel değişikliklerin, hisse senetleri, tahviller, emtialar ve hatta kripto para birimleri gibi çeşitli varlıkların fiyatlarınıda etkileyen belirgin piyasa kalıpları oluşturduğu düşünülüyor. Yatırımcılar, yılın her gününe ait ortalama kazanç veya kayıpları analiz ederek, bu verilerden bir mevsimsellik haritası oluşturabilir.

S&P500'e göre hazırlanan mevsimsellik haritası incelendiğinde, hisse senetlerinin genellikle her yıl yükselme eğiliminde olduğu, ancak Eylül ve Ekim aylarında belirgin bir düşüş yaşandığı görülür. Bu düşüş, Ekim 1987'deki Kara Pazartesi ve Ekim 1929'daki Kara Salı gibi tarihi piyasa çöküşleriyle örtüşen bir durumdur. Bazı yatırım profesyonellerine göre söz konusu dönemler, yatırımcılar için dikkat edilmesi gereken riskli zaman dilimlerini işaret eder ve bu nedenle mevsimsel kalıpların göz ardı edilmemesi gerektiğini gösterir.

Tarih Borsa İstanbul'da Aylık Değişim (%)
1998 Ağustos -39,03%
2000 Kasım -35,38%
2008 Ocak -23,12%
2001 Eylül -22,81%
2008 Ekim -22,80%
2002 Aralık -22,03%
2003 Mart -18,14%
2001 Şubat -17,72%
2002 Şubat -16,57%
2000 Mayıs -15,62%
2020 Mart -15,43%
1998 Eylül -14,00%
2000 Eylül -13,57%
1999 Ağustos -13,56%
2011 Ağustos -13,40%

Borsa İstanbul'daki eğilimler de benzer bir şekilde analiz edilebilir. Borsa İstanbul tarihine bakıldığında, aylık bazda en büyük düşüşün Ağustos 1998'de yaşandığı görülüyor. Bu dönemde endeks, Temmuz ayına kıyasla yaklaşık yüzde 39 oranında gerilemişti. Endeks tarihindeki diğer büyük değer kayıplarına bakıldığında da, Ağustos ve Eylül aylarının öne çıktığı dikkat çekiyor. Endeks tarihinde yaşanan en büyük 15 değer kaybının neredeyse yüzde 50'si, yani 6 sert düşüş, Ağustos ve Eylül aylarında gerçekleşmiş durumda. Bu durum, bazı yatırımcılar açısından yılın 3. çeyreğinin sonunun ve 4. çeyreği riskli dönemler olarak algılanmasına neden olabilir.