CBDC’lerin kripto para birimlerinden farkı ne?
- Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülke CBDC araştırmalarına adını yazdırdı.
- Doç. Dr. Kerim Eser Afşar, TCMB’nin enflasyon hedeflerinin tutmasının dijital TL’nin geleceği açısından çok kritik bir önem arz ettiğini söylüyor.
- Kripto paraların da popüler olduğu dünyada zaman zaman CBDC'ler ve kripto paralar karıştırılsa da aralarında önemli farklılıklar var.
Blokzincir teknolojisi ve kripto para birimleri, son 10 yılda kamuoyunda geniş bir benimsenmeye kavuştu. Özellikle 2020 yılından sonra benimsenme daha da arttı.
2021 yılında yaşanan boğa sezonuyla kripto para piyasasına girişler daha da yukarı taşındı. İlgi son yıllarda artsa da temele bakacak olursak zaten bunların yeni kavramlar olmadığını söyleyebiliriz. Son yıllarda Türkiye’de düzenlenen bazı etkinlikleri de ziyaret eden kriptograf David Chaum, eCash isimli kripto para birimiyle bu işin temellerini 1990 yılında attı. ‘Sektör ünlümüz’ Bitcoin ise 2008’deki ekonomik krizin ardından, 2009’dan itibaren yükselişe geçti.
Bitcoin’in babası gizemli Satoshi Nakamoto’nun Bitcoin’in whitepaper’ı üzerinde çalışmaya başladığı tarih ise 2007. Blokzincir teknolojisi destekli kripto para birimleri dünyasının başlangıcı özetle böyle.
Öte yandan kripto para birimleri merkezi bir kamu otoritesi tarafından desteklenmediği için dijital bir ödeme aracı olarak Merkez Bankası Dijital Para Birimi (CBDC) daha fazla gündeme gelmeye başladı. Çünkü ülkeler hem kripto para birimlerinin yükselişini takip etmek hem de bunu yasal bir düzene oturtmak istedi.
Ülkelerin CBDC telaşı! İyi de CBDC nedir?
IMF’ye göre, CBDC (Central Bank Digital Currency) yani merkez bankası dijital para birimi, merkez bankaları tarafından düzenlenen ve ihraç edilen nakit paraların dijital versiyonlarıdır. Onları kripto para birimlerinden ayıran en önemli özellik de bu: Değişken değiller ve bir merkeze bağlılar.
Yine IMF’ye göre, CBDC’lerin geçmişi 1993 yılına dayanıyor. Finlandiya Merkez Bankası, 1993 yılında elektronik bir para türü olan Avant kartı piyasaya sürdü. Bu kart, dünyanın ilk CBDC’si olarak kabul ediliyor.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülke CBDC araştırmalarına adını yazdırmış durumda. Atlantic Council’in verilerine göre, şimdilik sadece 3 ülke kendi CBDC’sini başlattı. Bu ülkeler: Bahamalar, Jamaika ve Nijerya.
G20 ülkeleri arasından 19’u CBDC gelişiminde önemli ilerlemeler kaydetti. Hatta 11 ülke halihazırda pilot aşamaya geçti. Bu ülkeler arasında Brezilya, Japonya, Hindistan, Avustralya, Güney Kore, Güney Afrika ve Rusya ile Türkiye de var.
Avrupa Birliği de bu gelişimin gerisinde kalmıyor. Avrupa Merkez Bankası (ECB), dijital euro için 2 yıllık hazırlık aşamasının içinde. Süre, 2025 yılında sona erecek.
Amerika Birleşik Devletleri ise gelişmeleri ne yazık ki geriden takip ediyor. Özellikle bu konuda G7 ülkeleri ile ABD arasında önemli bir makas oluştu. Devam eden ABD başkanlık kampanyasında da CBDC’ler sorun haline geldi. Adaylar, CBDC gelişmelerine karış çıktı.
Pilot uygulamalar demişken Çin’i de es geçmemek gerekiyor. Dünyanın en büyük pilot programı Çin’de. Çin, dijital yuanını 25 şehirde test ediyor. Toplam 260 milyon cüzdan, dijital yuan kullanıyor.
CBDC’ler, blokzincir ve tokenizasyon teknolojisi alıyor ve bunu dijital fiat para birimine uyguluyor. Kripto para birimleriyle aralarındaki en büyük fark da tabii ki CBDC’lerin merkez bankaları tarafından düzenlenmesi, yani merkezi olması.
Kripto para birimleri ve CBDC’ler arasındaki temel farklar:
Özellik | CBDC | Kripto para birimleri |
Merkeziyet | Merkezi | Merkeziyetsiz |
Yasal durum | Yasal bir ödeme aracı | Yasal durumu belirsiz |
Güvenlik | Yüksek | Riskli |
Fiyat dalgalanmaları | Düşük | Yüksek |
Anonimlik | Düşük | Yüksek |
Enerji tüketimi | Düşük | Yüksek |
Kullanım alanları | Ödemeler, para transferleri | Ödemeler, para transferleri, yatırım |
Türkiye’nin Dijital Türk Lirası
Aralık 2022’de Türkiye, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) öncülüğünde yürütülmekte olan Dijital Türk Lirası Projesi’nin birinci faz çalışmaları kapsamında, ilk ödeme işlemini gerçekleştirdi. 2023 yılının sonunda ise TCMB tarafından, Dijital Türk Lirası Birinci Faz Değerlendirme Raporu yayımlandı. Bu arada Türkiye’nin dijital Türk Lirası çalışmalarına 2020 yılında başladığını da belirtelim.
Birinci faz kapsamında dağıtık defter platformuyla çalışacak akıllı sözleşmelerin tasarlanmasına ve geliştirilmesine odaklanıldı. Bu aşamada prototip dijital kimlik sisteminin dijital Türk Lirası sistemine entegrasyonu da mercek altına alındı. Birinci faz raporuna göre, dijital cüzdan uygulamasının tasarlanması ve geliştirilmesi de bu fazın konusu oldu. Siber güvenlik çalışmaları ve pilot test süreçleri de birinci faz çalışmaları dahilinde gerçekleştirildi.
2024 yılıyla başlayan ikinci faz sürecinde Dijital Türk Lirası İş Birliği Platformu’na yeni katılımcıların eklenmesi hedefleniyor. Ayrıca test süreçlerinde artık farklı senaryolara da geçilecek.
Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilim Fakültesi'nden Doç. Dr. Kerim Eser Afşar, CNBC-e'ye yaptığı açıklamada, TCMB'nin yaptığı dijital TL çalışmalarıyla ilgili henüz pek fazla bilgi paylaşmadığını söylüyor.
"TCMB’nin kısıtlı açıklamalarından dijital TL’nin dağıtık defter teknolojisini kullanacağı, programlanabilir bir tasarıma sahip olacağı ve bankacılık sisteminin sürece entegre olacağı anlaşılıyor." diyen Afşar, "Finansal teknolojilere hâkim bir merkez bankası teknik kadrosu var; projede yer alan Aselsan ve Havelsan gibi kurumların da bu alanlarda yetkin kadrolara sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle dijital TL’nin teknik açıdan “sorunsuz” biçimde ihraç edilebileceğini söyleyebiliriz. Akıllı telefon kullanımının çok yüksek oranlarda seyrettiği Türkiye’de toplumun CBDC’yi benimsememesi için “teknik” bir neden olmadığını iddia etmek mümkün. CBDC için esas tehlike, iktisadi değişkenlerin istikrarsızlığı ve iktisat politikasını tasarlayanlara yönelik güvensizliğin olması nedeniyle toplumun dijital parayı kolaylıkla kabullenememesi olabilir."
Bu nedenlerden ötürü dijital TL için açıklanan yol haritasıyla TCMB’nin enflasyon hedeflerinin tutması dijital TL’nin geleceği açısından çok kritik bir önem arz ediyor.
Afşar, açıklamalarında yüksek enflasyonun olduğu konjonktürde ihraç edilen dijital paranın 'ölü doğması'nın da kuvvetle muhtemel olduğunu söyledi ve ekledi: "Dijital paraların programlamlanabilir yapısı hem enflasyonla mücadelede hem de para politikasının etkinliğini arttırmada önemli bir araç haline gelebilir. Ancak dijital paraların sağladığı şeffaflık ile MB’nin şeffaflık algısının uyumlanması gerekir. Bunun yanında dijital paranın kayıt dışılığı azaltacak çok güçlü bir potansiyeli olabilir ve bu nedenle üçüncü faz çalışmalarında dijital TL’ye vergisel özelliklerin eklenmesi gerekmektedir."
Dijital TL ile TL’nin birlikte tedavülde olduğu bir dönem yaşayacağımızı söyleyen Afşar, "Dijital TL’nin benimsenmesi için vergi sistemindeki revizyon kritik derecede önemli olabilir" dedi.
Ödeme esası kayıt dışılık engellenebilir
Afşar'a göre dijital TL’nin doğuşuyla birlikte vergi sisteminin “beyan esası”ndan “ödeme esası”na dönüşmesiyle kayıt dışılık önemli ölçüde ortadan kaldırılabilir. İlgili revizyonlar hayata geçirilirken dijital TL ile TL’nin birbirinin ikamesi değil tamamlayıcısı olacağı akılda tutulmalı ve toplumsal kesimlerin “mahremiyet” talepleri dikkate alınmalıdır.
Bu durum aynı zamanda dijital TL’nin toplum kesimlerince hızlıca benimsenmesini ve güvenlikle ilgili kaygıların ortadan kalkması açısından önem arz etmektedir.
Afşar sözlerine şöyle devam etti:
"Programlanabilir bir para olması nedeniyle TCMB, dijital paraya “yeşil merkez bankacılığı” kapsamında özellikler ekleyebilir.
Aynı zamanda enflasyonist etkiler yaratmadan toplumun dezavantajlı kesimleri için gerekli olan sosyal transferler dijital TL’nin ihracıyla kolaylıkla hayata geçirilebilir. Bu nedenle TCMB’nin teknik hazırlıklarının yanında enflasyonla mücadeleye hız vermesi ve dijital TL tasarım sürecine bankacılık sistemini ve ilgili STK’ları da dahil etmesi gerekmektedir.
Bunun yanında bankacılık uygulamaları ile uyumlu ve entegre çalışan dijital TL’nin yaygınlaşması ve kullanılabilirliğini arttırması beklenmektedir.
Banka temelli bir finansal sisteme sahip olan Türkiye’de ticari bankacılık sisteminin sahiplenmediği ve vergi ayrıcalıkları sağlayamayan bir dijital TL’nin benimsenmesi zor gözüküyor.
Nasıl ki enflasyonun düştüğü bir konjonktürde TL’den altı sıfır atıldıysa, düşük ve istikrarlı bir ortama geçildiği anda TL’nin dijital formuna kavuşması daha sağlıklı olacaktır.
Unutulmaması gereken konu TL’nin dijitalleşmesinin, sıfırların atılmasından çok daha “devrimci” bir potansiyel taşıdığıdır. Dijital TL’nin tüm devrimci potansiyeli, tasarım özelliklerine ve bu özelliklerin benimsenme seviyesine bağlıdır. Aynı zamanda dijital TL’nin “gizli politik amaçlara” ulaşmak için araç olarak kullanılması gibi riskleri bulunmaktadır. Dijital TL’nin devrimci potansiyeli hakkında söz söylemek için biraz daha beklememiz gerekiyor."
SWIFT de CBDC rüzgarına kapılıyor
Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş sonrasında batılı ülkeler, Rusya’yı SWIFT sisteminden çıkma konusunda anlaştı. Özellikle 2022 yılında, ödeme ağı SWIFT’e alternatif platformlar bile konuşulmaya başlanmıştı. Bankaların finansal işlemlerini güvenli bir şekilde yapmalarını sağlayan ödeme ağı SWIFT, günümüzde hala uluslararası dolar transferleri için kullanılan küresel bir standart.
SWIFT de son zamanların CBDC rüzgarına kapıldı.
Reuters’ın haberine göre önümüzdeki 1 ila 2 yıl içinde SWIFT, CBDC’ler için yeni bir platform kurmayı planlıyor. SWIFT, küresel bankacılık için kilit bir rolde. Dolayısıyla kurulacak olan platform, CBDC’ler için önemli platformlardan biri olacak.
Farklı ülkeler, CBDC’lerini farklı teknolojiler ve protokoller üzerinde kuruyor. SWIFT ise kurduğu platform ile bu farklılıklara rağmen CBDC’lerin birlikte kullanılmasını sağlayabilir. Böylece ödeme sisteminin yıkılması riski de azalmış olur. Ayrıca CBDC’leri kullanmak, süreçleri hızlandırmak ve maliyetleri düşürmek açısından da oldukça önemli. Bu atakta SWIFT’in en önemli kozu, halihazırda 200’den fazla ülkede zaten kullanılabiliyor oluşu. 11 bin 500’den fazla banka, her gün trilyonlarca dolar göndermek için SWIFT’in sistemini kullanıyor.
Stablecoin meselesi
Kripto para birimleri ve CBDC’ler derken, önemli bir enstrümanı da unutmamak gerekiyor: Stablecoin’ler. Aslında CBDC’lerin kripto para birimlerine kıyasla stablecoin’lere daha çok benzediğini bile söyleyebiliriz. Hem CBDC’ler hem de stablecoin’ler belirli bir fiat para birimine sabittir. Ancak ikisini ayıran en temel özellik, stablecoin’lerin özel bir şirket tarafından çıkarılması diyebiliriz. CBDC’ler ise sadece ülkelerin merkez bankaları tarafından çıkarılıyor. Stablecoin’ler bir özel sektör şirketi tarafından çıkarılsalar da herhangi bir merkez tarafından desteklenmiyor. Oysa CBDC’ler, nakit ya da merkez bankası rezervleriyle aynı özellikleri taşıyor.
CBDC’ler ile stablecoin’ler arasında, değerlerinin nasıl korunduğuna ilişkin de farklar var. CBDC’ler, çıkarıldıkları ülkelerin fiat para biriminin tokenleştirilmiş halidir. Asıl amacı, fiat para biriminin değerini korumaktır. İhraç edildiği merkez bankası tarafından sürekli olarak desteklenir.
Stablecoin’ler ise bir ulusal fiat para birimine sabittir. Böylece diğer kripto para birimlerindeki fiyat dalgalanmaları stablecoin’ler üzerinde etki oluşturmaz. Stablecoin ihraç eden şirketlerin kendi destek varlıkları vardır ve bunlar, bir stablecoin’in söz konusu fiat para birimine sabit kalmasını sağlar ama her zaman kesinlik sunmaz. Öyle ki 2023 yılında birçok stablecoin’in sabitinden koptuğunu (depeg) gördük. Bunlardan en ses getireni Terra ekosisteminin çökmesiyle beraber hem ekosistemin kripto para birimi LUNA’nın hem de stablecoin’i UST’nin kısa süre yok olması oldu.
Ayrıca stablecoin’ler tıpkı kripto para birimleri gibi yatırım amaçlı kullanılabiliyor. CBDC’ler ise bir ödeme ve transfer aracı olarak varlık gösteriyor.