Ata Yatırım/Cemal Demirtaş: Birçok hisse "bıçak kemiğe dayandı" noktasını aştı

Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş Borsa İstanbul tarafında önemli bir dayanıklılık testinden geçildiğini, ağustos ayında kurumun çıkardığı Ata Yatırım Strateji Raporu'nda ileriye dönük olarak makro tarafta gelişmeleri olumlu bulduklarını yazdıklarını hatırlattı. "Enflasyonla ilgili gelişmeler konusunda ileriye dönük görüşün olumlu yönde oluşmaya başladığını görüyoruz. Bu bir kere bizi koruyacak bir faktör. Fakat tabii ki kısa vadede bu dayanıklılık testi dediğimiz şu; bugünle ocak ayı arasında olan dönemde iç talepteki daralma, öte yandan enflasyonla hala mücadele görüyoruz, eylül rakamlarını gördük. Biraz beklentilerin üzerinde geldi. Hem enflasyonla ilgili soru işaretlerine cevap hem bir şekilde büyümenin ne dozajla düştüğünü görmek. Bir de tabii ki dışsal faktörler, jeopolitik İran konusu. Gerçekten dışarıdan ortamı biraz zorlaştırıyor ya da orada daha uzarsa ya da daha sertleşirse ne olur gibi soru işaretleri oluyor ama biz şöyle özetliyoruz. Gerçekten birçok hissede bıçak kemiğe dayandı derler ya, onun ötesine geçmiş noktada." diyen Demirtaş, borsada köpüklerin gittiğini borsaya akan paralar geri doğru çekildiği zaman bazı hisselerin daha fazla gerilediğini söyledi.

Demirtaş, "Ocak neden önemli derseniz: ABD seçimleri kasımda olmasına rağmen ocakta yeni hükümet kurulacak ve politikalar şekillenecek. Rusya, Ukrayna, İsrail, Filistin bu olaylarla ilgili bazı gelişmelerin netleşmesi olacak. Bir de en önemlisi bizim içerideki dengelenmemiz söz konusu olacak. Biz bu süreci biraz daha böyle normal zamanlarda alınamayan hisseleri alma için fırsat dönemi olarak görüyoruz." dedi.

Borsada 14 bin hedefi olduğunu söyleyen Demirtaş, bu hedefin şirket hedeflerinden yola çıkarak hesaplandığını ve ağustos ayından 12 aylık bakıldığında yaklaşık yüzde 50-55 civarında bir yukarı potansiyeli ortaya çıktığını fakat Ata Yatırım'ın en beğendiği hisselerde yüzde 50-100 arasında bir getiri potansiyeli gördüğünü belirtti.

Demirtaş, "Hisse senetleri patinaj yaptıkça ya acaba faizde kalayım ya da altında kalayım. Daha sonra enflasyon düşerse, faizler düşerse oraya geçerim gibi bir hesap içerisine girebiliyor ama bu çok kolay değil. O konuda uyarmak isterim. Bu beklentiler oluşmaya başladığı anda çok hızlı geçişkenlik gerekecek. Onun da zamanlaması zor." dedi.

O nedenle genel makro güven devam ettiği sürece biraz daha böyle zor zamanları dayanıklılık testinden geçilen dönemleri daha fazla pozisyon oluşturmak yönünde, öte yandan da biraz elinde yüksek pozisyon olanların ise biraz daha sabırlı olması gereken bir dönem olarak değerlendirmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Çünkü genel yön olarak daha olumlu tarafa gidiyoruz. Tabii ki zorluklar olmasına rağmen." değerlendirmesinde bulundu.

Son dönemde artan şirketlerin hisse geri alımlarının piyasaya moral verdiğini söyleyen Demirtaş, "Tabii ki her şirket hissesi düştüğünde geri alım yapsın demek doğru değil belki ama burada piyasanın isteyerek alması gerek. Ama yatırımcıların böyle kafalarının çok karışık olduğu dönemlerde alımlar önemli bir sinyal" dedi.

Demirtaş şunları da ekledi: "Yani uzun lafın kısası geri alımlar çok tabii ama dikkatli olunmalı. Ben açıkçası kendilerinin alması yerine bireysel ya da kurumsal yatırımcıların almasını tercih ederim. Onu görebilmesini ama bazen de şirketlerin bu hareketleri piyasayı cesaretlendirir ve şirketin sahiplerinin şirkete güveninin en güzel mesajıdır. O nedenle ben açıkçası olumlu olarak algılıyorum. Birçok şirkette var irili ufaklı bildiğim kadarıyla yani biz de onun listelerini de paylaşıyoruz zaten yatırımcılarla.

Açıkçası bunlar genel olarak bizim için olumlu bir sinyal olarak değerlendirir. Piyasalarında aynen bu dayanıklılık testi döneminde şirketlerin verdiği olumlu sinyaller olarak görülebilir. Yani demek ki bu şirketler hisselerini düşünecek durumda. Bazı şirketler bunu yapamıyor.

Bu bir katalizör etkisi oluyor ama piyasaya verilecek en iyi mesaj böyle dönemlerde hissesiyle ilgili olarak geri alım yapmaktır diye düşünüyorum ve bunun da güzel örneklerini dün yine BİM'de yaşadık, işte TAB gıdada yaşadık. Daha önce de Türk Hava Yolları bu sinyali verdi. Bunlar gerçekten de zor günlerde şirketlerin yapabileceği aktiviteler. Tabii ki ondan önce de en önemlisi performanslarını yükseltmeleri. Yani zor dönem geçerken yine iletişimi yüksek yapmalılar.

Türkiye'deki şirketlerin kötü bir özelliği diyeyim, işler kötü gittiği zaman içeri kapanma, bilgi akışını yavaşlatma olabiliyor. Bir şekilde gurur yapabiliyor şirketler ama hem geri alımlar hem de bakın doğru dönemden geçiyoruz ama biz doğru işleri yaparak buradan çıkacağız dediği takdirde de cidden o zaman piyasalar çok fazla prim vermeye de başlıyor."