Wood Mackenzie: Bakırda Çin'in yerini almak ürünlerin fiyatlarını önemli ölçüde artıracak

PAYLAŞ
  • Wood Mackenzie, Batılı ülkelerin Çin'in bakır tedarik zincirinden uzaklaşmasının maliyetleri artırabileceğini ve enerji geçişini geciktirebileceğini belirtti.
  • Uzmanlar, tedarik zinciri risklerinin azaltılabileceğini ancak Çin'in egemenliğinde tam bir değişimin mümkün kılmadığını ifade etti.
Wood Mackenzie: Bakırda Çin'in yerini almak ürünlerin fiyatlarını önemli ölçüde artıracak
Fotoğraf: Reuters

Wood Mackenzie'ye göre, Çin'in bakırdaki hakimiyetinden uzaklaşmak isteyen Batılı ülkeler, maliyetleri artırmanın yanı sıra enerji dönüşümünü de geciktirebilir. Çin, bakır tedarik zincirinin kilit segmentlerinde lider. Bu kritik metal, yenilenebilir enerji, enreji depolama ve elektrikli araçlar gibi teknolojiler için oldukça önemli.

CNBC'nin haberine göre ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa ülkeleri, Çin'in bakır üzerindeki hakimiyetini sübvansiyonlar ve yatırımlar yoluyla kırmayı hedefliyor. Wood Mackenzie, karbonsuzlaştırma ve Pekin'e bağımlılığın azaltılması gibi ikili hedeflerin birbiriyle çeliştiğine dikkat çekti.

Şirket açıklamasında, "Çin'in yerini almak için yüz milyarlarca dolarlık yeni bakır işleme ve üretim kapasitesi gerekecektir" dedi. Metal talebinin 2050'ye kadar yüzde 75 artarak 56 milyon tona çıkabileceğini söyledi ve ekledi:

"Bu, verimsizlikler yaratacak ve sonuç olarak nihai ürünlerin fiyatlarını önemli ölçüde artıracak, enerji geçişinin maliyetini ve zamanlamasını yükseltecek."

Uluslararası Enerji Ajansı'na göre, mevcut madenler ve inşaat halindeki projeler, 2030 yılına kadar bakır ihtiyaçlarının yalnızca yüzde 80'ini karşılayacak. Bu da potansiyel bir bakır sıkıntısına işaret ediyor.

Wood Mackenzie'ye göre, dünyanın ilk bakır madenciliği çoğunlukla Amerika ve Afrika'da gerçekleşiyor. Çin'in yerel madencilik üretimi ise küresel üretimin sadece yüzde 8'ini oluşturuyor.

Bu pay, Çin'in yurtdışındaki madencilik varlıkları hesaba katıldığında yüzde 20'ye kadar çıkıyor.

Rapor, dünyanın geri kalanının mevcut ihtiyaçları karşılamak için yeterli birincil madencilik tedarikine sahip olduğunu belirtiyor.

Wood Mackenzie'nin küresel madencilik araştırma direktörü Nick Pickens, "Hükümetlerin ve üreticilerin Çin'den uzaklaşmayı hedeflerken, sadece madencilik operasyonlarını değil, tüm tedarik zincirini dikkate almak çok önemlidir" dedi.

Rapor, bakır madenciliğinin yüzde 80'inin bakır konsantresi ürettiğini, bunun da eritme ve rafine tesislerinde işlenmesi gerektiğini belirtiyor. Üreticiler, bu malzemeyi nihai ürünlerde kullanılan bakır bileşenleri yapmak için kullanıyor.

Çin, bakır eritme kapasitesinin yüzde 75'ine sahip

Wood Mackenzie verilerine göre, 2000 yılından bu yana Çin, dünya çapında eritme kapasitesi büyümesinin yüzde 75'inden sorumlu.

Pickens, "Çin'in olmadığı bir bakır tedarik zinciri senaryosu, enerji geçişi hedeflerini karşılamak için büyük bir işleme kapasitesi artışı gerektirecektir" dedi.

Rapora göre, Kuzey Amerika veya Avrupa'da yeni birincil eritme kapasiteleri için şu anda bir plan yok. Bunun yerine, ABD, son olarak ülkede çok metalli geri dönüşüm için ilk ikinci eritme tesisini kurarak, ikincil piyasalar ve bakır geri dönüşümüne odaklandı.

Çin ayrıca, 2019'dan bu yana küresel bakır ve bakır alaşım üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 80'ini oluşturarak, şu anda dünya çapında üretim kapasitesinin yarısına sahip.

ABD'deki Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) gibi yasalar, kritik minerallere yapılan yatırımları sübvanse etmeyi amaçlıyor. Ancak bakırda, düşük kullanım oranları, yüksek işletme maliyetleri ve çevresel düzenlemeler gibi faktörler nedeniyle ABD ve Avrupa'da bu çabalar engellerle karşılaştı.

Kaynak: cnbce.com