Wells Fargo: TL değer kaybetmeyecek, TCMB'nin enflasyon konusunda temkinli olması lazım
- Türkiye ekonomisine yönelik genellikle akıntının tersine yorumlarda bulunan Wells Fargo, TL'nin yıl sonunda beklenen değer kaybını yaşamayacağını ve TCMB'nin enflasyonla mücadele konusunda temkinli davranışını sürdürmesi gerektiğini söyledi.
- Wells Fargo'dan McKenna, CNBC-e'ye e-posta ile yaptığı değerlendirmede, TL'nin yılı 34,50 seviyesinden kapamasını öngördüklerini belirtti. Tecrübeli stratejiste göre Türkiye'de yıl sonunda enflasyon yüzde 55-60 aralığında olacak.
- Wells Fargo, TCMB'nin 2024 yılında faiz indirimi yapmasını beklemiyor. Banka yaptığı değerlendirmelerde baz senaryo olarak TCMB'nin 2025 yılının başlarında ilk faiz indirim hamlesini yapacağını öngörüyor. Ancak bankaya göre TCMB'nin enflasyondaki olası sürprizlere karşı temkinli de olması gerekiyor.
- McKenna’ya göre ekonomi yönetimi ortodoks temellere dayanan şeffaf politikalarını sürdürürse, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımlar artabilir.
CFA, dünyada kabul gören saygın bir lisanstır. Bu lisans genellikle finans ve ekonomi alanında uzmanlaşan veya uzmanlaşmayı düşünen kişiler tarafından hayli güç bir sınavın sonucunda elde edilir.
CFA’in çalışma notları hayli geniş bir literatüre sahiptir. Bu literatürün hatrı sayılır bir kısmı da ‘Merkez Bankaları’ için ayrılmıştır. Finans profesyonelleri, bir şirkete yapırım yaparken önce o şirketin faaliyet gösterdiği ve vergi mükellefi olduğu ülke veya ülkelerin, istikrarlı bir ekonomi ve güvenilir bir para politikasına sahip olmasını isterler.
Bu kapsamlı notlarda Merkez Bankaları’nın başarıları 3 temel başlık altında incelenir. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı, güvenilirliği ve şeffaflığı. Özellikle uzun vadeli – yani sermaye benzeri ve doğrudan- yatırım yapacak bireysel veya tüzel kişiler, ister yerli ister yabancı olsun, ülkenin para politikasında bir takım pozitif eğilimler görmek isterler.
Çoğu sektör profesyoneline göre, Mehmet Şimşek ve Fatih Karahan yönetimindeki Türkiye ekonomisinin uygulamaya koyduğu politikalarla yapmaya çalıştığı ve şimdiye kadar kısmen başardığı yegane şey, kritik üç gereksinimin Türkiye’de tekrar sağlandığını finans çevrelerine anlatmak; bağımsızlık, güvenilirlik ve şeffaflık. Nitekim bu çevrelere akademik anlamda katkılar sunan Steve Hanke, CNBC-e’den Safa Gümüş’e yolladığı e-posta’da “Türkiye bir dezenflasyon sürecinde ve bu istikrarlı” yanıtını verdi. Yine de Hanke, beklentilerin üstünde gelen eylül ayı enflasyonunun ardından TCMB’nin daha agresif davranması gerektiğini de eklemişti. Bütün bu yorumlar aslında TCMB’nin yabancıların gözünde birtakım pozitif gelişmelere sahne olduğunu gösteriyor.
TCMB ve Türkiye’nin ekonomi politikası hakkına yorumda bulunan yabancı kurumlardan en radikal ve piyasa konsensüsüne ters yönde bulunan görüş, Wells Fargo’ya ait.
Wells Fergo’dan McKenna, CNBC-e’ye yolladığı e-posta değerlendirmesinde TCMB’nin kazandığı güvenilirliğe işaret ederek yıl sonunda dolar/TL’nin 34,50 TL seviyesinde konumlanmasını öngördüklerini söyledi. Tecrübeli stratejist yaptığı değerlendirmede TL’nin beklenenin aksine değer kaybetmeyeceğini “Merkez Bankası döviz rezervlerini yavaş yavaş artırıyor ve bu durum TL’ye destek sağlayabilecek bir güven ortamı yaratıyor” ifadeleriyle açıkladı.
“Türk Lirası’nın vadeli işlemlere kıyasla daha iyi performans göstereceğine inanmaya devam ediyorum. Seçimlerden bu yana Türkiye'ye yönelik yabancı yatırımcıların olumlu tutumu belirgin şekilde arttı ve sermaye akışları Türkiye'ye yöneliyor. Merkez Bankası döviz rezervlerini yavaş yavaş artırıyor ve bu durum TL’ye destek sağlayabilecek bir güven ortamı yaratıyor. 2024 yıl sonu USD/TRY tahminimiz 34.50 TL seviyesindedir"
-Wells Fargo, Brendan McKenna
8 Ekim itibarıyla Ocak 2025 dolar/TL vadelileri 38,62, Haziran 2025 vadelileri ise 43,95 seviyesinde bulunuyor. Vadeliler açık bir şekilde TL’de gelecek sene içerisinde yüzde 20’den fazla bir değer kaybı öngörüyor.
“Petrol fiyatları yüksek enflasyon riskini artırıyor”
“Geçtiğimiz ay enflasyon beklentilerin üzerinde geldi ve son dönemde petrol fiyatlarının yükselmesi enflasyonun yüksek kalmaya devam etme riskini artırıyor”. Bu yorum McKenna tarafından özellikle son dönemde İsrail’in Orta Doğu bölgesinde ana karakteri olduğu gerginliklerin yol açtığı arz tehditleri üzerine yapıldı. Her ne kadar Brent Petrol, Eylül ayının ortalarında 68 dolara kadar gerilese de, İsrail ile Lübnan arasında yaşanan sert gerginliğin ardından kayıplarını tekrar telafi ederek 80 dolar sınırna dayandı.
“Politika yapıcılar daha temkinli davranmalı, bu yıl bir faiz indirimi öngörmüyorum”
Tecrübeli stratejist Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 55 ila yüzde 60 arasında olacağını öngörüyor. Ancak bunun için TCMB’nin biraz daha temkinli davranması gerekebilir. Wells Fargo’ya göre TCMB, ilk faiz indirimini 2025 yılının başında gerçekleştirecek, ancak enflasyonun eylül ayına benzer bir şekilde gelecek dönemlerde de yukarı yönlü sürprizler gerçekleştirmesi TCMB’nin bu kararında daha temkinli tavır takınmasına yol açabilir.
“Merkez Bankası'nın bu yıl sonuna kadar politika faizini indirmeyeceğini düşünüyorum. Enflasyon hızlı bir şekilde gerilemiş olsa da, yıl sonunda enflasyonun %55-%60 aralığında olacağına yönelik öngörümüz, politika yapıcıların daha temkinli davranmalarını gerektiriyor. İlk TCMB faiz indiriminin 2025 yılının başlarında gerçekleşeceğini düşünüyoruz, ancak enflasyonun hâlâ yüksek olması sebebiyle politika yapıcıların dikkatli olmaları gerekiyor.”
-Wells Fargo, Brendan McKenna
“Merkez’in kararları ve tedbirleri güvenilir”
Bir merkez bankası için politika faizi veya zorunlu karşılıklar, enflasyonla mücadele için temel araçlardır. Ancak günümüz ekonomilerinde faizleri yüzde 8,5 seviyesinden yüzde 50 seviyelerine yükseltmek, enflasyonla mücadele için yeterli çaba sarf edildiği anlamına gelmiyor. Yatırımcılar, geleceğe yönelik beklentilere her geçen gün daha fazla önem veriyorlar ve bu beklentileri istikrarlı bir şekilde karşılayabilecek Merkez Bankaları görmek istiyorlar.
McKenna yaptığı değerlendirmede bu konuya dikkat çekti. Ona göre TCMB, güvenilirliğini ve bağımsızlığını yeniden tesis etmekte kararlı ve bunu şimdiye dek gayet güzel başarmış durumda. Stratejist konu hakkında “Merkez Bankası'nın aldığı tedbirleri ve kararları güvenilir buluyorum. Seçimlerden bu yana politika yapıcıların enflasyonla mücadeleye, döviz kurunun istikrarına ve Merkez Bankası'nın güvenilirliğini ve bağımsızlığını yeniden sağlamaya kararlı olduklarını düşünüyorum” yorumlarında bulundu.
“Şeffaf ortodoks politikalar sürerse doğrudan yatırımlar artar”
Bir ülkedeki döviz yoksunluğunu gidermenin en temel yollarından birisi doğrudan yatırımlardır. Bu tür yatırımlar, hisse senedi vb ile birlikte ülkeye giren portföy yatırımlarının aksine daha uzun vadelidir ve sağladığı döviz kaynağının dışında, ülkenin istihdamına ve ekonomik büyümesine de genellikle doğrudan ve dolaylı katkıda bulunur. Bu yüzden BYD gibi büyük otomotiv üreticilerinin Türkiye’ye yaptığı doğrudan yatırımlar, ekonomi genelinde bir çarpan etkisi yaratması açısından, portföy yatırımlarına tercih edilir.
McKenna’ya göre ekonomi yönetimi ortodoks temellere dayanan şeffaf politikalarını sürdürürse, Türkiye’ye yönelik doğrudan yatırımlar artabilir.
“Para politikası kararları enflasyonu hedefe indirme amacıyla alınmaya devam ederse, uzun vadede sermaye akışlarının Türkiye’ye yönelmeye devam edeceğini düşünüyorum. Türkiye büyük ve çeşitlendirilmiş bir ekonomi ve eğer politika şeffaf ve ortodoks bir çizgide kalırsa, yatırımlar da bu doğrultuda artmaya devam edecektir.”
-Wells Fargo, Brendan McKenna