TÜSİAD'dan asgari ücret mesajı: Tuzaktan çıkamayız

PAYLAŞ
  • TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, enflasyonla mücadelenin gerektirdiği fedakarlık ihtiyacının reel kesim ve hanehalkının dayanma gücünü zorlamaya başladığını, kamunun da sürece dahil olması gerektiğini söyledi.
  • TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışmasının bitmeyeceğini belirterek, "Asgari ücret tuzağından çıkamayız" dedi.
TÜSİAD'dan asgari ücret mesajı: Tuzaktan çıkamayız

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında konuştu.

Orhan Turan, sıkı para politikası ve ekonomide soğumanın devam etmesinin programın bir parçası olduğunu belirtirken, “Fakat enflasyonla mücadelenin gerektirdiği fedakarlıkların hem reel kesimin hem de hanehalklarının dayanma gücünü zorlamaya başlamış olduğunu da görüyoruz. Bu nedenle enflasyonla mücadelenin kamu kesimini de içine alacak biçimde sürdürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Aksi halde, sadece para politikasına dayanan bir yaklaşım ile enflasyonla hızlı ve sonuç alıcı bir mücadele hem çok zor hem de tüm yükü reel kesimin ve hanehalklarının üzerine yüklüyor” dedi.

2001 krizi deneyimi ilham verebilir, kayıt dışılıkla samimi mücadele bekleniyor

Ekonomik programda, 2001 krizi sonrası deneyimlerin ışık tutabileceğini söyleyen Orhan Turan, o dönem başarıda, “(programın) Arkasındaki siyasi kararlılık ve çok güçlü mutabakatın” ana etkili olduğu görüşünü dile getirdi.

Maliye politikasının gözden geçirilmesi OVP bütçe açığının tutturulmasının belirleyici olacağını söyleyen Turhan, “Vergilemede ve kaynak tahsisinde etkinliğin sağlanması ve adaletin artırılması ve kayıt dışılıkla kararlı biçimde mücadele konularında güçlü adımlara ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. .. Dolayısıyla kayıtdışı konusunda genel ve muğlak bir söylem yerine samimi bir mücadele başlatılmasını ve iyi tasarlanmış bir eylem planının hızla hayata geçirilmesini bekliyoruz. Bu eylem planı kamu bütçe dengesinin iyileşmesine katkıda bulunarak enflasyonla mücadeleyi de güçlendirecektir” diye konuştu.

Kamu desteklerinin verimlilik ve rekabet gücüne yönlendirilmesi gerektiğini söyleyen Orhan Turan, kayıtdışılıkla birlikte, harcama reformuna yönelik olarak “1. Ekonominin etkin işleyişine katkısı olmayan kamu harcama kalemlerinde ciddi tasarrufa gidilmesi. 2. Ekonominin etkin işleyişine destek verecek olan eğitim, teknoloji, üretimin yeniden yapılandırılması gibi alanlarda kamu kaynaklarının artırılması. 3. Sosyal devlet sorumluluğunun doğrudan, açık ve şeffaf uygulanan bir sosyal politika ile yerine getirilmesi” önerilerini sundu.

Turan, kamu çalışan sayısındaki artışın da kamu hizmet niceliği, niteliği ve verimliliği yönünden ele alınması gerektiğini savundu.

Küresel jepolitik: Dünya siyasi olarak belirsiz ve öngörülemez

Son dönem jeopolitik gelişmelerin dünyada siyasal belirsizlik yanında öngörülemezlik niteliği de taşıdığını belirten Orhan Turan Suriye’nin de şiddetli bir çıkar çatışmasına konu olduğunu söyledi. Turan, “Yerel, bölgesel ve uluslararası düzlemdeki aktörler arasında var olan şiddetli çıkar çatışmaları sürecin bundan sonra nasıl evrileceğine ilişkin birçok belirsizlik ve öngörülemezlik yaratıyor. Suriye’nin sorunlarının çözülmesini ve istikrarın tesis olmasını temenni ediyoruz. Ancak, gelişmeleri yakından takip etmek gerekecek” dedi.

Demokratikleşme: Terör sorununun çözümü, kayyım atamaları

Terör sorununu çözmek için dünyada geçmişte atılan adımlardan, demokrasiyle desteklenenlerin başarılı sonuç verdiği sonucunu çıkardıklarını söyleyen Orhan Turan, “Dünya örneklerine bakınca, somut demokratikleşme adımlarıyla pekişmeyen girişimlerin, kalıcı çözüm üretmediğini görüyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin ve hukuk devletinin garanti altına alınması konularında mesafe alınması gerekiyor. Ancak, son dönemde, görevden alınan seçilmiş yerel yöneticilerin yerine atanmış yöneticilerin getirilmesini toplumsal istikrar ve refah hedefiyle bağdaştıramadığımızı söylemiştik. Partilerimizin kayyım sorununu çözmek için başlattığı diyaloğun sorunun çözümüne katkıda bulunmasını umuyoruz. Ülkemizin dünyadaki siyasi ve ekonomik gücünü, demokrasisinin gücü ve hukuk devletinin sağlamlığı belirleyecektir” diye konuştu.

Sanayi büyümeye katkı vermeyebilir

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, sanayi kesiminin büyümeye bu yıl katkı vermeyeceğini tahmin ettiklerini belirterek, üretim desteğinin önemine dikkat çekti. “Üretim artışı yoksa sorun vardır. Üretim yavaşlıyorken tüketim canlı kalmaya devam ediyorsa dış açıkla ve enflasyonla mücadele zorlaşır” diyen Turan, üretimde dönüşümün şart olduğunu vurguladı.

Şirketler kesiminde yeniden yapılanmaya ihtiyaç olduğunu belirten Turan, verimli olan, değişime ayak uyduran firmalar yollarına devam etmesi gerektiğini, yeni alanlarda, yeni ürünlerle ve yeni teknolojilerle işe koyulan girişimler için piyasadaki rekabet koşulları ve yatırım ortamı uygun olması ve günün koşullarına uyamayan verimsiz firmaların dönüşmesi sağlanması gerektiğini söyledi.

Turan, “Şirketler kesimindeki bu dönüşümün hızlı ve sancısız yapılabilmesi, çağın koşullarına uygun bir sanayi politikası ile mümkün olur. Daha çok firmanın ve çalışanın yeni ekonomi alanlarında, yüksek katma değer yaratan, verimliliği yüksek faaliyetlerde değerlendirilmesini sağlayabilirsek, büyüme hızımızı da artırabiliriz” dedi.

Aras: Asgari ücret tuzağından çıkamayız

TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras da konuşmasında asgari ücrete yönelik mesajlar verdi.

Aras şunları söyledi: "2006'dan sonra verimlilik artışının olmaması, asgari ücret konusunda da tıkanmaya neden oluyor. Çalışanların hakkaniyetli bir gelir elde etmesinin önündeki en büyük engel şirketlerin verimliliği arttıramaması. Verimliliği yüksek şirketler asgari ücretin üzerinde ücret verebilirler.

Eğer bir ekonomide enflasyonla mücadele açısından uygun görülen asgari ücret artışı çalışanları tatmin etmiyorsa bu ülkede çözülmesi gereken ciddi bir verimlilik sorunu var demektir. Asıl sorun olan düşük verimlilikle baş edilemezse asgari ücret tartışması hiç bitmez. Asgari ücret tuzağından çıkamayız. Esas başarı, verimliliği yüksek şirketler yaratarak toplam işgücü içinde asgari ücretle çalışan kişi sayısını düşürmektir.

Ne enflasyonla mücadeleden vazgeçmek mümkün ne de enflasyonla mücadelenin yükünün vatandaşın üzerine yıkılmasına razı gelmek. Bu nedenle asgari ücret artışıyla beraber verimlilik artışı için de politikaları hiç vakit kaybetmeden gündeme almak gerekiyor."