Trump'ın zaferi ABD'de 'yumuşak iniş' senaryolarını değiştirdi

PAYLAŞ
Trump'ın zaferi ABD'de 'yumuşak iniş' senaryolarını değiştirdi

ABD ekonomisi, bu yıl birçok yatırımcının "yumuşak iniş" beklentisine destek veren sağlam makroekonomik göstergelerle dikkat çekerken, Donald Trump’ın 2024 başkanlık seçimlerindeki zaferi, ekonomik görünümde önemli bir değişikliğe yol açabilir. Trump’ın seçim vaatlerinin enflasyon, ticaret ve para politikaları üzerindeki etkisi, ekonomi çevrelerinde yoğun tartışmalara neden oluyor.

Ekonomistler ve yatırımcılar belirsizliğe dikkat çekiyor

Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, ABD ekonomisinin şu anda "yumuşak inişte" olduğunu belirtirken, Trump’ın 20 Ocak 2025’te göreve başlamasıyla bu durumun sona erebileceğini ifade etti. Trump’ın ithalat tarifeleri, göç kısıtlamaları ve şirketlere yönelik vergi indirimlerini kapsayan ekonomik politikaları, enflasyonist bir sürece kapı aralayabilir. Bu politikaların, aynı zamanda şişkin federal bütçe açığını daha da artırarak, Federal Rezerv’in (Fed) faiz oranları üzerindeki karar alma süreçlerini karmaşıklaştırması bekleniyor.

Goldman Sachs Baş Ekonomisti Jan Hatzius, Trump yönetiminin planladığı geniş kapsamlı ithalat tarifelerinin, ekonomik büyümeyi ciddi şekilde baltalayabileceği uyarısında bulundu. Capital Economics Baş Küresel Ekonomisti Jennifer McKeown ise Trump’ın gümrük vergileri ve göç politikalarından kaynaklanan enflasyon baskılarının risk oluşturduğunu dile getirdi.

Yatırımcıların stratejik beklentileri değişiyor

Bank of America’nın Küresel Fon Yöneticileri Anketi’ne göre, yatırımcılar "yumuşak iniş" veya "inişsiz büyüme" senaryolarına yönelik beklentilerini güncelliyor. Ekonomik büyümenin devam edeceği ancak yüksek faiz oranı politikasının sürdürüleceği bir dönemin işaretleri yatırımcılar arasında daha yaygın bir şekilde kabul görüyor.

Fed’in faiz politikalarına yönelik piyasa beklentileri de değişiyor. Eylül ayındaki faiz indiriminden bu yana, piyasa oyuncuları 2025 sonuna kadar daha az sayıda faiz indirimi olacağını öngörüyor. Bu durum, Fed’in Trump döneminde oluşabilecek olası enflasyonist dalgalanmalara karşı daha sert bir duruş sergileyeceği algısını güçlendirdi.

Ticaret politikalarının etkisi ve "enflasyon sarmalı" riski

Trump’ın Çin ithalatına yönelik yüzde 60’a varan tarifeler dahil olmak üzere ticaret ortaklarına genel tarifeler uygulama planı, hem ulusal hem de küresel ticaret çevrelerinde endişe yaratıyor. Joseph Stiglitz, bu politikaların yalnızca fiyat artışlarını tetiklemekle kalmayıp işçilerin ücret taleplerini artırarak "enflasyon sarmalı" oluşturabileceğini belirtti. Ayrıca, Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari, ticaret savaşlarının misilleme riskini artıracağını ve bu durumun uzun vadede enflasyonu yukarı yönlü baskılayacağını ifade etti.

Stiglitz, enflasyondaki olası bir artışın Fed’in faiz oranlarını artırmasına yol açacağını, bunun da küresel bir ekonomik yavaşlamayı tetikleyebileceğini söyledi. Bu durum, hem yüksek enflasyon hem de yavaş büyüme gibi iki olumsuzluğun aynı anda yaşanacağı bir ekonomik senaryo olan stagflasyon riskini beraberinde getiriyor.

Makroekonomik dayanıklılık sürerken politik belirsizlik öne çıkıyor

ABD ekonomisi, yüksek faiz oranlarına rağmen dayanıklılığını koruyor. Perakende satışlar tahminleri aşarken, GSYİH güçlü bir şekilde büyümeye devam ediyor. İşsizlik oranı yüzde 4 civarında seyrediyor ve enflasyon, dalgalı bir seyirle de olsa yüzde 2 hedefi doğrultusunda ılımlı bir görünüm sergiliyor.

Bununla birlikte, Trump’ın hangi politikalara öncelik vereceği ve seçim vaatlerini ne ölçüde gerçekleştireceği konusundaki belirsizlik devam ediyor. Cumhuriyetçilerin Temsilciler Meclisi’ndeki kontrolünü koruması ve Senato’da üstünlük sağlaması, kapsamlı politika değişikliklerinin olasılığını artırıyor. Bank of America ekonomistleri, bu durumun ya yüzde 3’ün üzerinde bir büyüme ya da durgunluk gibi iki zıt ekonomik senaryoyu mümkün kılabileceğine dikkat çekti.