Dünyanın en zengin insanı LVMH'nin CEO'su Bernard Arnault'un hayatı ve başarısı

Ahmet Bal
PAYLAŞ
  • Bernard Arnault 200 milyar dolardan fazla servetiyle dünyanın en zengin insanı. Arnault Forbes ve Bloomberg listelerinde ilk 10'da yer alan tek ABD'li olmayan kişi
  • Acımasızlığıyla bilinen Arnault lüks tüketimin çatı şirketi LVMH'nin CEO'su ve kontrol hisselerinin de sahibi
  • Louis Vuitton, Christian Dior, Tiffany Co gibi şirketlerin sahibi Arnault kurduğu imparatorluğu çocuklarıyla birlikte yönetiyor
Dünyanın en zengin insanı LVMH'nin CEO'su Bernard Arnault'un hayatı ve başarısı
Reuters

“Kendimi Fransız mirasının ve kültürünün bir elçisi olarak görüyorum. Yarattığımız şey sembolik. Versay Sarayı ve Marie Antoniette ile bağlantılı” bu sözler dünyanın en büyük lüks tüketim markalarının çatı şirketi LVMH’nin CEO’su Fransız Bernard Arnault’a ait.

Bernard Jean Etienne Arnault ya da daha sık kullanılan adıyla Bernard Arnault 210 milyar dolardan fazla servetiyle hem Bloomberg hem Forbes listelerinde dünyanın en zengin insanı unvanını taşıyor. Listenin zirvesindeki Fransız iş insanı Arnault aynı zamanda ilk 10’da ABD’den olmayan tek kişi. Dünyanın en büyük lüks ürünler şirketi Moet Hennessy - Louis Vuitton’un (LVMH) CEO’su olan Arnault’un kariyeri başarılarla dolu.

Kaşmir giyen kurt

Bu başarıya giden yolda yaptıkları ise kendisine “Yok edici” ve “Kaşmir giyen kurt” lakaplarının takılmasına neden oldu.

Bernard Arnault, 1949 yılında Fransa’nın Roubaix bölgesinde inşaat zengini bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Arnault 1971 yılında Fransa’nın önde gelen teknik okullarından olan Ecole Polytechnique’ten mezun oldu. Babasının inşaat şirketi Ferret-Savinel’de yönetici olarak işe başladı. Kısa süre içerisinde şirketin müdürü sonra da CEO’Su olan Bernard Arnault babasını ikna ederek Ferret-Savinel’i inşaat sektöründen emlak sektörüne yönlendirdi. 1979 yılında henüz 29 yaşındayken şirketin başına geçen Arnault, yıllık 15 milyon dolar kazanan bir şirketi aradan geçen 40 yılda dünyanın en büyük yatırımlarından biri haline getirdi.

Arnault'un modaya girişi: Christian Dior

1980’li yıllarda Fransa’daki sol iktidar zenginlerden daha fazla vergi için çalışmalar yaparken Arnault ailesini ABD’ye götürdü, üç yıl burada kalan Bernard Arnault sonrasında Fransa’ya geri döndü. 1984 yılı Bernard Arnault’un moda sektörüne adım attığı yıl olarak biliniyor. O dönem Christian Dior’un da sahibi olan Boussac firması batma tehlikesi yaşıyordu. Arnault, Financiere Agache firması üzerinden Boussac’ın kontrolünü eline aldı. Boussac’a 80 milyon dolar ödenirken bu paranın 15 milyonu kendi cebinden kalanı ise Antoine Berhheim’ın yöneticilik yaptığı finans firması Lazard Freres’ten geldi. Boussac irili ufaklı birçok markayı elinde bulunduran bir moda şirketiydi. Arnault için ise asıl önemli olan markalar Christian Dior ve perakende markası Le Bon Marche’dı. Fransız girişimci bu iki firmayı elinde tuttu ve Boussac’ı parça parça sattı. Toplamda 9 bin kişi kovulmasıyla sonuçlanan bu süreç kendisine “Yok edici” lakabının verilmesiyle sonuçlandı. Fransız hükümetinin işçilerin korunması şartıyla firmanın kendisine verildiğini eleştirilerini Arnoult, “Ben şirketi kara geçireceğim sözünü verdim” ifadeleriyle yanıtladı. Boussac’ı parçalayan Arnault 15 milyon dolarlık servetiyle çıktığı bu yolda kendisinden 20 kat daha büyük bir şirketi ele geçirmeyi başardı. Christian Dior’da tasarımcıları değiştiren Arnault lüks yaratıcılıkla karlılık arasında ince biz çizgi tutturmasıyla biliniyor. Bernard Arnault bu tarihten sonra satın alacağı 30’dan fazla lüks markada da aynı yöntemi uyguladı.

LVMH'nin kontrolünü ele geçirdi

Boussac’daki acımasızlığı Bernard Arnault’a Fransa içerisinde bir ün kazandırmıştı. Satışlardan elde ettiği 500 milyon dolarlık nakiti bir sonraki hedefi için kullanmaya başladı. Moet Hennessy ve Louis Vuitton firmaları kısa süre önce birleşme kararı almıştı ancak Louis Vuitton’un CEO’su Henry Racamier ile Moet Hennessy’nin CEO’Su Alain Chevalier kamuoyu önünde bir kavgaya girişmişti.

1987 yılında Henry Racamier kendisine destek olması için Bernard Arnault’u Louis Vuitton’a davet etti. Parasıyla şirkete yatırım yapan Arnault aradan geçen üç yılda önce Alain Chevalier’i ardından Guinness’in sağladığı 1,5 milyar dolarlık destekle kendisini çağıran Henry Racamier’i saf dışı bırakarak LVMH’nin kontrol hissesini ele geçirdi. Henry Racamier’i elemine eden Arnault, “O çok iyi bir yönetici aramızdaki tek fark ben yönettiğim şirketlerin kontrol hissesini elimde bulunduruyorum” ifadelerini kullanacaktı.

1990 yılında Fransa moda dünyasındaki en çetin savaşlardan birinden galip olarak ayrılan Bernard Arnault LVMH’yi hızlıca yüksek kar eden bir şirkete dönüştürdü. 1990’lı yıllarda şirket alışverişine çıkan Bernard Arnault adeta bir lüks tüketim süpermarketi kurdu. Bu yıllarda Celine, Kenzo, Guerlain, Givenchy to Loewe, Thomas Pink, Fendi ve DKNY gibi lüks tüketim markaları LVMH bünyesinde toplandı.

Tasarımcı konusunda da sektörün alışık olmadığı adımlar atan Bernard Arnault, 1988 yılında Givenchy’yi satın aldıktan birkaç yıl sonra 1995 yılında şirketin kurucusu ve haute couture tarzının öncülerinden Hubert de Givenchy’nin yerine bir İngiliz olan John Galliano’yu getirdi. Sonrasında Fransız şirketlerde İtalyan ve ABD’li tasarımcılarla çalışan Arnault kendisini, “Yeteneğin milliyeti olmaz” sözleriyle savundu.

LVMH çatısı altında giyim, takı, aksesuar, parfüm ve alkol alanında lüks sınıfında 70’ten fazla markayı toplayan Bernard Arnault en son 2020 yılında ABD’li mücevher devi Tiffany Co’yu 16,2 milyar dolara satın aldı. Tiffany Co’nun satımı lüks tüketim dünyasındaki en büyük satın almalardan biri olarak tarihe geçti.

Bernard Arnault’un başarısının sırrı

Fransız milyarder satın aldığı markaları hızlıca kara geçirebilmesiyle tanınıyor. Yaratıcılığı geri plana atmayan Arnault, yarartıcılığı kar ve büyüme için yönetebiliyor. LVMH bünyesine alınan markalar için dört temel kriter bulunuyor. Bunlar markaların zamansız, modern, yüksek derecede karlı olması ve hızlı büyümesi olarak açıklanıyor. LVMH çatısı altındaki şirketlerin her biri bağımsız bir şekilde yönetiliyor. Her markanın sonuç üretmesi bekleniyor. Arnault ayrıca üretim süreçlerini de modernleştiriyor. Markaları birer üretim fabrikası haline getiren LVMH, Givenchy’e Kenzo için parfüm ürettirirken, Kenzo’ya da Christian Lacroix için üretim yaptırabiliyor. Bu da her marka için ayrı üretim yatırımının yapılması zorunluluğunu ortadan kaldırıyor.

Dünya liderleriyle de arası çok iyi olan Arnault yeni pazarlara açılma konusunda da cesur davranıyor. LVMH’nin kontrolünü eline geçirdikten sonra Avrupa’nın lüks markasını ABD, Güney Amerika ve Asya’ya açtı. Çin 1990’lı yılların başında lüks tüketim markalarına kapıyı açtığında içeriye ilk girenlerden biri Bernard Arnault’un LVMH’si olmuştu. Arnault, ABD eski Başkanı Donald Trump, Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yakın ilişkilere sahip.

Arnault “Kaşmir giyen kurt” olarak nitelendirse de istediği her şirketi yutmayı başaramadı. Gucci ve Hermes, LVMH’nin çok uzun yıllar istediği ama alamadığı şirketlerin başında geliyor. Arnault’un rakibi François Pinault, 2001 yılında Gucci’yi LVMH’nin elinden kapmayı başardı. Arnault ailesi Gucci defterini geride bıraktıklarını söylese de 2019’daki Notre Dame Katedrali’nin yanması sonucu oluşturulan restorasyon fonuna Pinault’un 100 milyon euro bağışlamasının ardından Arnault ailesi 200 milyon euro bağışta bulundu.

Hermes ise Arnault’tun yatırım şirketleri aracılığıyla gizli bir şekilde ele geçirmesine şahit oldu. Paris merkezli bir lüks deri ürünleri markası olan Hermes beş nesildir aynı aile tarafından yönetiliyordu. Dumas ailesi Arnault’un gizlice şirketin yüzde 17’sini ele geçirdiğini fark edince taraflar mahkemelik oldu. Fransa’daki duruşmada mahkeme LVMH’yi elindeki hisseleri satmaya zorladı.

Lüks satıyor lüks yaşıyor

Bernard Arnault servetini lüks tüketimden kazanıyor. Kendisi ve ailesi de bu dünyanın birer parçası gibi yaşıyorlar. Arnault 2022’ye kadar 73 milyon dolarlık özel jetle seyahat ediyordu. Gittiği yerlerin takip edilmesi üzerine ünlü milyarder sahip olduğu jeti satıp gizli kalabilmek için özel jet kiralamaya başladı. Paris’te 12 banyolu bir malikanede kalan Arnault, Bahamalar’da 550 dönüm büyüklüğünde bir arsaya sahip. Bunların yanı sıra Arnault ailesinin Los Angeles’ta ve Fransız sosyetesinin toplanma alanı Saint Tropez’de çok sayıda mülkü bulunuyor. Geniş bir sanat koleksiyona sahip olan Bernard Arnault’un himayesinde Pablo Picasso, Yves Klein, Henry Moore, Jean-Michel Basquiat ve Andy Warhol gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserleri bulunuyor.

Arnault’un ailesi

Bernard Arnault sahip olduğu imparatorluğu çocuklarıyla beraber yönetiyor. Arnault’un en büyük çocuğu ve tek kızı Delphine Arnault, Christian Dior Couture’ün CEO’Su ve LVMH’nin yönetim kurulu üyesi.

Arnault’un beş çocuğundan dördü LVMH yönetim kurulunda yer alıyor. Öte yandan çocukların her biri LVMH bünyesindeki lüks markalarda üst düzey yöneticilik yapıyor.