IMF, Fed politikalarını savundu, ABD'yi resesyon konusunda uyardı
Uluslararası Para Fonu (IMF), yayımladığı son Dünya Ekonomik Görünüm raporunda, ABD ekonomisinin artan bir durgunluk riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulundu. Bu riskin temelinde, ABD Başkanı Donald Trump'ın başlattığı ticaret savaşlarının küresel ekonomi üzerinde yarattığı baskı yer alıyor. IMF, ticaret engellerinin sadece ABD için değil, dünya genelinde büyüme görünümünü olumsuz etkilediğini vurguladı.
IMF'nin baş ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, ABD ekonomisinin 2025’e güçlü bir ivmeyle girmiş olmasına rağmen, bu yıl resesyona girme olasılığının kayda değer ölçüde arttığını belirtti. Gourinchas, önceki tahminlerde yüzde 25 olan bu olasılığın neredeyse yüzde 40 seviyesine yükseldiğini söyledi. En büyük riskin tarifelerde ve ticaret gerilimlerinde olası bir tırmanma olduğuna dikkat çeken baş ekonomist, finansal koşulların da beklenenden daha fazla sıkılaşabileceğini ifade etti.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) mevcut faiz politikasına destek veren IMF, merkez bankası bağımsızlığının fiyat istikrarını korumadaki önemine vurgu yaptı. Gourinchas, enflasyon üzerinde yukarı yönlü baskı yaratan tarifelere rağmen Fed’in faiz oranlarını sabit tutmasının doğru bir yaklaşım olduğunu dile getirdi. IMF, 2025 yılı sonuna kadar iki faiz indiriminin gerçekleşeceğini varsayarak tahminlerini şekillendirdi.
Fon, tarifelerin ABD’de enflasyonu yukarı çektiğini ve bu yıl tüketici fiyatlarının beklentilerin bir puan üzerinde, yüzde 3 oranında artmasının beklendiğini bildirdi. Ek ticaret engellerinin, mal fiyatları üzerinde belirgin bir arz şoku yaratabileceği ve bunun da küresel enflasyon görünümünü zorlaştıracağı ifade edildi.
IMF’nin tahminlerine göre, ABD’nin 2024 yılı büyümesi yüzde 2,8 olarak gerçekleşmişti. Ancak 2025 için bu oran yüzde 1,8'e, 2026 içinse yüzde 1,7'ye düşürüldü. Buna rağmen ABD, bu oranlarla G7 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ekonomi olmaya devam edecek. Almanya’nın bu yıl hiç büyüme kaydetmeyeceği, 2026’da ise yalnızca yüzde 0,9 oranında büyüyeceği öngörülüyor. İngiltere ekonomisinin ise bu yıl yüzde 1,1, 2026’da ise yüzde 1,4 oranında büyümesi bekleniyor.
Çin ekonomisinde de belirgin bir yavaşlama sinyali gözleniyor. IMF, Çin’in 2024 yılında kaydettiği yüzde 5'lik büyümenin ardından, bu yıl ve gelecek yıl yüzde 4’lük bir büyüme beklendiğini açıkladı. Hindistan, Brezilya, Güney Afrika gibi yükselen piyasalar ve diğer tüm G7 ülkeleri için de büyüme tahminlerinde aşağı yönlü revizyonlara gidildi.
Küresel büyüme tahmini de benzer bir tablo çiziyor. IMF, 2024’te yüzde 3,3 olan küresel büyümenin bu yıl yarım puan düşerek yüzde 2,8’e gerileyeceğini, 2026’da ise yüzde 3 olacağını öngördü. Raporda, bu zayıflamanın temel nedeni olarak ticaret engellerinde artış ve buna bağlı olarak artan belirsizlikler gösterildi.
ABD'nin 1 Şubat ile 4 Nisan arasında duyurduğu yeni tarifeler ve diğer ülkelerin karşılıkları da IMF'nin değerlendirmesine dahil edildi. Trump yönetimi, sözde karşılıklı tarifelerde 90 günlük bir duraklama açıklamadan önce, özellikle Çin'e yönelik vergileri artırma yoluna gitmişti. Bu süreçte G20 ülkeleri arasında yalnızca Türkiye, Arjantin ve Rusya için büyüme tahminlerinde yukarı yönlü revizyona gidildi.
IMF’nin alternatif senaryolarına göre, tarifelerde geçici duraksama gibi adımların referans senaryoyu köklü biçimde değiştirmesi beklenmiyor. ABD ile Çin arasında örülen ticaret engellerinin boyutu, kısa vadeli politik hamlelerin etkisini sınırlı kılıyor. Fon, bu engellerin uzun vadede inovasyonu ve rekabeti azaltarak küresel görünümü daha da olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.
Fon, mevcut ticaret politikalarının gevşetilmesi ve yeni anlaşmaların yapılması durumunda ise büyüme beklentilerinde hızlı bir iyileşmenin mümkün olabileceğini ifade etti. Ancak mevcut durumda, yoğunlaşan aşağı yönlü risklerin küresel görünüm üzerinde baskın olduğu ve uluslararası para sisteminin istikrarını tehdit eden daha geniş kapsamlı bir finansal istikrarsızlığın ortaya çıkabileceği uyarısı yinelendi.
