ESMA, AB'nin SEC'i olmak istiyor

PAYLAŞ
  • AB’nin finansal düzenleyicisi ESMA, büyük borsalar ve kritik finansal altyapılar üzerindeki denetimini artırmayı ve ABD'nin SEC modeline benzer bir yapıya dönüşmeyi hedefliyor.
  • Ancak bazı küçük AB ülkeleri, bu merkeziyetçi yaklaşımın kendi finansal sektörlerine zarar verebileceği endişesiyle karşı çıkıyor.
ESMA, AB'nin SEC'i olmak istiyor

Avrupa Birliği'nin finansal piyasalar düzenleyicisi, büyük borsalar ve bloğun finansal altyapısının diğer kritik unsurlarını denetlemek için daha geniş yetkiler istiyor. Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Kurumu’nun (ESMA) hedefi, ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’nun (SEC) Avrupa versiyonu olmak.

ESMA Başkanı Verena Ross, yeni Avrupa Komisyonu’nda AB finansal piyasalarının denetimini merkezileştirme yönünde açık bir siyasi istek olduğunu belirtti. Bu adım, bölgenin zayıflayan sermaye piyasalarını yeniden canlandırma çabalarının bir parçası olarak değerlendiriliyor.

Ross, Financial Times’a yaptığı açıklamada, "Hangi alanlarda merkezi AB denetimine geçmenin mantıklı olacağını değerlendirelim. Özellikle sınır ötesi sistemik öneme sahip tüm altyapı oyuncularına odaklanmamız gerekiyor" dedi. Bu kapsamda borsalar ve ödeme sistemleri de bulunuyor.

2011 yılında kurulan ESMA, AB genelinde finansal kuralların uyumlaştırılmasını artırmak amacıyla kuruldu. Ancak piyasaların büyük bir kısmı hala AB üyesi 27 ülkenin ulusal otoriteleri tarafından denetleniyor.

Paris merkezli ESMA, şu anda kredi derecelendirme kuruluşları, AB dışındaki merkezi karşı taraf takas kurumları ve referans değer yöneticileri gibi sınırlı sayıda kuruluşu doğrudan denetliyor.

ESMA'ya daha fazla güç fikri son aylarda öne çıktı

Son aylarda, ulusal otoritelerden daha fazla yetkinin ESMA’ya devredilmesi fikri güç kazandı.

Brüksel’deki yetkililer, sermaye piyasalarını canlandırmak ve yaklaşık 800 milyar euroluk yatırım ihtiyacını finanse etmek için yeni yollar arıyor.

Geçen ay eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, ESMA'nın SEC benzeri bir kuruma dönüşmesinin, Avrupa’nın sermaye piyasalarını güçlendirmenin anahtar unsurlarından biri olduğunu vurguladı.

Draghi, "ESMA, ulusal düzenleyicileri koordine eden bir kurum olmaktan çıkıp, büyük çok uluslu ihraççılar, sınır ötesi finansal piyasalar ve tüm merkezi karşı taraflar için ortak AB düzenleyicisi olmalıdır" dedi.

Bazı küçük AB ülkeleri, özellikle Lüksemburg ve İrlanda, bu fikre karşı çıkıyor. Bu ülkeler, ESMA’ya daha fazla yetki verilmesinin, kendi gelişen finansal sektörlerine zarar verebileceğinden endişe ediyor.

Ancak Ross, bu değişimin hem yatırımcılar hem de ihraççılar açısından Avrupa finansal piyasalarının verimliliğini artıracağına inanıyor.

Ross, "Etkili bir düzenleyici ve denetleyici çerçevenin tek bir sermaye piyasasını işler hale getirmede büyük bir etkisi var. Avrupa’da bunu henüz sağlayamadık. Bu nedenle odaklanmamız gereken alanlardan biri bu" dedi.

Ross, küçük ülkelerden gelen eleştirileri dikkate alarak, ESMA’nın yetkilerinin “adım adım” genişletilmesi gerektiğini, bir gecede güçlü bir Avrupa SEC’ine dönüşme fikrinin pratik olmadığını söyledi. Ayrıca AB piyasalarının, yasal sistemlerin çeşitliliği açısından ABD’den farklı olduğunu vurguladı ve "Şu anda en mantıklı olan alanlarda merkezi AB denetimini hayata geçirelim" diye ekledi.

Bu süreç, Euronext ve Deutsche Börse gibi daha büyük, sınır ötesi oyuncuların ESMA tarafından denetlenmesiyle başlayabilir.

Ross, bu oyuncuların sadece bir ya da birkaç ülkeye değil, tüm AB genelindeki yatırımcılara hizmet ettiğini belirtti. Küçük piyasa oyuncuları ise ulusal otoriteler tarafından denetlenmeye devam edecek.

Ross, yıl sonunda yürürlüğe girecek olan kripto piyasaları düzenlemesiyle ilgili olarak, bu alanda denetimin ulusal otoritelere bırakılmasının bir fırsat kaybı olduğunu ifade etti.

Mario Draghi ayrıca, ESMA’nın bağımsızlığını artırmak için ulusal otoritelerden gelen üyeler yerine bağımsız üyeler atanmasını önerdi. Draghi, ECB’nin denetim kuruluna benzer bir yapıyla ESMA’nın daha güçlü hale geleceğini savundu.

Ancak Ross, mevcut yönetim yapısının gayet iyi işlediğini belirterek, ulusal denetleyicilerin karar alma süreçlerine tam katılımının önemli olduğunu vurguladı, çünkü düzenlemelerin büyük bir kısmı ulusal düzeyde uygulanıyor, diye ekledi.