Dünyanın en büyük bankaları nükleer enerjiye destek sözü verdi
- Dünyanın en büyük 14 bankası, nükleer enerji projelerine desteklerini artırarak 2050'ye kadar dünya genelindeki nükleer kapasiteyi üç katına çıkarma hedefini destekledi.
- Bankalar, nükleer enerjiyi iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir çözüm olarak kabul ederken, teknoloji şirketleri de bu alana yatırım yapmaya başladı. Öte yandan nükleer enerjiye dair bankalar arasında hala hassasiyet ve risk algısı devam ediyor.
Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen 2023 İklim Değişikliği Konferansı COP28'de 2050 yılına kadar nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma kararı çıkmıştı.
Pazartesi günü New York’ta Beyaz Saray iklim politikası danışmanı John Podesta’nın da katılımıyla düzenlenen bir etkinlikte, Bank of America, Barclays, BNP Paribas, Citi, Morgan Stanley ve Goldman Sachs gibi büyük finans kurumları, dünya genelinde nükleer enerji kapasitesini 2050 yılına kadar üç katına çıkarma hedefini desteklediklerini açıkladı.
Bu adım, hükümetler ve endüstri tarafından başlatılacak yeni bir nükleer santral dalgasında, finansmanın önünü açabilecek önemli bir hamle olarak değerlendiriliyor.
Nükleer enerji için destek uzun zamandır bekleniyordu
Finans kuruluşları tam olarak hangi adımları atacaklarını netleştirmese de nükleer enerji uzmanları, bu kamuoyu desteğinin nükleer enerjinin düşük karbonlu enerjiye geçişte kritik bir rol oynadığına dair önemli bir kabul olduğunu vurguluyor.
Uzmanlar, bu desteğin, 1970'ler ve 1980'lerdeki nükleer reaktör inşa dalgasının ardından Batı ülkelerinde ciddi bir yavaşlama yaşayan nükleer enerji projelerinin önünü açabileceğini belirtiyor.
Hunton Andrews Kurth hukuk şirketinin nükleer enerji birimi başkanı ve Dünya Nükleer Birliği yönetim kurulu üyesi George Borovas, bu etkinliği oyun değiştirici olarak nitelendirdi. Borovas, "Şu ana kadar bankalar, yeni nükleer projeleri desteklemeyi politik olarak zor buluyordu. Genellikle bu projeler, CEO ofisinden onay gerektiriyordu" dedi.
Borovas ayrıca bankaların üst yönetimlerinin, nükleer enerjiyi zor ve tartışmalı bulduklarını belirttiğini, ancak bu desteğin nükleer enerjiyi iklim değişikliği için çözümün bir parçası olarak kabul etmeye yardımcı olacağını ifade etti.
Finansman yöntemleri ve zorluklar
Bankalar, nükleer şirketlere doğrudan kredi sağlama, proje finansmanı, tahvil satışı düzenleme ya da şirketleri özel sermaye ve kredi fonlarıyla buluşturma yollarıyla yeni santrallerin finansmanına katkıda bulunabilir. Ancak finans kuruluşları uzun süredir nükleer enerji konusunda bölünmüş durumda. Bunun nedeni yalnızca proje finansmanının karmaşıklığı ve yüksek risk seviyesi değil, aynı zamanda nükleer enerjinin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) standartlarına uyup uymadığına dair sorular.
Dünya Bankası ve diğer çok taraflı kuruluşlar, nükleer projelere herhangi bir finansman sağlamıyor. Ancak BNP Paribas, Financial Times’a yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin raporlarına atıfta bulunarak, 2050’ye kadar karbon nötrlüğüne ulaşılmasının nükleer enerji olmadan mümkün olmadığını belirtti.
Barclays ise nükleer enerjinin, rüzgar ve güneş enerjisinin sürekliliği sorununa çözüm olabileceğini vurgulayarak bu girişime katıldığını açıkladı.
Asya ve Orta Doğu'nun liderliği
Son dönemde yeni nükleer santrallerin büyük bir kısmı Asya ve Orta Doğu’da, özellikle de Çin öncülüğünde inşa ediliyor. Ancak ABD, Birleşik Krallık, Japonya, İsveç ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi gelişmiş ülkeler de net sıfır emisyon taahhütlerini yerine getirmek amacıyla nükleer enerjiyi bir çözüm olarak görmeye başladı.
Bu ülkeler, COP28 taahhüdüne imza atarak nükleer kapasiteyi üç katına çıkarma hedefini destekledi.
Teknoloji şirketleri de nükleer enerjiyi destekliyor
Nükleer enerjiye, veri merkezlerini düşük karbonlu enerji ile beslemek adına büyük teknoloji şirketlerinden de destek gelmeye başladı.
Geçen hafta Microsoft, Pennsylvania’daki Three Mile Island’da devreden çıkarılmak üzere olan 835 MW’lık bir nükleer reaktörü yeniden başlatmak için Constellation Energy ile 20 yıllık bir anlaşma imzaladı. Oracle’ın kurucu ortağı ve baş teknoloji sorumlusu Larry Ellison da şirketlerinin üç küçük modüler nükleer reaktör için izinlere sahip büyük bir veri merkezi tasarladığını açıkladı.
Guggenheim Securities’de yatırım bankacısı olan James Schaefer, teknoloji şirketlerinin nükleer enerjiyi desteklemeye başlamasının bu alanda bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
Bankalar arasında hassasiyet sürüyor
Nükleer enerjiye dair bankalar arasındaki hassasiyet hala devam ediyor. Etkinlik öncesinde, katılımcı bankalar nükleer enerjiye dair bağlayıcı olmayan taahhütlerini özel sektör ortaklarına göndermiş olsalar da birçok banka etkinlikten önce yorum yapmaktan kaçındı. Bu durum, ABD ve Avrupa’da nükleer enerjiye dair kamuoyunun daha olumlu hale gelmesine rağmen bankalar arasındaki hassasiyetin devam ettiğini ortaya koyuyor.
Nükleer enerjiyi destekleyen diğer finans kuruluşları arasında Abu Dhabi Commercial Bank, Ares Management, Brookfield, Crédit Agricole CIB, Guggenheim Securities, Rothschild & Co., Segra Capital Management ve Société Générale yer alıyor.