'Detroit gibi olmak' ne demek?
- Donald Trump, Kamala Harris'in başkan olması halinde ülkenin Detroit gibi olacağını iddia etti.
- Detroit, otomotiv endüstrisindeki küresel değişimler ve nüfus kaybıyla ekonomik olarak çökmüş ve 2013'te iflas başvurusu yapmıştı. İşte Detroit'teki krizin kısa tarihi...
Eski Başkan Donald Trump, yakın zaman önce Detroit'te bir ekonomi grubuna yaptığı konuşmada şehri eleştirdi ve Demokrat rakibi Başkan Yardımcısı Kamala Harris seçilirse tüm ülkenin Detroit gibi olacağını söyledi.
Trump'ın Michigan'ı kazanma çabalarına atıfta bulunan Başsavcı Dana Nessel, X'te "Bu adam bize çirkin diyor ve sonra bize çıkma teklif ediyor" dedi. Demokratların başkanlık yarışına önemli bir destek veren Vali Gretchen Whitmer da Trump'ı eleştirerek "Detroitlilerin bunu kasım ayında asla unutmayacağını bilin" dedi.
Las Vegas'ta gazetecilere konuşan Harris ise Detroit'in şu anki konumunu övmüştü. Peki Detroit'te ne oldu? Detroit neden bir dönemin ulusal bir şakası haline geldi.
Detroit'teki krizin kısa tarihi
Detroit, 20. yüzyılın ortalarında ABD'nin en büyük şehirlerinden biriydi. Ancak otomotiv endüstrisindeki küresel değişimler ve nüfusun hızla azalmasıyla ekonomik olarak çökmeye başladı. 1950'lerde 1,8 milyon olan nüfus, 2013'te yaklaşık 700 bin kişiye düştü. Bu büyük nüfus kaybı, şehrin altyapısı üzerinde büyük bir yük oluşturdu ve zamanla mali baskılar birikti. 2007-08 Finansal Krizi de şehre büyük bir darbe vurdu. Binlerce ev haciz yoluyla el değiştirdi ve şehir, finansal olarak daha da zor duruma düştü.
Sonunda, Detroit 2013 yılında 18-20 milyar dolar borçla ABD tarihindeki en büyük belediye iflas başvurusunu yaptı. Bu iflas, şehrin mali durumunu istikrara kavuşturmak için bir dizi adım atılmasına yol açtı. İflas sırasında, Michigan Valisi Rick Snyder tarafından atanan Kevyn Orr, şehrin "acil durum yöneticisi" olarak görev yaptı. Aralık 2013'te, mahkeme Detroit'in iflas için uygun olduğuna karar verdi. 2014 yılında şehir iflastan çıkmak için bir uyum planını uygulamaya başladı ve nihayet kasım ayında iflastan çıkma yoluna girdi.
Kriz sırasında Detroit’te, temizlik, yol onarımı ve polislik gibi hizmetler büyük ölçüde aksadı. Sokaklar temizlenmiyordu, hatta bazı lambalar bile yanmıyordu. Şehirde 70 bin kadar terk edilmiş yapı kaldı.
İflasın ardından şehirde büyük özel yatırımlar yapıldı.
Şehir merkezi, Midtown ve nehir kıyısı gibi bölgeler yeniden canlandırıldı ve büyük inşaat projeleri başlatıldı. 15 bin harabe yapı yıkıldı, şehirdeki altyapı iyileştirildi ve nüfus kaybı durdurulmaya çalışıldı. Bununla birlikte, şehir merkezindeki kalkınma çabaları hükümetin vergi muafiyetleri ve sübvansiyonlarıyla desteklendi.
Detroit, büyük ekonomik krizlerden çıkarken, kongreler ve toplantılar için bir cazibe merkezi haline geldi. Ancak tüm bunlar Trump'ın Amerikalıları 'Detroit gibi olmak' ile tehdit etmesinin önüne geçemedi. Trump, geçmişteki krizleri hatırlattı, şehrin hala potansiyel zayıflıklarını kullanarak kendi siyasi mesajını iletmeye çalıştı.