Çin'in kabusu geri dönebilir: Trump ile ikinci ticaret savaşı
- Donald Trump'ın başkan seçilmesi Çin'e uygulanacak vergi oranını artıracak. Bunun ABD-Çin arasında ikinci bir ticaret savaşını başlatacağı söyleniyor.
- Ticaret savaşı ilk olarak 2018 yılında Trump’ın, Çin’den gelen ithalat mallarına yüzde 25’e varan oranlarda gümrük vergileri koymasıyla başladı.
- UBS'nin tahminlerine göre ABD'nin yüzde 60'lık vergisi, uygulamanın ardından 12 ay içinde Çin'in GSYİH büyümesini yaklaşık yüzde 2,5 azaltacak.
Donald Trump'ın yaklaşık 4 yıl süren ABD Başkanlığı döneminde ABD ile Çin arasında bir ticaret savaşı başladı. Bu savaş özellikle Çin ekonomisine büyük darbe vurdu. Zaman için Çin toparlandı. Ancak şimdilerde Trump, Başkan Adayı olarak tekrar yarışta. The Wall Street Journal'ın haberine göre eğer kasım ayında seçimleri kazanırsa Çin ve ABD arasında ticari açıdan ikinci raunt başlayacak.
Çin ekonomisi ABD'den ikinci bir darbe alabilir
Trump, bu yılki başkanlık seçimlerini kazanması durumunda, Çin'den ithal edilen mallara uygulanan vergileri yüzde 60 veya daha fazlasına çıkaracağını belirtti. Bu durumda, Çin ekonomisine verilecek zarar, Trump'ın ilk dönemindekinden çok daha büyük olacak. Çünkü hem vergiler eskisinden daha yüksek olacak hem de Çin ekonomisi şu anda çok daha kırılgan durumda.
BCA Research'ten baş jeopolitik stratejist Matthew Gertken konuyla ilgili yaptığı açıklamada "Trump, Çin ekonomisi küçülürken ona darbe vuracak" dedi. Çin’in bu kez daha savunmasız olduğuna dikkat çekti.
ABD-Çin ticaret savaşı nasıl başladı?
Ticaret savaşı ilk olarak 2018 yılında Trump’ın, Çin’den gelen ithalat mallarına yüzde 25’e varan oranlarda gümrük vergileri koymasıyla başladı. Bu vergiler arasında güneş panelleri, çamaşır makineleri, çelik ve alüminyum gibi ürünler yer alıyordu. Çin de buna kendi vergileriyle karşılık verdi. Çoğu ekonomist, bu ticaret savaşından Çin’in daha büyük zarar gördüğünü ancak bu etkinin kalıcı olmadığını belirtiyor. Pandemi döneminde Batı'daki tüketicilerin ev elektroniği ve diğer konfor ürünlerine olan talebi arttıkça, Çin’in ihracatı güçlü bir şekilde toparlandı.
Çinli ihracatçılar, devlet desteği ve düşük fiyatlarla yeni pazarlar bulmayı başardı.
Haziran ayında Çin’in mal ticareti fazlası, Avrupa Birliği ve Güneydoğu Asya’ya yapılan ihracatlar sayesinde neredeyse 100 milyar dolarla aylık rekor seviyeye ulaştı. Ancak ihracat dışında, Çin ekonomisi zorlanıyor. Üç yıldır süren devasa bir gayrimenkul krizi, tüketicilerin harcamalarını kısmasına neden oldu. Öte yandan yerel yönetimlerin mali durumu baskı altında. Özel sektörü güveni de düştü.
Bu imalat ve ihracata olan bağımlılık, Çin’i ABD ile ticaret savaşındaki olası bir tırmanmaya karşı çok daha kırılgan hale getiriyor.
Pictet Asset Management baş ekonomisti Patrick Zweifel, eğer Kamala Harris’in başkanlığı, Biden yönetiminin daha 'hafif' vergilerini devam ettirirse, bu durumun Çin’in ekonomik büyümesini 2024 yılında yüzde 0,03 oranında düşürebileceğini tahmin ediyor. Ancak Trump’ın önerdiği gibi tüm Çin mallarına yüzde 60 vergi uygulanırsa, bu darbenin çok daha büyük olacağını ve 2025 yılında büyümenin yüzde 4,8’den yüzde 3,4’e düşebileceğini öngörüyor.
UBS'nin tahminlerine göre ABD'nin yüzde 60'lık vergisi, uygulamanın ardından 12 ay içinde Çin'in GSYİH büyümesini yaklaşık yüzde 2,5 azaltacak. Tabii burada Çin'in dengeleyici adımları da düşünülürse oran yüzde 1,5'e kadar inebilir.
Çin, ABD'ye karşı neler yapabilir?
Çinli yetkililerin alabileceği bazı önlemler var. Örneğin yuanın değerini daha da düşürmek, ihracatçılara vergi iadesi getirmek ve başka teşvikler sağlamak ya da faiz oranlarını düşürmek seçenekler arasında olabilir. Ayrıca, ABD’nin yeniden düşünmesi için karşı hamleler yaparak, ABD ürünlerine vergileri artırmak, kritik minerallerin tedarikini kısıtlamak ve hatta ABD varlıklarını (örneğin Hazine bonolarını) satmak gibi adımlar atabilirler.
Çin ve Stanford Üniversitesi'nde yapılan çalışmalar, Trump’ın ilk vergilerinin sadece ihracatı değil, aynı zamanda kurumsal kazançları, iş dünyası ve tüketici güvenini de olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Öte yandan bu vergiler hem yatırımları hem de işe alımları kısıtladı. Ekonomistler, bu etkilerin tekrar edeceğini ve bu kez Trump’ın her Çin ithalatına vergi koyması nedeniyle daha da artacağını belirtiyor.
Diğer ülkeler de engelleri artırıyor
Çinli şirketlerin karları, zayıf talep ve kronik arz fazlasından dolayı baskı altında. Üretici fiyatları neredeyse iki yıldır düşüşte.
Seafarer Capital Partners'tan Nick Borst, yüzde 5 ya da yüzde 6 kar marjıyla çalışan bir şirketin yüzde 60'lık vergi oranını kaldıramayacağını söylüyor.
Yüzde 60'lık oran uygulanırsa Çin, diğer pazarlara daha fazla satış yapmak zorunda kalacak. Ancak Hindistan, Brezilya ve Meksika gibi bazı ülkeler, yerel iş gücü ve sanayi koruma kaygısıyla Çin ithalatına karşı koymaya başladı.
Oxford Economics’ten Adam Slater yaptığı açıklamada "Eğer Çin, ABD pazarından tamamen dışlanırsa, mallarını diğer yerlere daha da fazla itmek zorunda kalacak. Ancak diğer yerler bunu tolere etmeyebilir" dedi.
Çin, bu gerilimleri azaltmak için yerel pazarlara hizmet etmek üzere denizaşırı fabrikalar inşa ederek bu gerilimleri azaltabilir. Ancak Borst, Çin liderliğinin bu konuda karışık duygulara sahip olduğunu belirtiyor çünkü bu, ülkede daha düşük üretim istihdamı anlamına gelebilir.