Bakan Şimşek: Vatandaşın problemlerinin farkındayız, kestirme değil kalıcı çözümlerin peşindeyiz

PAYLAŞ
  • CNN TÜRK'ün konuğu olan Bakan Şimşek katıldığı programda, Türkiye’nin gri listeden çıktığını ve bu gelişmenin dış dünyada ülkenin itibarını artırdığını ifade etti. Gri listedeki ülkelerin vatandaşlarının ve şirketlerinin yurt dışında hesap açarken özel incelemelerden geçtiğini belirterek, Türkiye’nin bu listeden çıkarak önemli bir kazanım elde ettiğini söyledi.
  • Enflasyon konusuna da değinen Şimşek, bu yılın enflasyonla mücadelede geçiş yılı olarak kabul edildiğini, finansal istikrarın önceliklendirildiğini belirtti. Ekonomi programının kestireme çözümlere değil kalıcı çözümlere değindiğinin altını çizen Bakan Şimşek, vatandaşın problemlerinin farkında olduklarını ifade etti.
  • Geçtiğimiz haftlarda Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu artırmasının ardından Türkiye'nin not görünümü "aşırı spekülatif" seviyeden "spekülatif" seviyeye yükselmişti. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Mehmet Şimşek, Türkiye'nin 2024'te üç kuruluş tarafından kredi notu artırılan tek ülke olduğunu hatırlattı.
  • Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, fiyat artışlarının hızındaki yavaşlamaya dikkat çekerek 2025'in ikinci yarısında ekonomik rahatlamanın belirgin şekilde hissedileceğini ifade etti. Şimşek, geçim sıkıntısı ve gelir dağılımındaki bozulmanın Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olduğunu belirterek, enflasyonu yeniden tek haneli seviyelere indirme hedefinin altını çizdi.
Bakan Şimşek: Vatandaşın problemlerinin farkındayız, kestirme değil kalıcı çözümlerin peşindeyiz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, CNN TÜRK’te Türkiye'nin ekonomideki yol haritasını değerlendirdi.

Yoğun uluslararası temaslar ve iç ekonomik programların hızla arttığını belirten Şimşek, ekonomik programın detaylarına ve bu süreçte elde edilen kazanımlara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Cari açık ve uluslararası rezervlerde iyileşme

Şimşek, Türkiye’nin dış kırılganlıklarını azaltma hedefi doğrultusunda önemli adımlar attıklarını vurguladı. Bu hedeflerden biri olan cari açıkta ciddi bir azalma kaydedildiğini belirtti. Geçen yıl mayıs ayında 57 milyar dolar seviyesinde olan cari açığın, 19 milyar dolara indirildiğini ifade eden Bakan Şimşek, bu gelişmeyi büyük bir kazanım olarak değerlendirdi. Ayrıca uluslararası rezervlerin de önemli ölçüde arttığına dikkat çekti. 98,5 milyar dolar seviyesindeki brüt rezervlerin, bugün itibarıyla 153 milyar doların üzerine çıktığını, net rezervlerde ise 78 milyar dolar iyileşme sağlandığını belirtti. Cuma günü itibarıyla net rezervlerde 90 milyar doları aşan bir artış olduğunu ve bu iyileşmenin Türkiye’nin dış kırılganlıklarını ciddi oranda azalttığını söyledi.

Risk primindeki düşüş ve dış borçlanma maliyetleri

Bakan Şimşek, Türkiye’nin risk priminde de büyük bir düşüş yaşandığını açıkladı. Geçen yıl mayıs ayında 700 baz puan seviyesinin üzerinde olan risk priminin, şu an 270 baz puanın altına düştüğünü belirten Şimşek, bu düşüşün Türkiye’yi benzer ülkelerle kıyaslandığında çok daha iyi bir noktaya taşıdığını ifade etti. Bununla birlikte, hala risk priminin yüksek olduğunu ancak doğru yolda olduklarını ekledi. Şimşek, risk primindeki bu düşüşün dış borçlanma maliyetlerini de olumlu etkilediğini, geçen yıl yüzde 10 faizle borçlanılan 10 yıllık dolar cinsinden tahvil maliyetinin bugün yüzde 6,8 seviyelerine gerilediğini açıkladı. Bu gelişmeler, Türkiye’nin daha ucuza borçlanabilmesine olanak sağlıyor.

"Türkiye'nin itibarı arttı"

Bakan Şimşek, Türkiye’nin gri listeden çıktığını ve bu gelişmenin dış dünyada ülkenin itibarını artırdığını ifade etti. Gri listedeki ülkelerin vatandaşlarının ve şirketlerinin yurt dışında hesap açarken özel incelemelerden geçtiğini belirterek, Türkiye’nin bu listeden çıkarak önemli bir kazanım elde ettiğini söyledi. Bu gelişmenin de dış kırılganlıkların azaltılmasında ve Türkiye’nin finansal dayanıklılığının artırılmasında etkili olduğunu vurguladı.

"Vatandaşın dar gelirlinin çok etkilendiğinin farkındayız ama kestirme çözümler yok"

Enflasyon konusuna da değinen Şimşek, bu yılın enflasyonla mücadelede geçiş yılı olarak kabul edildiğini, finansal istikrarın önceliklendirildiğini belirtti. Enflasyonu yükseltecek risklerin önce yönetildiğini ve sonrasında enflasyonu düşürecek para politikalarının devreye sokulduğunu belirtti. Özellikle kur korumalı mevduat (KKM) ve bütçe açığı risklerini kontrol altına aldıklarını söyleyen Şimşek, bu adımlar atılmamış olsaydı enflasyonun çok daha farklı düzeylere çıkabileceğini ifade etti.

Geçen yıl bir sepetin ortalama yüzde 65 oranında artış gösterdiğini, bu yıl ise artış hızının yüzde 40'a düştüğünü açıklayan Şimşek, fiyatların hala arttığını ancak daha yavaş artış gösterdiğini belirtti. Enflasyonun adaletsiz bir vergi olduğunun ve gelir dağılımını bozduğunun altını çizen Bakan Şimşek, enflasyonun mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini vurguladı. Vatandaşların geçim sıkıntılarına dair şikayetlerinin farkında olduklarını ifade eden Şimşek, kestirme çözümler olmadığını ve kalıcı refah için enflasyonu düşürme yolunda kararlı adımlar attıklarını belirtti.

Enflasyonda ilk yılı geçiş yılı olarak kabul ettik. Bizde finansal istikrarı önceliklendirdik. Çünkü kırılganlıklarımız vardı. Onları giderdik. Kırılganlıkları yönetmeniz lazımdı. Bakın politika yaparken, çerçeve çizerken, her zaman en kritiğinden başlarsınız diğerlerini zamana yararsınız. Koşullar önce enflasyonu yükseltecek nitelikte. Daha sonra biz indirebilecek para politikası gecikmeyle geliyor. Biz KKM riskini yönettik, kur riskini yönettik, bütçe açığını kontrol altına aldık. Bunları yapmasaydık, enflasyon çok farklı düzeyde olabilirdi. Şimdi üç teknik birimimiz oturuyor diyorlar ki, kur, petrol fiyatları vs. şöyle şöyle olursa modelleri var tahmin ediyorlar. Biz de programımızda bunun ortalamasını aldık. Herhangi bir müdahalemiz olmadı. Petrol fiyatlarını tuttursak, bir takım önemli varsayımlarımız var. Gerçek dünya çok kompleks ve karmaşık. Modelleme ile tahminler yapıyorsunuz ve çok büyük tahminler içeriyor. En zorlu süreci geride bıraktık. Finansal riskleri yöneterek, önemli bir eşiği aştık. Sıkıntıların farkındayız, vatandaşlarımız şikayette haklı. Markete pazara gidiyorum, geçen hafta eşim Esra hanım dedi ki, markete uğrayalım. Vatandaşlarımız geldi, şikayetleri doğru. Haklılar, bir geçim sıkıntımız var. Enflasyon en kötü ve adaletsiz vergidir. Gelir dağılımını bozuyor. Ne yapıp edip, kalıcı refah ve alım gücü için enflasyonu kontrol altına alıp aşağıya indirmemiz lazım. Enflasyonun 40 civarına inmesi fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor. Enflasyon hızındaki düşüş geçen sene ortalama bir sepetin artışı yüzde 65 idi, bu sene ise yüzde 40 arttı. Fiyatlar artıyor ama daha yavaş artıyor. Şunun altını tekrar çizmek istiyorum. Vatandaşın dar gelirlinin çok etkilendiğinin farkındayız ama kestirme çözümler yok.

-Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek

"2024'te üç kuruluş tarafından kredi notu artırılan tek ülkeyiz"

Geçtiğimiz haftlarada Fitch'in Türkiye'nin kredi notunu artırmasının ardından Türkiye'nin not görünümü "aşırı spekülatif" seviyeden "spekülatif" seviyeye yükselmişti. Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Mehmet Şimşek, Türkiye'nin 2024'te üç kuruluş tarafından kredi notu artırılan tek ülke olduğunu hatırlattı.

Bakan konuşmasında "1980-200 yıllarını ele alalım. Bu 20 yıllık dönemde enflasyon ortalama %60 olmuş. O civarda. Türkiye’nin reel büyümesi yani milli gelirdeki artış. Yıllık %4 olmuş. Peki sonraki 20 yıla alalım, örneğin 2000 ile 2020 veya 2023 neyse 2003-2023 yani yine 20 yıllık bir dönemi alalım. 1 puanı lütfen küçümsemeyin, çok önemli. Mesela 1923 ile 2023 arası Türkiye’de ortalama reel büyüme %4.8. %4.8 yerine Türkiye ortalama reel olarak örnek olan %5.8 büyüseydi ne olurdu biliyor musunuz? Milli gelirimiz geçen sene ki 1.1 trilyon dolar ya da muhtemelen bunun iki katından fazla olurdu. Şimdi program fedakarlık gerektiriyor. Bu fedakarlığı sadece milletimizden beklemek yanlış olur. Geçmiş yıllarda iyi ve güçlü bir büyüme var. Şimdi enflasyonu düşürmek için cari açığı düşürmek için bir çaba var. İş aleminin en büyük derdi finansmana erişim. Uzun vadeli erişim için bu programı uygulamamız gerekiyor. Mesela kredi notumuz 2024'te üç kuruluş tarafından kredi notu artırılan tek ülkeyiz. Sizin ülkenizin risk primiz düşüyorsa, reel sektör bundan nemalanacaktır. Biz öngörülebilirliği artıracağız. Enflasyon yüksekse planlama çoktur. Türkiye'de yatırımları olan bir dost ülkenin ileri gelen ve Türkiye'de faaliyetleri olan şirketleri ile bir araya geldik. Dünyada 80 milyar dolar yatırımları var. Türkiye çok fazla bir şey gelmemiş dedim, niye dedim? Biz sizinle dost değil miyiz? Ne dediler bana biliyor musun? Burası bizim ikinci vatanımız, biz burayı çok seviyoruz, yatırım yapmak istiyoruz ama enflasyon ortamında nasıl faaliyet göstereceğimizi bilmiyoruz. Farkındayım, kısa vadeli bakıyorlarsa anlıyorum. Orta uzun vadeli perspektife sahip olmamız lazım. Bu arada onlara da katılmıyorum. Türkiye ekonomisinin %23’ü sanayi %6’sı tarım %71’i de genel anlamda hizmetler. Şimdi hizmetlerde henüz ciddi bir yavaşlama yok. Bakın tekrar bırakın daralmayı henüz ciddi bir yavaşlama yok. Dolayısıyla ne kalıyor, sanayide geçici yavaşlama. Hatta bir miktar daralma var. Genel makro tabii etkinin dışında iki önemli konu var. Bir tanesi bizim ticaret ortaklarımızdaki büyüme çok yavaş seyrediyor. Avrupa Birliğindeki toparlanma, arzuladığımız düzeyde değil mesela, Almanya geçen sene işte resesyon bu sene hala güçlü bir çıkış yapamadı. Sanayimiz umut var olsun çünkü toparlanma başladı." ifadelerine yer verdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, fiyat artışlarının hızındaki yavaşlamaya dikkat çekerek 2025'in ikinci yarısında ekonomik rahatlamanın belirgin şekilde hissedileceğini ifade etti. Şimşek, geçim sıkıntısı ve gelir dağılımındaki bozulmanın Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olduğunu belirterek, enflasyonu yeniden tek haneli seviyelere indirme hedefinin altını çizdi.

"Enflasyonu tek haneye indireceğiz"

Şimşek, AK Parti'nin daha önce enflasyonu kontrol altına almayı başardığını hatırlatarak, "90'lı yıllarda ortalama enflasyon yüzde 70'in üzerindeydi. Bu durumu düzeltmek kolay olmadı ama 2003 sonrasında enflasyonu tek haneye düşürdük ve bu seviyede koruduk. Ancak hain darbe girişimi sonrası süreç değişti," dedi. 2025'in ikinci yarısında ise fiyat artışlarındaki yavaşlamanın daha net hissedileceğini belirten Şimşek, "Şu anda bile artış hızının yavaşladığını görüyoruz," diye ekledi.

Hizmet enflasyonunun zorluğu

Hizmet enflasyonunun mal enflasyonuna göre daha katı ve indiriminin daha zor olduğunu vurgulayan Şimşek, kira örneği üzerinden bu süreci detaylandırdı. "Hizmet enflasyonu, özellikle kira gibi kalemlerde daha yavaş düşer çünkü geriden gelir," diyen Bakan, geçtiğimiz dönemde kiralara getirilen %25 üst limit uygulamasının kaldırıldığını hatırlattı. "Yeni kiralar yenilenirken, son 12 aylık enflasyon oranı baz alınır, bu da hizmet enflasyonunun daha yavaş düşmesine neden olur. Bu yüzden, bu alanda zamana ihtiyacımız var," diye konuştu.

Konut arzını artırma planı

Konut arzının artırılmasının önemine de değinen Şimşek, deprem bölgesinde bu yıl 201 bin konutun teslim edileceğini, gelecek yıl ise 250 bin ilave konutun sunulacağını söyledi. İstanbul'da da konut arzını artıracak projelerin yürütüldüğünü belirten Şimşek, "Hizmetteki enflasyon düşüşü daha da belirgin şekilde hissedilecek," dedi.

"Sabra ve zamana ihtiyaç var"

Şimşek, ekonomik toparlanmanın anlık bir şok terapisiyle değil, sabırlı ve zamana yayılan bir stratejiyle sağlanacağını ifade ederek, "Hayat pahalılığını kabul ediyoruz ama ilk yıl makro istikrarı önceliyoruz. Rezervler artık bir sorun olmaktan çıkmıştır. Büyük riskleri azalttık. Cumhurbaşkanımızın desteği tam. Bu yüzden sabra ve zamana ihtiyacımız var," dedi.