Almanya'da sandıktan koalisyon çıktı: Euro, son bir ayın en yüksek seviyesine çıktı
- Almanya’da muhafazakarların beklendiği gibi ulusal seçimleri kazanmasının ardından euro son bir ayın en yüksek seviyesine çıkarken, hisse senedi vadeli işlemleri de yükseliş kaydetti. Yatırımcılar, çok ihtiyaç duyulan mali reformların hayata geçirilip geçirilmeyeceğini görmek için nihai seçim sonuçlarını bekliyor.
Almanya’da muhafazakarların beklendiği gibi ulusal seçimleri kazanmasının ardından euro son bir ayın en yüksek seviyesine çıkarken, hisse senedi vadeli işlemleri de yükseliş kaydetti. Yatırımcılar, çok ihtiyaç duyulan mali reformların hayata geçirilip geçirilmeyeceğini görmek için nihai seçim sonuçlarını bekliyor.
Muhafazakarlar birinci çıktı, koalisyon süreci başlıyor
ZDF kanalının Pazar gecesi yayımladığı tahmine göre, muhafazakâr CDU/CSU bloku oyların yüzde 28,5'ini alırken, aşırı sağcı AfD yüzde 20,5 ile ikinci sırada yer aldı.
Muhafazakarların lideri Friedrich Merz’in Almanya’nın bir sonraki şansölyesi olması beklenirken, koalisyon müzakerelerinin karmaşık ve uzun sürebileceği belirtiliyor. Ancak yatırımcılar, seçim sonuçlarının büyük bir sürpriz içermemesinden memnuniyet duydu.
Euro ve borsalar yükselişte
Euro, Asya seansında doların da zayıflamasıyla 1,05245 dolara kadar yükselerek son bir ayın en yüksek seviyesine çıktı. Avrupa borsaları da istikrar kazanırken, EUROSTOXX 50 vadeli işlemleri yüzde 0,46 yükseldi, Almanya'nın DAX vadeli işlemleri ise yüzde 1,12’lik güçlü bir artış kaydetti. Almanya'nın 10 yıllık tahvillerinin getirisi hafifçe geriledi.
Saxo Bank Baş Yatırım Stratejisti Charu Chanana, "Koalisyon dinamikleri belirsizliğini koruyor ve bu da siyasi bölünmenin politika felcine yol açabileceğini gösteriyor" dedi. Ancak Chanana, "Seçim sonucunda büyük bir olumsuz sürpriz olmaması yatırımcıları rahatlattı. Merkez eğilimli bir hükümetin devam etmesi ve hatta iş dünyası ile yatırımlara daha dostane politikalar izleme olasılığı bulunuyor" ifadelerini kullandı.
Mali reformlar gündemde
Analistler, muhafazakar Hristiyan Demokratlar’ın kırılgan ekonomiyi toparlamak için koalisyon hükümetini ne kadar hızlı kurabileceğine odaklanmış durumda.
Pictet Wealth Management Makroekonomi Araştırmaları Başkanı Frederik Ducrozet, "Piyasalar için en dostane koalisyonlar hala teorik olarak mümkün. Büyük Koalisyon veya CDU, SPD ve Yeşiller'den oluşan Kenya Koalisyonu gibi seçenekler masada" dedi.
Analistler, mali reformlara karşı çıkan AfD’nin beklenenden daha yüksek bir oy oranına ulaşmamasının da piyasalar açısından olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
Piyasaların en büyük merakı, Almanya’nın 'borç freni' olarak bilinen ve bütçe açığını gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 0,35'iyle sınırlayan kuralı reforme edip etmeyeceği yönünde.
Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya, 2024’te ikinci yıl üst üste daralma yaşadı. Eleştirmenler, yıllardır süren düşük yatırımlardan borç frenini sorumlu tutuyor.
Şu an için yatırımcılar bu reform için sınırlı bir alan olduğunu düşünse de, Avrupa genelinde savunma harcamalarının artırılması yönündeki baskıların artması nedeniyle kamu harcamalarının yükselmesine dair beklentiler güçleniyor.
Avrupa'nın savunma harcamaları ve Almanya’nın rolü
Seçim sonuçları, Avrupa'nın savunmasını güçlendirmek için potansiyel olarak yüz milyarlarca euro kaynak bulma kapasitesini değerlendirmek açısından da kritik önem taşıyor.
Almanya’nın uzun vadeli borçları için ödediği ek getiri, Şubat ayının başlarında 2022'den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştı.
Borç freni reformu, Euro Bölgesi hisse senetlerini ve euroyu da destekleyebilir. Euro, Şubat ayı başlarında ABD’nin getirdiği gümrük tarifesi riskleri nedeniyle 1,01 dolara kadar gerilemişti.
Avrupa'nın gösterge endeksi STOXX 600 son günlerde rekor seviyelere ulaşırken, hâlâ ABD'deki rakiplerine kıyasla ciddi bir iskonto ile işlem görüyor.
Piyasalardaki olumlu hava, Almanya’nın iç piyasaya odaklı orta ölçekli şirketlerinin yer aldığı MDAX endeksinin, küresel ihracata daha bağımlı olan DAX endeksinden daha iyi performans göstermesine yol açabilir.
Koalisyon süreci piyasaları nasıl etkileyecek?
Aşırı sağcı AfD’nin yanı sıra borç freni reformuna karşı çıkan neoliberal Hür Demokrat Parti’nin (FDP) de parlamentoya girip giremeyeceği belirsizliğini koruyor. Çıkış anketleri, FDP’nin parlamentoya girmek için gereken yüzde 5 barajına yakın olduğunu gösteriyor.
Nordea Baş Piyasa Stratejisti Jan von Gerich, "Borç frenini değiştirmek için en büyük partilerin yeterli oya sahip olup olmayacağı henüz netleşmiş değil ve bu, yanıtını bilmediğimiz en ilginç sorulardan biri" dedi.
Meclise giren küçük partilerin sayısı da, muhafazakârlar ile Sosyal Demokratlar arasında iki partili bir koalisyon kurulup kurulamayacağını veya bir üçüncü partiye Yeşiller ya da FDP’ye ihtiyaç olup olmadığını belirleyecek. Bu durum, koalisyon görüşmelerini uzatarak piyasalar için belirsizlik yaratabilir.
