Adalet Bakanlığı’ndan Google’a sert uyarı: Arama motoru tekelini kırmak için Chrome’un satışı talep edildi

ABD Adalet Bakanlığı, teknoloji devi Google’a karşı yürütülen tarihi antitröst davasında önemli bir dönemece girildiğini belirterek, federal bir yargıçtan Chrome web tarayıcısının satışını da içeren kapsamlı önlemler almasını talep etti. Pazartesi günü yapılan duruşmada Bakanlık, Google’ın çevrim içi arama pazarındaki baskın konumunun sürdürülebilir olmadığını ve bunun rekabet ortamını ciddi şekilde zedelediğini öne sürdü.
Washington DC’de devam eden dava, Alphabet’in iştiraki olan Google’ın arama motoru alanındaki tekelci davranışlarını inceleyen en büyük antitröst girişimlerinden biri olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl ABD Bölge Yargıcı Amit Mehta, Google’ın arama motoru pazarında yasa dışı bir tekel oluşturduğuna hükmetmişti. Bu karardan sonra dava, uygulanacak çözümlerin belirlenmesi aşamasına geçmiş durumda. Mahkeme, bu kapsamda üç hafta sürecek olan tartışma ve tanıklıkları değerlendirecek.
Adalet Bakanlığı avukatı David Dahlquist, duruşmada yaptığı konuşmada Mehta’ya hitaben “Bir dönüm noktasındayız. Bu mahkeme, günümüz nesli için interneti kontrol eden tekeli düzeltme ve önümüzdeki on yıllar boyunca rekabeti yeniden tesis etme fırsatına sahip,” ifadelerini kullandı.
Davacılar, Google’ın varsayılan arama motoru olma konumunu sürdürmek adına akıllı telefon üreticileri ve tarayıcı geliştiricileriyle yaptığı milyarlarca dolarlık anlaşmalarla rekabeti engellediğini savunuyor. Mahkeme dosyalarına göre Adalet Bakanlığı, Google’ın arama motorunu akıllı telefonlar ve diğer cihazlarda varsayılan hale getiren sözleşmelerin sona erdirilmesini, rakip arama motorlarına daha fazla veri erişimi sağlanmasını ve Chrome tarayıcısının satışa çıkarılmasını talep ediyor.
Bakanlık, davaya Google’a karşı açtığı başka bir antitröst davasında aldığı olumlu kararla birlikte geliyor. Geçen hafta Virginia’daki bir federal yargıç, Google’ın dijital reklam teknolojileri alanında rekabete zarar verdiğine hükmetmişti. Bu karar, her ne kadar doğrudan arama motoru davasını etkilemese de Adalet Bakanlığı’nın Google’a yönelik genel yaklaşımını güçlendirmiş oldu.
Google cephesi ise Bakanlığın önerdiği çözümlerin aşırıya kaçtığını ve internet inovasyonunu tehlikeye atabileceğini savunuyor. Şirket, başarısını tüketici tercihine ve kaliteli ürünlerine dayandırıyor. Google’ın avukatı John Schmidtlein, yaptığı açılış konuşmasında, şirketin Apple gibi firmalarla olan iş birliklerini “gevşetmeye” hazır olduğunu dile getirdi. Ancak rakiplerin lehine veri paylaşımı ve Chrome’un satılması gibi daha ileri adımlara karşı çıkıyor.
Schmidtlein ayrıca, yapay zekâ alanındaki gelişmeleri hatırlatarak, OpenAI gibi yeni şirketlerin Google’a ciddi bir rekabet sunduğunu ve pazarın sanıldığı kadar sabit olmadığını savundu. Hükümetin önerilerini, Google’ın rakiplerinin "istek listesi" olarak nitelendiren Schmidtlein, bu tür sert önlemlerin rekabeti teşvik etmek yerine zarar vereceğini öne sürdü.
Davanın geçmişi 2020 yılına dayanıyor. Dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk döneminin son aylarında açılan dava, Microsoft’a karşı 1990’larda başlatılan antitröst davasından bu yana açılmış en kapsamlı teknoloji davası olarak görülüyor. Her iki partiden 30’dan fazla eyalet başsavcısının da destek verdiği dava, iki partili siyasi bir mutabakatla yürütülüyor.
Geçtiğimiz yıl yapılan duruşmalarda ortaya çıkan belgeler, Google’ın Apple’a yalnızca Safari tarayıcısında varsayılan arama motoru olmak için yılda 20 milyar dolardan fazla ödeme yaptığını gözler önüne sermişti. Bu durum, şirketin arama pazarındaki liderliğini sürdürebilmek için nasıl agresif stratejiler izlediğini gösteriyor.
Adalet Bakanlığı, Kasım ayında açıkladığı ilk çözüm önerisine büyük ölçüde sadık kaldı. Bakanlık, bu stratejilerle pazarın rekabetçi yapısının yeniden inşa edilebileceğini ve tüketicilere daha fazla seçenek sunulabileceğini belirtiyor.
Yargıç Mehta’nın önümüzdeki haftalarda alacağı karar, sadece Google’ın değil, tüm teknoloji sektörü için yeni bir dönemin başlangıcını işaret edecek. Taraflar, Amerika’nın dijital ekonomisinde dengeleri kökten değiştirebilecek bu davada son kozlarını oynuyor.