"ABD ekonomisi için gelecek sene en büyük zorluk 'ılımlı' büyüme"

PAYLAŞ
"ABD ekonomisi için gelecek sene en büyük zorluk 'ılımlı' büyüme"

ABD ekonomisinin geleceği, Federal Rezerv'in faiz kararlarına odaklanmış durumda. Enflasyon, Fed'in belirlediği yüzde 2 hedefine doğru ilerlerken, ekonomide kayda değer bir yavaşlama gözlemleniyor. Bu durum, Eylül ayının sonunda yapılacak olan Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısında faiz indirimine gidilme olasılığını güçlendirdi. Birçok Amerikalı, pandemi sonrası ekonomik sıkıntıların azalmasıyla birlikte daha iyi bir ekonomik atmosfer hissetmeye başladı. Ancak bu süreç, merkez bankacıları için sona ermiş değil.

Fed’in temel görevi, hem istikrarlı fiyatlar hem de azami istihdamı sağlamaya yönelik politikalar üretmek. Bu görev, ekonomide sürekli olarak değişen dinamiklere bağlı olarak faiz oranlarının artırılmasını ya da düşürülmesini gerektiriyor. 2024’e dört ay kalmışken, Chicago Federal Rezerv Bankası Başkanı Austan Goolsbee, ABD ekonomisinin önümüzdeki yıl karşılaşacağı en büyük zorluğun "ılımlılık" olduğunu vurguluyor.

Goolsbee, Quartz ile yaptığı röportajda, ekonomiyi dengede tutmanın zor bir görev olduğunu belirtiyor: "Bence en büyük zorluk, ekonominin yerleşmesini sağlamak. Soğuyacak ve sürdürülebilir tam istihdama ulaşacak ve durması gereken yerde duracak mı, yoksa daha da kötüleşecek mi?" Goolsbee, Fed'in faiz politikalarında gecikmeler yaşandığını, bu gecikmelerin ekonomiye yansımasının zaman aldığını belirtiyor. Faiz oranlarında yapılan her değişikliğin tüketicilere etkisinin görülmesinin aylar sürdüğünü ve bu sürecin önceki dönemlere göre daha karmaşık olduğunu dile getiriyor.

Ekonominin mevcut durumu ise olumlu sinyaller veriyor. Fed’in enflasyon ölçütü olarak kullandığı Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) fiyat endeksi, Temmuz ayında beklentiler doğrultusunda %0,2 artış gösterdi. Tüketici fiyatlarındaki artış ise yüzde 2,9 ile Fed'in yüzde 2 hedefine yakın bir seviyede gerçekleşti. Bu veriler, enflasyonun soğumaya başladığına dair güçlü bir gösterge niteliğinde. Aynı zamanda, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi de sağlam bir şekilde devam ederken, tüketici harcamalarında henüz belirgin bir yavaşlama görülmedi. Goolsbee, enflasyonun düşmesine rağmen büyümenin güçlü kalmasının önemli bir başarı olduğunu dile getiriyor.

"ABD’nin para tarihinde önemli bir olay yaşadık. Derin bir resesyona girmeden enflasyonu düşürmeyi başardık. Şimdi, son aşamada, ekonominin daha da kötüleşmesini önleyebilir miyiz? Hedefimiz kesinlikle bu," diyor Goolsbee. Ancak ekonomiyi durgunluğa sürükleyecek fazla bir soğuma olasılığı halen var. Temmuz ayında işsizlik oranı yüzde 4,3'e yükseldi ve iş ilanları da beklenenden daha fazla azaldı.

Analistler, bu yılın sonlarında ve 2024’te "sığ bir durgunluk" ihtimalini tartışıyor. Sığ durgunluk, ekonominin aşırı ısınmasını kontrol altına alarak büyük hasarlara yol açmadan soğutmayı hedefleyen bir durgunluk türü. Bu senaryo, hafifçe artan işsizlik, daha düşük enflasyon ve yavaşlayan GSYİH büyümesi anlamına geliyor. Goolsbee, resesyon ihtimalinin her zaman mevcut olduğunu belirtirken, Fed'in para politikasını uzun süre çok sıkı tutmaması gerektiğini vurguluyor. Bu durumun özellikle işgücü piyasasında olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Faiz oranlarında indirime gidilmesi gerektiği düşüncesi, son birkaç aydır daha da belirginleşti. Bu yönde en büyük beklenti ise 17-18 Eylül tarihlerinde yapılacak FOMC toplantısına odaklanmış durumda. Geçtiğimiz ay gerçekleşen Jackson Hole konferansında, Fed Başkanı Jerome Powell, işgücü piyasası üzerindeki risklere dikkat çekerek faiz indirimlerinin "zamanının geldiğini" ima etti. Powell, daha olumlu bir tonla, "Ekonominin güçlü bir işgücü piyasası koruyarak yüzde 2 enflasyona geri döneceğini düşünmek için iyi bir neden var," ifadelerini kullandı. Powell’a göre, Fed’in şu anki politika faizi seviyesi, işgücü piyasasında beklenmedik zayıflama risklerine karşı yeterli esneklik sağlıyor.