Trump’ın ek vergi hamlesi tehdit mi, fırsat mı: Türk ihracatçısını ne bekliyor?

Derya Yüce
PAYLAŞ
  • Trump, ABD’de başkanlık koltuğuna ikinci kez oturur oturmaz, ilk döneminde geniş yankı uyandıran ek tarife kararlarını yeniden gündeme taşıdı. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu birçok ülkeye yönelik ek tarife açıklayan Trump, Çin dışındaki ülkeler için bu kararların 90 gün ertelendiğini duyurdu. Tüm dünyayı uzun süre meşgul etmesi ve küresel ticaret dengelerini değiştirmesi beklenen bu gelişmeler, Türk ihracatçıları tarafından da yakından takip ediliyor. OİB Başkanı Baran Çelik, İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz ve İMMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu cnbce.com’a değerlendirmelerde bulundu.
Trump’ın ek vergi hamlesi tehdit mi, fırsat mı: Türk ihracatçısını ne bekliyor?

Donald Trump’ın ABD Başkanlığına yeniden seçilmesinin ardından ilk adımı, küresel ticaret dengelerini sarsacak ek tarife kararları oldu. Çin’le başlayan ticaret savaşlarını diğer ülkelere de taşıyan Trump, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu birçok ülkeye yönelik ek gümrük vergilerini devreye aldı. Karar, Çin dışındaki ülkeler için 90 gün ertelense de, ek tarifler birçok ülke için halen masada yer alıyor. Türk ihracatçılar süreci yakından takip ediyor. Otomotivden tekstile, metalden alüminyuma kadar birçok sektör temsilcisi, bu yeni dönemin olası etkilerini ve stratejik adımları cnbce.com için değerlendirdi.

Çelik: Hem fırsatlar hem de zorluklar var

Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği Başkanı Baran Çelik, Türkiye açısından bu sürecin fırsatları ve zorlukları bir arada barındırdığına dikkat çekti. Otomotiv sektörünün küresel ticaret savaşlarının yaratacağı dalgalanmalardan etkilenme ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Çelik, ABD’nin otomotiv endüstrisinde en önemli alternatif Pazar konumunda yer aldığını ve yüksek gümrük vergilerinin ihracat rakamlarını olumsuz etkilenebileceğini ifade etti. “Ancak söz konusu vergiler Türkiye özelinde değil. ABD pazarındaki rakiplerimiz de benzer koşullarla karşı karşıya. Türkiye’nin stratejik konumu ve esnek üretim kabiliyetleri bu zorlukları avantaja çevirme potansiyeli de bulunuyor” dedi. 2024 yılı itibariyle ABD’nin otomotiv ihracatının 144 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlatan Çelik, bu rakamın 82 milyar dolarının Kanada ve Meksika’ya yönelik olduğunu, geriye kalanın 62 milyar dolarlık bir rakam kaldığına işaret etti. Birçok ülkenin ABD’ye karşı misilleme yaparak ilave vergilerin getirilmesinin ABD’nin otomotiv ihracatını zora sokacağını vurguladı. Son gelişmeler doğrultusunda ABD tarafından hem araçlara hem de otomotiv aksam ve parçalarına yüzde 25'lik oldukça yüksek oranlı ilave gümrük vergisi getirildiğini hatırlatan Çelik, ilk etapta ana sanayi firmalarının olumsuz etkileneceğini belirtti. Yeni düzenleme öncesi halihazırda ABD'nin Türkiye'den gerçekleştirdiği binek otomobiller ithalatına yüzde 2,5, ticari araç ithalatına da yüzde 2 ile yüzde 25 arasında gümrük vergisi uygulandığını, yeni düzenleme ile yüzde 25 gümrük vergisinin mevcut vergilerin üzerine getirildiğini ve gümrük vergisinin oldukça yükseldiğine dikkat çekti. "Özellikle halen yüzde 25 gümrük vergisi uygulanan ticari araçlarda oran yüzde 50'ye kadar yükselmiştir. Bu nedenle ilave gümrük vergileri maliyet artırıcı olumsuz bir durum oluşturacaktır" dedi.

Trump’ın ek vergi hamlesi tehdit mi, fırsat mı: Türk ihracatçısını ne bekliyor? - Resim : 1

“İhracat hedeflerimizde revizyona gitmeyeceğiz”

Çelik, "ABD, otomotiv ihracatımızdan yüzde 3-3,5 aralığında pay alıyor. Burada yaşanacak bir düşüş otomotiv ihracatımıza olumsuz yansıyabilir. Ancak şimdilik ihracat hedefimizde bir revizyon düşünmüyoruz. Bu yıl 39 milyar dolarlık ihracat hedefimiz devam ediyor" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin dış politika ve ekonomik ilişkilerde dengeyi gözeten bir yaklaşımla hareket ettiğini belirten Çelik, gelecek dönemlerde hem Avrupa hem de Asya ve ABD ile güçlü ticari ilişkileri sürdürmenin Türkiye'nin stratejik önemini korunmasına yardımcı olacağının altını çizdi. Çelik ayrıca ABD'de korumacı politikalara karşı muhalefet ve ABD tarafından gümrük vergilerinin ülke bazlı müzakere edilebileceği açıklamaları ilave gümrük vergilerinin kalıcı olmama ihtimalini de ortaya çıkardığına işaret etti. "Bu nedenle önümüzdeki süreç dinamik ve değişken. Otomotiv ihracatçıları olarak süreci dikkatle takip ediyoruz" dedi.

“Rakiplerimize karşı rekabet avantajı yakalayacağız”

İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatı Birlikleri Başkanı Ahmet Öksüz de Trump yönetiminin ek tarife kararlarının Türk tekstil sektörü için yeni fırsatlar sunabileceğine işaret etti. Türkiye tekstil sektörünün 2024 itibariyle dünyanın en büyük 5. ve ABD'nin 8. büyük tedarikçisi konumunda yer aldığını hatırlatan Öksüz, "Dolayısıyla ABD'de potansiyelimizi tam olarak yansıtamıyoruz. Açıklanan tarifelerle birlikte ABD pazarında en büyük rakiplerimiz olan Uzakdoğu Asya ülkeleri, bu tarifelerden Türkiye'ye kıyasla çok daha fazla etkilenecek" dedi. Türkiye'ye sadece yüzde 10'luk ilave gümrük vergisi uygulandığını, bu durumda da ABD pazarında çok daha yüksek gümrük vergisiyle karşı karşıya kalan ülkelere karşı rekabet avantajı sağlayabileceklerine dikkat çeken Öksüz, bu durumda, Türk tekstil ürünlerinin maliyetlerinin rakiplerden ayrışarak daha rekabetçi hale geleceğini ifade etti. ABD pazarının Türk tekstil sektörü için strateji bir öneme sahip olduğunu yineleyen Öksüz, ABD'nin iç üretiminin sınırlı olması ve Türkiye ile tekstil sektöründe rekabet eden değil birbirini tamamlayan ürün gruplarının bulunmasının Türkiye için büyük fırsatlar yaratacağının altını çizdi. "Bu nedenle, ABD pazarında kalıcı olmak ve pazar payını artırmak, Türk tekstil sektörünün ihracat hedefleri açısından kritik bir öneme sahip" ifadelerini kullandı.

Trump’ın ek vergi hamlesi tehdit mi, fırsat mı: Türk ihracatçısını ne bekliyor? - Resim : 2

“ABD ile ihracatta öncü sektörüz”

İTHİB olarak ABD ile ticaretin sürdürülebilirliğini sağlamak için önceliklerinin Ticaret Bakanlığı Liderliğinde ABD ile tercihli ticaret anlaşmalarının yeniden başlatılması olduğunu belirten Öksüz, ABD Başkanı Donald Trump’ın bir önceki başkanlık döneminde ABD Ticaret Bakanıyla yaptıkları toplantıda, Türkiye ve ABD arasında koyulan 100 milyar dolar dış ticaret hedefinde öncü sektörün tekstil sektörü olduğunu hatırlattı. Öksüz, “ABD’nin tekstil sektöründeki taleplerini karşılayabilecek alt yapımız bulunuyor. Dünyanın en büyük tekstil ve hazır giyim ithalatçısı olan ABD’ye 2024 yılında 780 milyon dolar tekstil ihracatı gerçekleştirdik” dedi. Türk tekstil sektörünün ABD pazarındaki yerini güçlendirmek hedefiyle Türk firmalarla ABD’li markalarla buluşturduklarını ifade eden Öksüz, ayrıca Uzakdoğu ülkelerinin ABD’ye ihracat yapamayacak olmaları nedeniyle, bu ülkelerin rotayı Türkiye’ye çevireceğini, bu durumun da tekstil sektöründe üretim kapasitesini ve istihdamı olumsuz etkileyebileceği ihtimalinin göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi. “Bu, üretimin ve istihdamın korunması açısında dikkatle ele alınması gereken bir durum” dedi.

Tecdelioğlu: Belirsizlik metal sektörünü yavaşlatabilir

İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Çetin Tecdelioğlu da ABD’nin 11 Nisan tarihinde güncellenen Başkanlık Kararı ile uygulamaya koyduğu ek gümrük vergilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tecdelioğlu, söz konusu kararın Türk metal sektörü ve alt sektörleri için riskler barındırdığını belirtti. “ABD, başta Kanada ve Meksika ile başlayan, ardından Çin’le devam eden ve nihayetinde tüm ülkelere yayılan ilave gümrük vergilerini duyurdu. Türkiye içinse çelik ve alüminyum ürünlerinde yüzde 25, otomobil ve aksamlarında yine yüzde 25, diğer ürünlerde ise yüzde 10 oranında ek vergi uygulanacak. Ayrıca bakır sektörü için de bir soruşturma başlatıldı. Bu, gelecekte bakır ihracatımızın da ek vergi kapsamına alınabileceği anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. Tecdelioğlu, alınan kararların sektörde yarattığı ilk etkinin belirsizlik olduğunu vurguladı. Piyasanın şuan temkinli olduğuna dikkat çeken Tecdelioğlu, arz zincirinin bu tür ani ve kapsamlı kararlara göre kolayca şekillendiğini, demir ve demir dışı metaller grubunda yer alan çelik, alüminyum, döküm ve potansiyel olarak bakır sektörünün bu süreçten doğrudan etkileneceğinin altını çizdi. ABD ile serbest ticaret anlaşması olmayan ülkelerin, yeni düzenlemeler karşısında dezavantajlı konuma düştüğünü söyleyen Tecdelioğlu, “Türkiye’nin önemli pazarı olan ABD’ye 2024 yılında 600 milyon dolarlık demir ve demir dışı metaller ihracatı gerçekleştirdik. 2025’in ilk üç ayında ise ihracatımız yüzde 17 artarak 172 milyon dolara ulaştı. Ancak bu tempo, ek vergiler ve belirsizlik nedeniyle yavaşlayabilir” değerlendirmesinde bulundu. Sektörün bu süreçte alternatif pazarlara yönelmek zorunda kalabileceğini belirten Tecdelioğlu, ABD pazarının önemli olduğunu ancak Pazar çeşitliliğinin sürdürülebilirlik için önemli olduğunun altını çizdi. Belirsizliklerin aşılması ve dış ticaretin yeniden öngörülebilir hale gelmesinin sektör açısından kritik önem taşıdığını ifade etti.

Trump’ın ek vergi hamlesi tehdit mi, fırsat mı: Türk ihracatçısını ne bekliyor? - Resim : 3

“Ek vergiler karşısında stratejik adımlar şart”

Tecdelioğlu, ABD’nin Türk ihracatçısı açısından hem ekonomik hem de stratejik açıdan büyük önem taşıdığını yineledi. 2024 yılında Türkiye’nin ABD’ye gerçekleştirdiği toplam mal ihracatının 16,3 milyar dolara ulaştığını belirten Tecdelioğlu, bu rakamın Türkiye’nin toplam mal ihracatında yaklaşık yüzde 6’lık bir paya denk geldiğini aktardı. Demir ve demir dışı metaller sektörü özelinde ise 2024 yılında ABD’ye 600 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini ifade eden Tecdelioğlu, bu pazardaki daralmanın sektör açısından doğrudan gelir kaybı anlamına geleceğini dile getirdi. Ayrıca ABD’nin 3,4 trilyon dolarlık ithalat hacmiyle dünyanın en büyük ithalatçısı olduğunu vurgulayan Tecdelioğlu, bu ülkedeki ithalat talebinin azalmasının Türkiye’yi hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkileyebileceğini söyledi. Tecdelioğlu, “ABD’ye doğrudan yaptığımız ihracatta kayıplar yaşanabileceği gibi, Türkiye’den ara mal ve mamul ihraç edilip başka ülkelerde işlendikten sonra ABD’ye gönderilen ürünlerde de dolaylı kayıplar oluşabilir” dedi. 2024 yılı itibarıyla ihracatın Türkiye’nin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 20’sini oluşturduğuna dikkat çeken Tecdelioğlu, ABD’nin “Uzak Ülkeler Stratejisi” kapsamında özel bir öneme sahip olduğunu da ekledi. ABD pazarının sadece yüksek hacimli ticaret açısından değil, prestij anlamında da değerli olduğunu belirten Tecdelioğlu, “Bu pazar özellikle yüksek katma değerli ürünlerde önemli fırsatlar sunuyor. Sektörümüzün gelişimi açısından ABD pazarını önemsemeye devam edeceğiz ve pazara yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. ABD’nin uygulamaya koyduğu ek vergiler karşısında firmaların rekabet gücünü koruyabilmesi için yapısal ve stratejik adımların şart olduğunu söyleyen Tecdelioğlu, Firmaların gelişen yeni durumu dikkatle takip etmesi ve ortaya çıkabilecek fırsatları zamanında değerlendirmesinin büyük önem taşıdığının altını çizdi. Bu doğrultuda Türkiye’nin demir ve demir dışı metaller grubunda ürettiği ürünler için Pazar analizler yaptıklarını, GTIP bazında detaylı araştırmalar hazırladıklarını, yeni pazarlara ulaşmak için temaslarını sürdürdüklerinin altını çizdi. Firmaların ihracat odaklı üretimlerini sürdürebilmeleri adına finansman ve danışmanlık desteklerinin artırılması gerektiğine işaret eden Tecdelioğlu, ilgili mercilerle bu konuda görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Ayrıca iç talebin canlandırılması ve yerli sanayinin desteklenmesi amacıyla kapsamlı ekonomik paketler açıklanması gerektiğini dile getirdi. “Yapısal değişikliklerle birlikte sektörün önünü açacak bir yol haritasının oluşturulması büyük önem taşıyor. Bu konuda ilgili makamlara taleplerimizi iletmeye devam ediyoruz” dedi. Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda ABD pazarına yönelik faaliyetleri artırmayı planladıklarını vurgulayan Tecdelioğlu, bu kapsamda sektörel ticaret heyetleri, fuar ziyaretleri ve fuar katılımları ile birlikte üye firmaların ABD pazarına dahil edilerek ticari ilişkilerin artırılmasını da hedeflediklerini söyledi.