HSBC Global'den Türkiye ekonomisine ilişkin yeni analiz: Kısa vadeli görünüm olumlu, enflasyon riskleri devam ediyor

PAYLAŞ
  • HSBC Global, enflasyonun kalıcı hale gelme riski taşıdığını ve Türkiye'de faiz indirimlerinin ancak 2025 yılında başlayabileceğini öngörüyor.
  • Raporda, mali sıkılaşmanın 2025 yılında GSYİH'nın yüzde 1,7'si oranında olacağı ve deprem harcamalarındaki azalmayla sağlanacağı ifade edildi.
  • Dış cephede cari açığın daraldığı, sermaye girişlerinin arttığı ve Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin yükseldiği belirtilirken, global risklere karşı savunmasız kalındığı vurgulandı.
HSBC Global'den Türkiye ekonomisine ilişkin yeni analiz: Kısa vadeli görünüm olumlu, enflasyon riskleri devam ediyor

HSBC Global, Türkiye ekonomisine yönelik hazırladığı raporda, ülkede bir yılı aşkın süredir devam eden makroekonomik ayarlama sürecinde kısa vadeli görünümün olumlu olduğunu belirtti. Ancak, raporda, Türkiye’nin daha kademeli bir yeniden dengelenme yaşadığı bu süreçte, politika yapıcıların dikkatli olmaları gerektiği vurgulandı.

Enflasyonun kalıcı hale gelme riski var

HSBC Global, Türkiye’de enflasyonun 2019’un dördüncü çeyreğinden bu yana tek haneli seviyelere inmemiş olmasına dikkat çekti. Raporda, enflasyonun uzun süre yüksek kalması durumunda bu seviyenin kalıcı hale gelebileceği ve hedeflenen seviyelere geri dönmenin zorlaşabileceği belirtildi.

Merkez Bankası Başkanı’nın, faiz indirimlerinin değerlendirilebilmesi için dördüncü çeyrekte aylık enflasyonun yüzde 1,5’in altına inmesi gerektiğini ifade ettiği hatırlatıldı. Ancak, eylül ayında aylık enflasyonun yüzde 3 seviyelerine yakın olduğu ve beklentilerde iyileşmenin sınırlı kaldığı vurgulandı. HSBC, faiz indirimi sürecinin ancak 2025 yılında başlayabileceğini öngörüyor.

Mali sıkılaşma ve cari denge iyileşmesi

HSBC Global, Türkiye’nin yakın zamanda açıkladığı orta vadeli program kapsamında 2025 yılında GSYİH'nın yüzde 1,7’si oranında bir mali konsolidasyon hedeflediğini ve bu hedefin büyük ölçüde deprem harcamalarındaki azalmalardan kaynaklanacağını belirtti. Ancak, görünümün belirsizliğini koruduğunu ve vergi gelirlerinin GSYİH’nın yüzde 0,9’u oranında artmasının beklendiğini, bu oranın vergi dışı gelirlerdeki yüzde 0,6'lık düşüşü dengelemesinin öngörüldüğünü ifade etti. Bununla birlikte, bu tahminin aşağı yönlü riskler taşıdığı da belirtildi.

Raporda, dış cephede ise olumlu gelişmelerin yaşandığına dikkat çekildi. Cari açığın daraldığı, sermaye girişlerinin hızlandığı ve Merkez Bankası’nın önemli rezervler biriktirdiği ifade edildi. Mart 2024’teki dip seviyelere kıyasla brüt döviz rezervlerinin 25 milyar dolar arttığı ve swap borçlanmaları hariç net yabancı varlıkların 100 milyar dolardan fazla yükseldiği belirtildi. Ancak, ekonominin artan petrol fiyatları, küresel talep zayıflığı, jeopolitik gerilimler gibi risk faktörlerine karşı hala savunmasız olduğu uyarısı yapıldı.

Riskler halen yüksek

HSBC, politika yapıcıların ekonomiyi yumuşak bir şekilde yavaşlatmak istediklerini, ancak daha erken ve daha sert bir parasal ve mali sıkılaşma yapılmış olsaydı dezenflasyonun daha hızlı gerçekleşebileceğini belirtti. Ancak bu durumun büyüme maliyetlerini artıracağı vurgulandı. HSBC’ye göre, Türkiye’de iç talebin dezenflasyonist seviyelere yaklaştığı gözlemlense de enflasyon riskleri hala yüksek. Bu nedenle, TCMB ve diğer politika yapıcıların dikkatli olması gerektiği ifade edildi.

Kaynak: cnbce.com