Denizcilikte yeni dönem insansız gemiler

Hazal Orta
PAYLAŞ
  • Otonom sürüş teknolojisi, denizlerin hâkimi gemilere de giriyor.
  • Tıpkı karada olduğu gibi denizdeki otonom sürüş teknolojisinde de bazı zorluklar var.
Denizcilikte yeni dönem insansız gemiler

Araçların otonom, yani kendi kendine gider hale gelmesi, sektörlerin şekil değiştirmesinde etkili oluyor. Her ne kadar son zamanlarda otonom otomobillerin adını daha sık duysak da trenler, tramvaylar ya da gemiler de otonom teknolojisiyle donatılıyor. Bu, şirketler ya da yerel yönetimler için zamandan ve maliyetten tasarruf demek. Geçen yıl bir kargo gemisi, Norveç sahilindeki 13 saatlik seferini tamamladı. Bu gemiyi diğerlerinden ayıran, otonom özelliğe sahip olmasıydı.

İnsansız gemiler, otonom sürüşler

Avrupa Birliği, AUTOSHIP isimli konsorsiyumun finansmanını sağlıyor. Bu program, büyük otonom gemilerin navigasyonu için yeni teknolojiler geliştirmeyi hedefliyor. Programın temel motivasyonu, yeni nesil otonom gemilere geçişi hızlandırmak. AUTOSHIP konsorsiyumunda akademi ve endüstri kuruluşları birlikte çalışıyor. Proje, Kısa Deniz Taşımacılığı ve İç Su Yolları senaryoları için operasyonel yeteneklere sahip 2 farklı otonom gemi inşa edip, işletecek. Norveç’te test edilen Kongsberg Maritime’ın gemisi de bunlardan biri.

AB, 2030 yılına kadar 300 kilometreden daha fazla olan karayolu yüklerinin yüzde 30’unu farklı taşıma araçlarına kaydırmak istiyor. Burada otonom gemilere de önemli görevler düşmesi bekleniyor.

Tabii bu gemiler için bazı soru işaretleri var.

Müşteri güvenini kazanmak onlardan biri. Aynı zamanda yasal izinler noktasında da belirsizlikler söz konusu. Tüm bunlar, otonom gemi teknolojisinin kabulü önündeki engeller.

Kongsberg Maritime’ın büyüme ve çözüm direktörü Markus Laurinen, CNBC’ye yaptığı bir açıklamada, adım adım ilerlediklerine dikkat çekiyor.

Otonom gemilerin önündeki engellerin kalkması farklı ülkelerin sahip olduğu denizcilik düzenlemelerine de bağlı. Gemilerin benimsenmesi mürettebatsız gemilere hangi ülkenin ne kadar kısa süre izin vereceğine göre değişkenlik gösterecek.

Kongsberg, bu alanın tek oyuncusu değil.

Bir diğer sektör devi Samsung Heavy Industry (SHI) de 2020 yılından beri bu teknoloji üzerinde çalışıyor. Şirket, 2020 yılında gemilerinden birini tam otonom sürüş teknolojsiyle donatmıştı. Bu gemi, herhangi bir müdahale olmadan 10 kilometrelik bir yolculuğu da tek başına, başarıyla gerçekleştirmişti.

Gemilerin otonom hale gelmesi ve güvenli şekilde seyredebilmesi için radar ve sensör teknolojileri kullanılıyor. Ayrıca otonom navigasyon teknolojisi de durmaksızın geliştiriliyor. SHI, bu teknolojisini 6 büyük gemisinde ve 5 küçük gemisinde kullanıyor.

Sanayinin işbirliği içinde olması, bu tür projelerin geleceği için hayati önem taşıyor. Geçen yıl SHI, Danimarkalı DNV ile bu teknolojileri geliştirmek için bir anlaşma imzaladığını açıklamıştı. Kendi kendine giden gemiler de tıpkı otonom otomobiller gibi farklı özerklik derecelerine göre çalışabiliyor.

Toplamda 4 ana seviye var.

Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne göre birinci seviye için gemide denizcilerin bulunması gerekiyor. Dördüncü seviye ise tam özerk yapı demek. Bu seviyedeki bir geminin, insan müdahalesi olmadan çalışması bekleniyor.

Otonom gemiler için engelleri var

Birleşik Krallık Hidrografi Ofisi, navigasyon için denizcilere hidrografik veriler sağlayan bir devlet kurumu. Ofis, makinelerin grafikleri nasıl okuyabileceği ile ilgili standartları da geliştiriyor.

Gemiler için denizdeki yoğunluk son derece önemli. Bu gemiler karaya yaklaştıkça, daha fazla gemiyle ya da rüzgar santraliyle karşılaşıyor. Bu da otonom bir sürüşte kararlı davranışların önemini gösteriyor. Geleneksel bir gemide kaptan, bu engellere karşı nasıl davranması gerektiğini biliyor. Peki ya otonomlar?

İşte bunun için rotada karşılaşılacak ‘engellerin’ sistem tarafından doğru şekilde okunması gerekiyor.

Makinelere grafikleri doğru şekilde okutabilecek algoritmaların geliştirilmesiyle bu engellerin ortadan kaldırılabilir.

Otonom bir geminin, seferdeyken, başına gelecek çarpışmalara karşı da hazırlıklı olması lazım. Bir kargo gemisinin çapışma durumunda ortaya çıkacak maliyet kaybı çok yüksek olur. Dolayısıyla hiçbir şirket bu riski almak istemez.

Denizlerdeki ticari gemilerin başı, gidilen güzergaha göre, korsanlarla da dertte. Otonom seyahat eden bir geminin korsanlara karşı da savunmasız olacaktır. Özellikle yük sahiplerinin, bu sebeple otonom gemilere güvenmesi daha uzun sürecek gibi.

Girişimler altyapıya odaklanmalı

Otonom gemicilikte Kongsberg Maritime ve Samsung Heavy Industry gibi sektör liderleri başı çekiyor. Sektör, devler tarafından domine edildiği için girişimlerin pek fazla şansı yok. Girişimlerin büyük oyuncularla rekabette zorlanması nedeniyle, bu alanda pek fazla yeni oyuncu da görmüyoruz.

Denizcilikte otonom sürüş için yapay zeka gibi teknolojilere odaklanan var ancak, liman altyapısına yönelik geliştirmelerin çok daha önemli olduğu söyleniyor.

Yerel altyapının optimize edilmesi, girişimler için büyük fırsatlardan biri ve onlara bir rekabet alanı açabilir.

Statista’nın verilerine göre global otonom gemi pazarının 2030 yılına kadar 10.7 milyar dolar değere ulaşması bekleniyor.