TİM Başkanı Gültepe: Tekstil ve hazır giyimde sınavın en büyüğüyle karşı karşıyayız

PAYLAŞ
  • 17. İstanbul Hazır Giyim Konferansı'nda açılış konuşması yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mustafa Gültepe, "Gümrük Birliği ve kotaların kaldırılmasını avantaja çeviren tekstil ve hazır giyim sektörümüz sınavın en büyüğüyle karşı karşıya" dedi.
TİM Başkanı Gültepe: Tekstil ve hazır giyimde sınavın en büyüğüyle karşı karşıyayız

TİM Başkanı Mustafa Gültepe, 17. İstanbul Hazır Giyim Konferansı'nda açılış konuşması yaptı.

Gültepe konferansta yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"32 yıldır bu sektörün içindeyim. Bu dönemde dönüm noktası diyebileceğimiz gelişmelere tanıklık ettik. Örneğin Gümrük Birliği ilk devreye girdiğinde olumsuz etkileneceğimiz kaygıları vardı. Aksine çok güzel bir işbirliği ortamı gelişti. Kotaların kaldırılması da bizim için önemli bir belirsizlik konusuydu.

Hızlı moda ve Avrupa'ya yakınlığımızla o süreci de avantajımıza dönüştürmeyi bildik. İnişli çıkışlı bir yolculukta bir çok sınavı atlatarak bugünlere geldik. Bugün belki de yolculuğumuzun en zor aşaması ve sınavın en büyüğüyle karşı karşıyayız. Yeni aşamada rotamız AB'nin 2057 hedefi, sınavın adı Yeşil Mutabakat. Bu sınavdan yüz akıyla geçersek önemli bir avantaj elde edeceğimizi söyleyebilirim. Çünkü gerek hazır giyim ve tekstilde, gerekse genel ihracatta AB Türkiye için en büyük pazar.

Toplam ihracatımızın yüzde 42'sini, hazır giyim ihracatımızın da yüzde 60'ını AB'ye yapıyoruz. Tekstil ihracatımızın ise yüzde 37'sini AB ülkelerinde gerçekleştiriyoruz. AB'de hazır giyimde üçüncü, tekstilde ise ikinci tedarikçiyiz. Bu büyük pazarda daha da güçlenebileceğimiz potansiyele sahip olduğumuza da yakinen şahitsiniz. Olaya bu bilinçle bakıyor, bizi sürdürülebilir üretime, döngüsel ekonomiye taşıyacak yolun taşlarını döşüyoruz. Evet, küresel hazır giyim talebinde daralma ve iç konjonktürden kaynaklanan nedenlerle 2 yıldır zorlanıyoruz. Evet, rekabetçiliğimizin zayıfladığı bir dönemden geçiyoruz. Evet, pazar kayıpları yaşadık ve yaşıyoruz. Ama her şeye rağmen uzun vadeli hedefler doğrultusunda dönüşüm yolculuğumuza devam etmek zorundayız.

"Her düzenleme, her direktif bizim için yeni ev ödevi anlamına geliyor"

Dijital ve yeşil dönüşüm bizim için son 3-5 yılın konusu değil. Yıllardır bu iki konu yani ikiz dönüşüm üzerine konuşuyor, kafa yoruyor, projeler geliştirip uyguluyoruz. Yeşil Mutabakat ile birlikte süreci daha da hızlandırdık. Bildiğiniz gibi Yeşil Mutabakat dinamik bir süreç. Mevzuat sürekli değişiyor. Örneğin 3 ay önce eko tasarım yönetmeliği yürülüğe girdi. 2027'den itibaren dijital ürün pasaportu ile tanışacağız. Ardından sınırda karbon mekanizması ile karşı karşıya kalacağız. Her düzenleme, her direktif bizim için yeni ev ödevi anlamına geliyor. 2 hafta önce çok geniş katılımlı bir eko tasarım webinarı yaptık. Elbette konuyu bütüncül bir bakış açısıyla ele almak zorundayız.

Değer zincirindeki paydaşlarımızla, kamu kurumlarıyla aynı dili konuşabilmeliyiz. Birlikte çalıştığımız markalarla güçlü ortaklıklar oluşturmalıyız. Çünkü yeni dönemde tedarik zinciri konusunda markalar da ciddi bir sorumluluk yüklenmek zorunda olacaklar. Değer zincirinde hızlı bilgi akışı ve güçlü ortaklıklara duyulan ihtiyaç artacak. Dolayısıyla tedarik zincirinde bundan sonra ortaklık zincirini konuşup tartışmamız gerekiyor.

Biz pamuktan son ürüne değer zincirinin tüm bileşenlerine sahip iki ülkeden biriyiz. İzlenebilirliğimiz açısından bize ve ortaklarımıza önemli bir avantaj sunuyor. Markalarla mevcut işbirliğimizi de stratejik partnerliğe dönüştürmek istediğimizi de belirtmek isterim. Markalardan da bu avantajı bir fırsat olarak değerlendirmelerini bekliyoruz.

"Yüksek katma değerli üretim kulvarına geçmemiz gerekiyor"

Türkiye'nin hazır giyimde fiyat odaklı rekabet şansı giderek azalıyor. Öte yandan her fırsatta ısrarla dile getirdiğimiz gibi Türkiye pahalı olmanın ötesine geçerek çok çok pahalı bir duruma geldi. Ülke olarak bu sarmaldan en kısa zamanda çıkmak zorundayız. Dolayısıyla bizim hızla yüksek katma değerli üretim kulvarına geçmemiz gerekiyor. Kulvar değiştirmenin yolu, dijitalleşme, inovasyonu, tasarım ve özellikle markalaşmanın imkanlarını kullanarak hem markalaşma hem de üretim anlamında verimliliği ön planda tutarak değişim ve dönüşümü yapmak zorundayız.

Bunun için hep beraber yoğun biçimde çalışıyoruz. Topyekün çabalarımızın meyvesini gelecekte fazlasıyla toplayacağımıza inanıyorum."