Tarım sektörü 20-23 Kasım'da Antalya'da buluşuyor
- Dünyanın en büyük örtüaltı tarım fuarında sektör paydaşları sürdürülebilir tarım konusundaki yeni teknolojilerle tanışacak
Tarım sektörünün en önemli buluşma noktası Growtech.Antalya, sektörün önemli oyuncuarını bir araya getirecek. 20 Kasım -23 Kasım arasında Antalya ANFAŞ Fuar Merkezi'nde düzenlenecek olan fuar öncesi, Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Nuri Göktepe ve Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler tarımın geleceği ve gelişimi üzerine kritik konuları ele aldı.
Bu yıl 23. kez kapılarını açacak olan dünyanın en büyük örtü altı tarım fuarı Growtech.Antalya, sektörün sürdürülebilirlik, teknoloji entegrasyonu ve iklim değişikliğine uyum alanlarındaki dönüşümünde stratejik bir rol üstlenecek. 125'ten fazla ülkeden ziyaretçisini ağırlamayı hedefleyen fuar bu yıl, son teknolojik gelişmeleri keşfetme, yeni iş ortaklıkları kurma ve global tarım trendlerini yakından takip etme fırsatlarını tek çatı altında sunmaya hazırlanıyor.
Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği (BASUSAD) Genel Sekreteri Nuri Göktepe, küresel ısınmanın etkilerinin arttığı bu dönemde, tarımsal sulamanın önemine dikkat çekerek, suyun verimli kullanımını teşvik edecek çalışmalarını ön plana çıkaracaklarını vurguladı: "İklim değişikliği ve artan gıda talebiyle birlikte, tarımda suyun doğru ve verimli kullanımı her zamankinden daha kritik bir hale geldi. Falkenmark İndikatörü’ne (su kıtlığı indeksi) göre yılda kişi başına düşen su miktarının 1.700- 1.000 metreküp arasında olduğu ülkelerin veya bölgelerin 'su stresi' riskiyle karşı karşıya olduğu göz önünde bulundurulduğunda; İstatistik Kurumu (TÜİK) nüfus senaryolarından hareketle Türkiye'nin de yakın gelecekte bu risk grubu içerisinde yer aldığını belirtmek gerekir. Diğer yandan, iklim değişikliğine bağlı olarak havzalarımızdaki su varlığının değişimine yönelik projeksiyon çalışmaları da Türkiye’de su varlığının yüzde 25’e varan oranlarda azalabileceğini göstermektedir. Bu durumda 25 yıl kadar yakınlıkta, kişi başına düşen su miktarının sadece 802 metreküp olacağı öngörülmekte ve her birimize önemli sorumluluklar düşmektedir.”
Günümüzde tarımsal sulamada kullanılan 44 milyar metreküp suyun yüzde 68’inin halen vahşi sulama yöntemleriyle israf edildiğini belirten Göktepe:
“Yıllık en az 15 milyar metreküp su kaybına neden olan yöntemler devam etmekte. Kayıp ve kaçaklarla birlikte bu miktar 20-22 milyar metreküpe kadar çıkabilmekte. Bu noktada, BASUSAD olarak suyun dörtte üçünün tarımsal sulamada kullanıldığı gerçeğine özellikle dikkat çekiyor, basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasının hayati önem taşıdığını vurgulayan bir rol üstleniyoruz."
Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler ise tarım sektörüne dair güncel başlıklara değindi:
“Küresel ısınma, salgın hastalıklar ve dünyada yaşanan sosyo-ekonomik değişimler “gıda milliyetçiliği” kavramını ve dolayısıyla sektörümüzü giderek daha fazla ön plana çıkarıyor. Türkiye bu bağlamda, özellikle de stratejik tarım ürünlerine yönelik yerel tohum üretimini teşvik eden rolünü her geçen gün artırmaya devam ediyor. Türkiye olarak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destekleri, tohum üreticilerinin teşvik edilmesi ve tarımsal AR-GE çalışmalarının hızlandırılmasıyla, dışa bağımlılığımızı azaltarak küresel piyasalarda rekabet gücümüzü artırmaya devam ettiğimiz bir dönemden geçiyoruz. 2023 yılı itibarıyla %47 dış ticaret fazlası elde ederek, 472 milyon dolar ihracat başarısı yakalayan bir sektör konumundayız. Türkiye Tohumcular Birliği olarak alt birliklerimizin de desteğiyle, eğitim faaliyetleri, AR-GE çalışmaları ve özel projelere yoğunlaşarak sektörün gelişimine katkı sunmaya devam ediyoruz.”
Yerli tohuma dair çalışmalar sayesinde, talebin gelecek yıllarda artacağını da belirten Güler,
“Türkiye, özellikle ayçiçeği, mısır, pamuk, buğday ve domates gibi sebze tohumlarında önemli ihracat başarıları elde etmektedir. Özellikle domates, biber ve patlıcan gibi sebzelerin hibrit tohumlarına yurt dışından yüksek bir talep söz konusudur. Yerli üretimin teşvik edilmesi ve kaliteli tohumların geliştirilmesi sayesinde, 2024 yılı itibarıyla ihracat rakamlarının daha da artması beklenmektedir. Ayrıca, tahıl ve baklagil tohumlarında da ihracatın yükselmesi öngörülmektedir. Türkiye’nin iklim ve toprak koşullarına uygun, verimli ve dayanıklı tohumların üretimi, küresel pazarda rekabet avantajı sağlamaktadır. AR-GE çalışmalarının katkısıyla yeni çeşitlerin geliştirilmesi, ihracat potansiyelimizi daha da artıracaktır. Türkiye, bu alanda önemli bir oyuncu olma yolunda ilerlemektedir” görüşlerini belirtti.