Prof. Dr. Refet Gürkaynak ve Prof. Dr. Kamil Yılmaz TCMB'nin faiz kararını değerlendirdi

PAYLAŞ
Prof. Dr. Refet Gürkaynak ve Prof. Dr. Kamil Yılmaz TCMB'nin faiz kararını değerlendirdi
Prof. Dr. Refet Gürkaynak (sağda) ve Prof. Dr. Kamil Yılmaz
Fotoğraf: CNBC-e

Prof. Dr. Refet Gürkaynak ve Prof. Dr. Kamil Yılmaz TCMB'nin faiz kararını değerlendirdi. Güzem Yılmaz Ertem'in sorularını yanıtlayan uzmanlar Para Politikası Kurulu'nun faiz kararı metninde yer alan ifadeleri de yorumladı.

Prof. Dr. Refet Gürkaynak,"TCMB ben de sizin gördüğünüzü görüyorum diyor. Bir ay enflasyon artınca bu iş yürümüyor demek için yeterli veri yok ortada. Burada bozulmamı var yoksa bir aylık sapma mı var durup görecek. Bunun doğru söylenme dili bu. TCMB riskin arttığını görüyorum demiş. TCMB belirgin ve kalıcı düşüşü görmek istediğini söylemeye devam ediyor. TCMB’nin işi zaten veriye bağlı olmak zorunda. Merkez Bankası’nın bir beklentisi ve ona göre bir para politikası var. TCMB bu beklentinin dışında bir gelişme olduğunu görürse kendi davranışımı tekrar düşünmek zorundayım diyor" ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Kamil Yılmaz "Son veriler TCMB hedeflerinin son çeyrekte gerçekleşmeyeceğini gösteriyor. Ben bu yıl bir faiz kararı öngörmüyorum. Eylül verisi enflasyonda bir atalet olduğunu gösterdi. 2025’in ilk çeyreği itibarıyla bu indirimlere gidebileceğini düşünüyorum" diye konuştu.

"Bir yandan erken seçim bir yandan dezenflasyon konuşacağız"

Prof. Dr. Refet Gürkaynak: Türkiye gibi iktisat politikası çerçevesinin pek güvenilir olmadığı ülkelerde enflasyonu zor yoldan düşürmek zorundayız. Bunun için de çıktığı açığı yaratmak gerekiyor. Bu da zevkli bir şey değil. Günün nihayetinde bahsettiğimiz şey işsizlik. İnsanların ekmeğinden olması. Bir ülkenin kendisini bunu yapmak zorunda kalacak konuma getirmemesi lazım ama biz yaptık ve şimdi bedelini ödüyoruz. Buradaki soru şu hangi çıktı açığı patikası Türkiye’de enflasyonun düşüşü ki ben TCMB’nin de OVP’nin de bizi yüzde 5’e götürecek bir çıktı açığı olduğunu düşünmüyorum. En azından TCMB’nin biraz daha muhafazakar olan beklentisi düşüşle uyumlu. Konjonktür dalgalanmalarının esas maliyeti herkesin yüzde 3 fakirleşmesi değil. Bir grup insanlar işini kaybediyor. Başta uyguladığınız kötü politikalarla enflasyonu yüzde 80’e fırlattıktan sonra bir şey olmadan bunun düzelmesini beklemek makul değil. O maliyet bir şekilde ödenmek zorunda. Enflasyon yüzde 35’e döndüğünde bu bize yeter dersek tamamen 90’lar Türkiye’sine dönmek zorunda kalırız. Seçime daha ne kadar çok olduğu da net değil. Türkiye’nin yakın zamanda konuşmaya başlayacağı şeylerden biri erken seçim olacak. Cumhurbaşkanı bu Anayasa’yla tekrar aday olamıyor. Ya anayasa değişikliği için referandum yapılacak ya da muhalefetin de içinde olduğu bir erken seçim yapılacak. İçinde olduğumuz sene önemliydi. İktidarın da muhalefetin de erken seçim için bir nedeni yok. Bu sene enflasyonu yeterince indirmedik. Seneye bir taraftan erken seçim konuşurken bir taraftan da dezenflasyon konuşacağız." açıklamasını yaptı.

"Piyasalar erken bir indirim istiyor"

Prof. Dr. Kamil Yılmaz, “Piyasalar erken bir indirim istiyor. Enflasyonla mücadeleye baktığınızda TCMB patikayı görürsem indirime giderim diyor. TCMB erken indirmeye başlarsa başta verdiği sözü değiştirmiş olur. Mali ayakta biraz sıkılaşma var ama enflasyonu yüzde 17 seviyesine getirecek bir sıkılaşma yok. Asgari ücret çok önemli. Asgari ücret yüzde 20 artarsa bunun ilk çeyrekteki etkisine katkısı yüzde 3,2 yapar. Yüzde 30 artarsa enflasyona yüzde 5’e yakın katkı yapar. TCMB ocakta bile sıkı duruşunu koruyabilir. “

Kaynak: cnbce.com