BNP Paribas'dan Türkiye'nin cari açığına pozitif revizyon

PAYLAŞ
  • BNP Paribas, Markets 360 Strateji Raporu'nda Türkiye için cari açık/GSYİH tahmini yüzde 1.8'den yüzde 1.5'e, 2025 ortasına kadar ise yüzde 1.3'e revize edildi.
  • BNP raporunda Türkiye'nin altın ithalarında daha fazla düşüş beklentisi dile getirilirken turizm gelirlerinin ise GSYİH içindeki payının önümüzdeki dönemde biraz daha gerileyebileceği belirtildi.
BNP Paribas'dan Türkiye'nin cari açığına pozitif revizyon
İlgili Hisse

BNP Paribas, Markets 360 Strateji Raporu'nda Türkiye'yi analiz etti. Daha sıkı politikanın Türkiye'ye yapılan ithalat üzerinde etkisini göstermeye başladığına dikkat çekilen raporda, önümüzdeki aylarda ticaret dengesi ve cari açıkta daha fazla iyileşme bekledikleri de ifade edildi. TEB Kıdemli Ekonomisti Okan Ertem tarfından kaleme alınan raporda, "Yıl sonu cari açık tahminimizi GSYH'nin yüzde 1,8'inden yüzde 1,5'ine revize ediyor ve bunun 2025 ortasına kadar yüzde 1,3'e düşmesini bekliyoruz. Artan olumlu reel faiz görünümü, turizm gelirlerindeki düşüş beklentimize ve enerji fiyatlarının sabit kalmasına rağmen Türkiye'nin ödemeler dengesi ve TL varlıklarının iyi performans göstermesini sağlamalı" ifadelerine yer verildi. İşte rapordna öne çıkanlar:

Düşüş Eğiliminde Olan Cari Hesap

Türkiye'nin 2023'ün ilk çeyreğinde %5,5'e ulaşan cari açığı, o zamandan beri düşüş eğiliminde. Geçen yıl, ağırlıklı olarak döviz rezervleriyle finanse edilen, GSYH'nin yüzde 4'üne denk gelen 45 milyar ABD doları cari açıkla kapandı. 2024'ün başından itibaren yıllık enerji ithalatının Haziran ayında 52 milyar ABD dolarından 47 milyar ABD dolarına düştüğünü gördük. Altın ithalatı ise altın ithalat kotaları ve yerel yatırımcıların TL tasarruflarını tercih etmesiyle aynı dönemde 25 milyar ABD dolarından 17 milyar ABD dolarına geriledi.

Parasal Sıkılaştırma Çekirdek Dengeyi Destekliyor

Net altın ve enerji ithalatını hariç tutan çekirdek cari denge, 2018'den beri fazla vermektedir. Haziran ayında yıllık çekirdek fazla 40 milyar ABD dolarına yükselirken, reel yıllık kredi büyümesi yüzde 9 oranında azaldı. Çekirdek cari denge ile kredi büyümesi (iç talep) arasındaki ters ilişki güçlü olduğundan, genel dengeyi tahmin etmek için çekirdek cari dengeye odaklanmayı tercih ediyoruz.

Öncü Ticaret Dengesi Cari Açıkta Daha Fazla İyileşme Gösteriyor

Temmuz ayı dış ticaret verileri, iç talepte bir yavaşlama sinyali verdi. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle ticaret açığı 6,2 milyar ABD doları olarak gerçekleşti ve bu rakam, 2024'ün ikinci çeyreği ortalaması olan 6,8 milyar ABD doları ve ilk çeyreği ortalaması olan 6,7 milyar ABD dolarının altında kaldı. Daha da önemlisi, ihracat yüzde 14 artarken, ithalatın Temmuz ayında yüzde 7 düşmesiyle ihracat-ithalat oranında bir iyileşme gözlemliyoruz. Özellikle, 2022'den bu yana ilk kez tüketim malları ithalatı yıllık bazda yüzde 2 oranında azaldı.

Reel kredi büyümesi güçlü bir çekirdek fazlaya işaret ediyor: Reel yıllık kredi büyümesindeki düşüş, tüketim ve sermaye malları ithalatının yıllık ivmesinde bir azalmaya yol açtı. Ayrıca, kredi büyümesi, çekirdek cari dengenin seyrini belirlemede en önemli faktör olmaya devam ediyor. Çalışmalarımız, gelecek yıl %0 reel kredi büyümesi varsayımı altında, çekirdek cari fazla/GSYH oranının 2025 yıl sonu itibarıyla %1,8 seviyesinde istikrar kazanacağını gösteriyor (Şekil 7). Eğer reel kredi büyümesi negatif olursa (2025 sonu için %25 TÜFE varsayımıyla), çekirdek cari fazlanın cari fazla yaratacak seviyelere ulaşacağını hesaplıyoruz.

Turizm gelirleri uzun vadeli eğilimine doğru istikrar kazanacak: Cari denge bileşenlerinden bir diğeri de 2024 Haziran itibarıyla yıllık 44 milyar ABD dolarına ulaşan turizm gelirleridir. Yükseliş trendinde olsa da, yabancı ziyaretçi sayısındaki yıllık ivmenin azaldığını gözlemliyoruz. Yabancı ziyaretçi sayısının öncü göstergelerinden biri olan Türk havaalanlarındaki uluslararası yolcu trafiği, Temmuz ayında yıllık %4 arttı; bu oran, Ocak-Temmuz ortalaması olan %11'in altında kaldı. 2022'den bu yana turist sayısındaki düşüşe, turist başına yapılan harcamanın azalması eşlik etti. Bu öncü göstergeler, turizm gelirlerinin GSYH içindeki payının önümüzdeki dönemde biraz düşebileceğini gösteriyor. 2024'te %3,6 olan yıllık turizm gelirlerinin 2025'te GSYH'nin yaklaşık %3,1'i seviyesine düşeceğini hesaplıyoruz.

Enerji ithalatı, brent petrol fiyatındaki istikrardan fayda sağlıyor: Türkiye net enerji ithalatçısı olduğu için enerji ithalatı cari dengenin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar, Türkiye’nin enerji ithalatı üzerinde güçlü bir etkiye sahip. Brent ham petrol fiyatının mevcut seviyelerde (82 ABD doları/varil) 2025 sonuna kadar istikrar kazanacağını varsayarsak, net yıllık enerji ithalatı/GSYH oranının 2024 Haziran'daki %3,6'dan 2025 sonunda %2,8'e düşeceğini hesaplıyoruz. Eğer enerji fiyatları %15 artarsa (2025'te ortalama 95 ABD doları/varil) net enerji ithalatının GSYH'nin %3,3'ü seviyesinde olacağını öngörüyoruz.

Altın ithalatında daha fazla düşüş bekleniyor: Ağustos 2023'ten itibaren, işlenmemiş altın ithalatı, altın ithalatçıları için aylık 12 ton ile sınırlandırıldı. Kotaların getirilmesinden önceki 12 aylık dönemde, aylık ortalama altın ithalatı 2,8 milyar ABD dolarıydı. Kotalar ve yüksek reel faiz oranları sayesinde, aylık ithalatın ortalama 1,5 milyar ABD dolarına düştüğünü görüyoruz. Altın ithalatını 2024 ve 2025 yıllarında GSYH'nin %1,2'si olarak hesaplıyoruz (Şekil 12).

Yıllık cari açık 2025 ortasına kadar düşecek: Cari denge bileşenlerine dair tüm tahminleri bir araya getirdiğimizde, yıllık cari açığın 2024 sonunda GSYH'nin yaklaşık %1,5'i (19 milyar ABD doları) ve 2025 ortasında %1,3'ü (16 milyar ABD doları) seviyelerine düşeceğini, ardından 2025 yılı sonunda GSYH'nin %2,1'i (25 milyar ABD doları) seviyesine çıkacağını hesaplıyoruz. 2024 ve 2025 için %3 GSYH büyümesi öngörüyoruz. Parasal sıkılaştırmanın, 2025 yılı sonuna kadar %1,8'lik bir çekirdek cari fazla/GSYH oranını sağlaması muhtemeldir. Bulgularımız, sıkı para politikası, düşük kredi büyümesi ve dolayısıyla daha düşük cari açık sayesinde gelecek yıl para birimi üzerinde sınırlı bir baskı olacağını gösteriyor. Bu durumun, Türkiye için gelecekte daha iyi dış finansman koşulları sağlaması gerektiğini düşünüyoruz.