"TL'nin güçsüz kalması dezenflasyon sürecini zorlaştırabilir"

Asiye Erduran
PAYLAŞ
  • In Touch Capıtal Markets Kıdemli Kur Analisti Piotr Matys, CNBC-e'ye konuştu. Türk Lirası'nın bu yılın en güçsüz para birimlerinden biri olduğunu söyleyen Matys, "TL güçsüz kalmaya devam ederse bu dezenflasyon sürecini zorlaştırabilir ve bu yıl TCMB'nin faiz indirimi yapmasını engelleyebilir" dedi.
"TL'nin güçsüz kalması dezenflasyon sürecini zorlaştırabilir"
İlgili Hisse

Dolar endeksi ocak ayından bu yana ilk defa 102 seviyesinin altına geriledi ve bununla birlikte gelişmekte olan ülke para birimleri rekor seviyelere ulaştı. Öncelikle dolar endeksine ilişkin beklentileriniz ne yönde ve endeksteki geri çekilmenin dolar/TL ve euro/dolar paritesine yansımaları nasıl olur?

Dolar hem G10 ülkelerinin hem de gelişen piyasa ekonomilerinin para birimleri karşısında yumuşak bir duruş sergiliyor. Bunun sebebi de piyasaların Fed tarafından yapılacak faiz indirimi beklentisinin yükselmesi. Bu indirim de büyük olasılıkla eylül ayında gerçekleşecek. Bu noktada sorulması gereken asıl soru, Jerome Powell’ın Jackson Hole’da yapacağı açıklamalarla daha da netlik kazanabilir ve umarım bizi aydınlatır. Para politikasındaki beklenen ise yapılacak faiz indiriminin 25 baz puan mı yoksa 50 baz puan mı olacağı yönünde. Yatırımcıların bilmek istediği ilk nokta bu. Bu konuya dair henüz netleşmiş bir şey yok ancak çok ufak bir farkla 50 baz puana yakın olabileceği yönünde söylemler var. İkinci önemli soru ise piyasaların beklentilerinin bu yıl sonuna kadar neredeyse 100 baz puana varan bir indirime bakışlarının gerçekçi olup olmadığı. Eğer bu güvercin duruş beklentilere yönelik yorumlar Powell tarafından da desteklenirse doların daha da geri çekilmesi beklenebilir. Teorik olarak yüksek getirisi olan yükselen piyasa ekonomilerinin para birimleri ABD’deki düşük faiz oranlarından en çok faydalananlar olabilir. Maalesef sizin de bildiğiniz gibi Türk lirası burada bir istisna olarak öne çıkıyor. Türk Lirası, TCMB’nin sıkı para politikasına ve yüzde 50 faiz oranına rağmen bu yıl en güçsüz para birimlerinden biri. Bu, Merkez Bankası’nın enflasyon çok düşük ve daha önemlisi sürdürülebilir bir noktaya gelene kadar sıkı para politikasını sürdüreceğini gösteriyor. Özetlemek gerekirse gelişen piyasalar için genel durum pozitif ancak bu, Fed’e bağlı olarak dikkatli olunması gereken bir pozitiflik. Bu noktada en büyük risk, Fed’in yapacağı indirim beklentileriyle birlikte yatırımcıların gereğinden fazla güvercin duruşu sergilemesi olabilir.

TCMB’nin para politikasına vurgu yaptın. Peki bu yıl Merkez Bankası’ndan bir faiz indirimi bekliyor musun?

İçinde bulunduğumuz duruma ve Türk Lira’sının duruşuna göre çok mümkün durmuyor. Türk Lirası güçsüz kalmaya devam ederse bu dezenflasyon sürecini zorlaştırabilir. Bu da Merkez Bankası’nın enflasyon tahmini fazla optimistik olabilir demek. Eğer dezenflasyon TCMB’nin beklediğinden daha yavaş gerçekleşirse bir faiz indirim ihtimali bu yıl için çok uzak. Basitçe söylemek gerekirse TCMB’nin sabırlı olması indirime gitmek için acele etmesinden çok daha iyi. Türk politika yapıcılar ve Başkan Karahan de bu yönde sabırlı olacaklarına yönelik açıklamalar yaptılar. Burada sabırlı olmak kilit rol oynuyor.

Merkez Bankası’nın yılsonu enflasyon tahminini optimistik olduğunu vurguladın. Fakat yabancı kurumlardan Merkez Bankası’nın faiz politikasına ilişkin olumlu yorumlar geliyor. Bu değerlendirmeleri nasıl buluyorsunuz ve Türkiye’de bu yıl bir stagflasyon riski söz konusu olur mu?

Dikkatli bir şekilde optimistik olmakta fayda var. Bazı yapısal dengesizlikler bulunuyor ve bu da enflasyonla beraber güçsüz bir Türk Lirası görmemize sebep oluyor. Eğer Bakan Şimşek’in politikaları tam olarak uygulanabilirse ve geri adım atılmazsa bunlar sonuca kavuşacaktır. Bu da bizi başka bir önemli noktaya getiriyor. Sayın Şimşek bu noktada enflasyonu kontrol altına alma yolunda sabırlı olunması gerektiğini belirtiyor. Eğer bu ekonomik politikalar tam olarak uygulanabilirse ve gereken zaman tanınırsa Türkiye’nin potansiyeli çok büyük. Bunu herkes biliyor. Türkiye’nin potansiyeli inanılmaz fazla. Ancak Türkiye’nin çok daha dengeli bir şekilde büyümesi gerekiyor. Türkiye geçmişte çok büyük bedeller ödedi ve bu bedeller ani ekonomik çıkış ve düşüşlerle ilgiliydi.

Tüm bu söylediklerinizi göz önüne alırsak sizin yıl sonu dolar/TL ve enflasyon tahminleriniz ne yönde şekilleniyor?

Dolar/TL’ye teknik olarak baktığınızda parabolik bir hareket görüyoruz. Bu tarz parabolik hareketlerin bir noktada kısmı geri dönüşleri olması normaldir. Bir noktada bu parabolik hareket bir geri dönüş göstermelidir. Bu geri dönüşün gerçekleşmesi içinse Türkiye yapısal dengesizlikleri gidermelidir. Türkiye’nin amaçlarından biri de yabancı yatırımcıların güvenini kazanmak. Bu yolda büyük ilerleme katedilmiş olsa da hala tam olarak bir güven sağlandığı söylenemez. Bazı yatırımcıların aklında şüpheler var. Tabii ki bu noktada güven sağlanması için yine sabır gerekiyor. Eğer bu olursa ancak o zaman bu parabolik harekette geri bir dönüş görebiliriz ancak bunun için hala çok erken.

Son olarak gelişmekte olan ülkeler için en büyük risk nedir? ABD seçimleri mi yoksa jeopolitik riskler mi daha çok belirleyici olacak?

Bana kalırsa ikisi de büyük bir rol oynuyor. Jeopolitik olaylardan başlamak gerekirse Avrupa’da hala bir savaş sürmekte. Ukrayna bazı doğu bölgelerde ilerleme kaydetti. Muhtemelen Kiev ve Moskova arasında barış görüşmeleri önümüzdeki yıl başlayabilir. Bu barış konuşmalarının sonucuysa kasımdaki ABD seçimleri ile büyük ölçüde alakalı. Eğer Trump Beyaz Saray’a girerse politikaları daha enflasyonist olacaktır ve bu da FED’e indirimler konusunda daha az hareket imkanı tanıyacaktır. Bu da doları biraz destekleyebilir. Eğer Kamala Harris kazanırsa, Trump ’un aksine ticaret politikaları Çin’e yönelik o kadar da sıkı olmayacaktır. Bu açıdan bakıldığında Harris’in başkan olması küresel ticarete daha ılımlı yansıyacaktır. Ancak Harris’in kazanması durumunda Tayvan bölgesindeki jeopolitik gerginlik tırmanabilir. Harris başkan olursa bazı jeopolitik stratejistler Pekin’in ABD’nin Tayvan’a yönelik belirleyeceği sınırları zorlayabileceğini söylüyor. Bu bağlamda jeopolitik olaylar çok büyük bir rol oynuyor ve bu noktada başkanlık seçimlerini ayrı tutmamak gerekli. Seçimin sonucu jeopolitik durumu çok etkileyecektir.