Kara Pazartesi 2.0'da piyasaların beklentisi 37 yıl önceki hamlenin aynısı

PAYLAŞ
  • 5 Ağustos Pazartesi günü, 37 yıl önceki Kara Pazartesi'ye benzer bir çöküş yaşandı. 1987'de Dow Jones %22,6, S&P 500 %20,4 ve NASDAQ %11,35 düşmüştü. Hong Kong, Avustralya, İspanya ve İngiltere borsalarında da büyük düşüşler görüldü.
  • 1987 krizi sonrası Fed, faiz oranlarını düşürdü ve piyasalara likidite sağladı. Greenspan yönetimindeki Fed, faizleri %7,3125'ten %6,75'e çekti ve bankalara düşük faizli borç verme imkanı sundu, böylece bankacılık krizini önledi.
  • Analistler dün yaşanan çöküşün ardından Fed'den yeni bir faiz indirimi bekliyor. Fed'in eylüldeki toplantıda 50 baz puan indirim beklentisi fiyatlanmaya başlandı.
Kara Pazartesi 2.0'da piyasaların beklentisi 37 yıl önceki hamlenin aynısı

Global piyasalar 5 Ağustos Pazartesi günü tıpkı 37 yıl önce olduğu gibi bir Kara Pazartesi yaşadı. Tarihler 19 Ekim 1987'yi gösterdiğinde global piyasalar sert düşüş göstermişti. Dow Jones Sanayi Endeksi 22,6 oranında düşüşle, 508 puan kaybetti. Bu düşüş halen endeksin tek günde yaşadığı en büyük kayıp olarak tarihe geçti. S&P 500 yüzde 20,4 ve NASDAQ ise yüzde 11,35 oranında değer kaybetti. 1980'lerin ilk yıllarında başlayan küreselleşmeyle dünya ekonomisi birbirine bağlanmaya başlamıştı. Bu yakınlaşma küresel kriz anınında da kendini gösterdi. ABD'nin haricinde dünya borsalarında da büyük düşüşler görüldü.

Hong Kong Hang Seng endeksi 45,8, Avustralya All Ordinaries endeksi yüzde 41,8 İspanya borsası yüzde 31 Birleşik Krallık FTSE 100 endeksi yüzde 26,4 Kanada Toronto Borsa endeksi yüzde 22,5, Yeni Zelanda borsası 60 oranında düşüş yaşadı. Bunların yanısıra Almanya DAX endeksi yüzde 9,4 düşerken Japonya Nikkei endeksi ise yüzde 14,9 geriledi. Bu düşüşler 19 Ekim 1987'nin ekonomi tarihine Kara Pazartesi olarak geçmesine neden oldu.

Piyasalardaki panik havası, büyük satış dalgalarını körüklerken bilgisayarların kullanıldığı otomatik alım-satım programları, ani ve büyük satışların tetiklenmesine neden oldu. Bilgisayar teknolojisinin yeni yeni kullanılmaya başlanması nedeniyle çok büyük gerilemeler görüldü. Benzer hadiselerin yeniden yaşanmaması için 1988 yılında devre kesici adı verilen yeni bir müdahale aracı devreye alındı. O devre kesici dün yaşanan düşüşte Japonya'da ve Borsa İstanbul'da iki kez devreye girerek panik havasının yatışmasını sağladı. BIST 100 endeksi ikinci devre kesici müdahalesinin ardından sakinleşti.

Yeni Büyük Buhran korkusu ve Fed'in müdahaleleri

Bu çöküş sonrası dünya ekonomisinde yeni bir Büyük Buhran korkusu başladı. 1929 krizindeki ekonomik kriz 10 yıldan uzun sürecek bir durgunluk yaratacak ve sadece ABD'de işsizlik oranının yüzde 25'e fırlamasına neden olacaktı.

O dönem çiçeği burnunda Fed Başkanı Alan Greenspan ki kendisi sonraki 20 yıl boyunca Fed'i yönetecekti, krizden hemen sonra yaptığı açıklamalarda, Fed'in gerekli tüm adımları atacağını ve finansal sistemin sağlamlığını koruyacağını belirtti. 20 Ekim 1987'de, yani çöküşten bir gün sonra, Alan Greenspan, piyasalara güven vermek için bir kamu açıklaması yaptı. Greenspan, "Federal Reserve, ülkenin merkez bankası olarak sorumluluklarına uygun olarak, ekonomik ve finansal sistemi desteklemek için bir likidite kaynağı olarak hizmet etmeye hazır olduğunu teyit etti" ifadesini kullandı.

1986'nın sonunda yüzde 5,875 olan Fed'in faiz oranı Ekim 1987'ye gelindiğinde yüzde 7,3125'e kadar çıkmıştı. 1986 sonrası hızlanan ekonomik büyüme beraberinde bir enflasyon baskısı da getirmişti. 1970'leri büyük oranda stagflasyonla geçiren ABD ekonomisinde faizler ekonomideki ısınmayı azaltmak amacıyla yüksek seyrederken 1987 krizi gerçekleşmişti. Greenspan yönetimindeki Fed yönetiminin borsalardaki çöküşe yönelik ilk hamlesi faiz oranlarını düşürmek oldu. Fed faizleri 4 Kasım'da yüzde 7'ye ardından Mart 1988'de de yüzde 6,75'e çekti. Fed sadece faizleri düşürmekle kalmayıp piyasalara likidite sağlamak için açık piyasa işlemleri yoluyla büyük miktarlarda menkul kıymet alımı yaptı. Fed, bankalara iskonto penceresinden düşük faiz oranıyla doğrudan borç verme imkanı sundu. Bu adım, bankaların ihtiyaç duydukları fonlara erişimini kolaylaştırarak bir bankacılık krizini önlemede kritik bir rol oynadı​.

1929 krizinin aksine genişlemeci politikalar izleyen Fed, piyasayı da yönlendirerek beklentilerin olumlu yönde seyretmesini sağladı. 2008 krizinde Fed Başkanı olarak görev yapan Ben Bernanke'nin 21. yüzyıl Para Politikaları kitabında aktardığına göre 1980'li yıllar merkez bankacılığında gizemin ortadan kalktığı ve şeffaflığın daha da yaygınlaştığı yıllar olacaktı. Bernanke, Greenspan'in yönlendirmelerini de bu kapsamda değerlendiriyor. Greenspan yönetiminin kriz anındaki genişlemeci hamleleri sonraki yıllarda birçok krizde de kullanılacaktı. 1998'daki LTCM krizinde Greenspan sürpriz olarak 25 baz puanlık indirim yetkisini kullandı. 2008 krizine giden süreçte Ben Bernanke yönetimin piyasaya trilyonlarca dolar enjekte etti. Covid 19 pandemisinde Jerome Powell yönetimi faiz oranlarını düşürdü ve likiditasyonu artırdı.

Piyasaların beklentisi yeni bir faiz indirimi

Dün yaşanan Kara Pazartesi 2.0, 1987'deki selefine göre daha küçük çaplı oldu. BIST 100 endeksi yüzde 5,54 düştü. ABD'de S&P 500 endeksi yüzde 3,00, Nasdaq Composite endeksi yüzde 3,43 ve Dow Jones Sanayi Endeksi yüzde 2,60 düşüş gösterdi. ABD'nin 10 yıllık tahvil getirileri Haziran 2023'ten beri en düşük seviyeye gelirken Japon yeni ABD doları karşısında yüzde 11'den fazla değer kazandı. Japonya'da cuma günü yüzde 5'ten fazla değer kaybeden Nikkei 225 endeksi dün de yüzde 12,4 gerileyerek 1987 yılındaki Kara Pazartesi'nden bu yana en sert düşüşünü kaydetti. Tayvan Taiex endeksi yüzde 8,35, Avustralya S&P/ASX 200 endeksi yüzde 3,71 düştü. Güney Kore'nin Kospi endeksi yüzde 8,77, Kosdaq endeksi yüzde 11,30 geriledi. Hong Kong'dan Hang Seng yüzde 1,6 ve Çin'in CSI 300 endeksi yüzde 1,21 düştü. Avrupa borsalarında da yüzde 1,5 ile 2,5 arasında değişen düşüşler görüldü.

Avrupa Merkez Bankası, İngiltere ve Japonya'nın faiz artırması, ABD ekonomisinde son açıklanan verilerin resesyon korkusu oluşturması artan küresel ve bölgesel gerginlikler ve Omaha Kahini olarak bilinen ünlü yatırımcı Warren Buffett'ın Berkshire Hathaway'deki nakit miktarını artırması piyasalardaki korkuları tetikledi. Piyasadaki korkuyu ölçen VIX endeksi 2008 (eşik altı mortgage krizi) ve Covid-19 pandemisinin başladığı 2020'den beri en yüksek seviyesine geldi. Goldman Sachs'ın hafta sonu yayınladığı analiine göre 2025'te ABD ekonomisinde resesyon bekleyenlerin oranı yüzde 25'e çıktı. Bir önceki raporda bu beklenti yüzde 15 seviyesindeydi.

Piyasalar halihazırda Fed'in eylül ayında indirime gitmesini bekliyordu. Dünkü çalkantının ardından indirimin büyüklüğü değişti. CME Fedwatch verilerine göre bir hafta önce 5,25-5,50 olan faizde 50 baz puan indirim bekleyenlerin oranı yüzde 12 iken şu anda yüzde 75'in üzerine çıkmış durumda. Öyle ki tıpkı Covid-19 pandemisinde olduğu gibi Fed'in 18 Eylül'deki FOMC toplantısını beklemeyip acil toplantıyla faiz indirimine gitmesi ihtimali bile konuşuluyor. CNBC'ye açıklama yapan Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee Fed'in amacının istihdamı artırmak, fiyatları stabilize etmek ve finansal istikrarı sağlamak olduğunu vurguladı. Fed yetkilisi, "Geleceğe dönük bakıyoruz. Eğer koşullar kötüleşirse, gerekli önlemleri alacağız" diye konuştu. Goldsbee ayrıca verilerin resesyona işaret etmediğini söyledi. CNBC'in Squawk Box programına katılan Wharton profesörü Jeremy Siegel ise Fed'in araya girerek faiz indirimi yapması gerektiğini düşünüyor. Siegel, faizlerin şu anda 3,50 - 4,00 arasında bir yerde olması gerektiğini öne sürerek eylülde ise 75 puanlık bir indirim beklediğini aktarıyor. Forbes'da yer alan analize göre piyasaların faiz indirimi beklentisinin arkasında yatan temel mantık faiz indiriminin ekonomiyi hızlandırarak resesyon riskini düşüreceği fikri.

Öte yandan New York Times'a konuşan J.P. Morgan'ın ABD ekonomi şefi Michael Feroli ise durumun abartıldığı kadar kötü olmadığı düşüncesinde. Feroli, “Sanırım genel olarak bu durumların kredi piyasasının bozulduğu ve finansal sistemin donduğu dönemlerde meydana geldiği görülüyor. Şu anda piyasalar iyi bir gün geçirmiyor ancak bence bu normal bir durum" diye konuştu.

Wall Street Journal'da yer alan incelemede ise şu ifadeler kullanıldı: İyi haber şu ki, 1987 tamamen piyasalarla ilgiliydi: Piyasalar yükseldi, tekrar düştü, başka kimse zarar görmedi. S&P, Ağustos 1987'deki zirvesine kadar olan sekiz ayda yüzde 36 kazanç sağladı, bu yılın en yüksek seviyesine kadar olan sekiz ayda ise yüzde 33 arttı. 1987'de olduğu gibi, bu yılki kazançlar da sıkı para politikası ve daha yüksek tahvil getirilerine rağmen geldi. Tıpkı bugün olduğu gibi, 1987'de de yatırımcılar tedirgindi ve beklenmedik karı garantilemek için satış yapmaya hazırdı. Şu ana kadar kayıplar daha küçük, ancak kârlı işlemler tıpkı 1987'de piyasaların tamamında olduğu gibi tersine döndü.

Kaynak: cnbce.com